Maun Suresi Okunuşu ve Anlamı Nedir?

Kuran-ı Kerim’in 107. Suresi olan, adını son ayette geçen ‘maun’ kelimesinden alan ve ‘Eraeytellezi’ ismiyle anılan Maun Suresi 7 ayetten oluşur. Peki, Türkçe ve Arapça okunuşu nedir, meali, tefsiri ve fazileti nelerdir?

12.01.2022-14:38 - (Son Güncelleme: 02.02.2022-14:38) Maun Suresi Okunuşu ve Anlamı Nedir?

Kısa surelerden biri olan Maun Suresi’nde genel olarak Allah’ın hikmetlerinden bahsedilir. Bununla birlikte inkar eden, nankör ve amellerini gösteriş uğruna yapan, riyakar kullara da değinilir. İşte okunuşu ve meali…

OKUNUŞU

Bismillahirrahmânirrahîm.

1. Era'eytellezî yükezzibü biddîn

2. Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm

3. Velâ yehüddü alâ ta'âmilmiskîn

4. Feveylün lilmüsallîn

5. Ellezîne hüman salâtihim sâhûn

6. Ellezîne hüm yürâûne

7. Ve yemne'ûnelmâ'ûn

MEALİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.

1. Gördün mü o dine yalan diyeni?

2. İşte yetimi itip kakan odur!

3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.

4. Fakat veyl o namaz kılanlara ki,

5. Namazlarında yanılmaktadırlar.

6. Onlar ki, gösteriş yaparlar.

7. Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler).

Maun Suresi Anlamı

FAZİLETİ

Maun Suresinin faydaları birçok şekilde karşımıza çıkıyor. Buna göre;

- Maun Suresini okuyan kişinin sözü geçer ve sevilen biri olur. Saygınlığı ve itibarı artar.

- Sıkıntılı dönemlerde bu sureyi okuyan kişi sıkıntılarından kurtulur.

- Çocuğa Maun Suresinin okunması onu her türlü afet ve tehlikelerden korur.

- Maun Suresini evinde ve işyerinde okuyan kişinin evi ve işyeri kaza ve beladan korunur.

- Maun Suresini düzenli okuyan kimsenin imanını yaşaması kolaylaşır. Namazlarına devam etmesi kişiye kolay gelir.

- Bu sureyi okuyan kişinin vicdanı genişler ve merhamet duygusu artar.

TEFSİRİ

Sûre, içeriğinin önemine muhatapların dikkatini çekmek maksadıyla, "Dini yalanlayanı gördün mü?" şeklindeki soru ifadesiyle başlamaktadır. Müfessirler buradaki "din" kelimesinin "Kur'an, uhrevî yargı, Allah'ın hükmü, İslâm" gibi anlamlara geldiği görüşündedir (İbnü'l-Cevzî, IX, 244; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 112). Bu âyetin, Mekke müşriklerinden olan ve kıyameti inkâr eden Âs b. Vâil hakkında nâzil olduğu rivayet edilmektedir. Daha sonra, dini asılsız saymanın insanın ahlâkında meydana getirdiği olumsuz etkilere yetimlere karşı şefkatsiz davranıp onları hor görme örneğiyle vurgu yapılır. Kur'ân-ı Kerîm'in başka âyetlerinde de yetimlerin mallarının ve haklarının korunup gözetilmesine dikkat çekilmektedir (meselâ bk. en-Nisâ 4/6, 10; el-İsrâ 17/34; el-Fecr 89/17; ed-Duhâ 93/6, 9). Ardından gelen âyette kınayıcı bir üslûpla yoksulların yiyeceklerini kendileri sağlamadıkları gibi başkalarını da buna özendirmekten uzak duranlara işaret edilir. Âyette "yoksulları doyurmak" yerine "yoksulun yiyeceği" denilmek suretiyle varlıklı olanların malında yoksulların haklarının bulunduğu belirtilmektedir. Nitekim bu husus, "Onların mallarında isteyenin ve yoksulun hakkı vardır" meâlindeki âyette de ifade edilmektedir (ez-Zâriyât 51/19).

Sûrenin son dört âyetinde ibadetlerine riya karıştıranlar, iyiliğe engel olanlar veya yoksullardan ihtiyaç duydukları şeyleri esirgeyenler kınanmıştır. İbn Abbas'tan nakledilen bir rivayete göre 5. âyette, yalnız kaldıklarında namazı terkedip başkalarıyla birlikte iken namaz kılan münafıklar kastedilmiştir (Taberî, XXX, 201; Kurtubî, XX, 212). Bu âyette namazı ciddiye almayan, eğlence kabilinden namaz kılan kimselere dikkat çekildiği şeklinde de yorumlar mevcuttur (Taberî, XXX, 201-202). Bazı müellifler, Mekke döneminde münafıkların bulunmadığını ve müşrik Araplar'ın da kendilerine özgü bir tür namaz kıldıklarını ifade ederek sûrenin ilk bölümünde olduğu gibi bu âyetlerde de Mekke müşriklerinin kastedildiğini söylemişlerdir.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal