Marmara Denizi'ne Karadeniz’den Organik Karbon Yağıyor

Marmara Denizi’ni etkisi altına alan deniz salyası ile ilgili çeşitli sebepler değerlendirilirken, uzmanlar Tuna Nehri sebebiyle meydana gelen kirlenmeye dikkat çeken kritik bir rapor hazırladı.

14.06.2021-12:56 - (Son Güncelleme: 14.06.2021-16:36) Marmara Denizi'ne Karadeniz’den Organik Karbon Yağıyor

Marmara'yı saran müsilaj felaketi ile ilgili pek çok sebep göz önünde bulundurulurken İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. İzzet Öztürk ile Araştırma Görevlisi Büşra Çiçekalan, Tuna Nehri nedeniyle oluşan kirlenmeye işaret eden kritik bir rapor oluşturdu. “Tuna’nın Marmara Denizi Üzerindeki Hidrolik ve Organik Yük Baskıları” başlığıyla hazırlanan raporda, Tuna Nehri’nden, Boğaz üst akımı ile taşınan partiküler organik karbonun Marmara Denizi'nin ekolojik dengesine zarar verdiğine işaret edilerek, İstanbul ile ilgili durum da açıklandı.

Tuna Nehri, Karadeniz, Boğaz yolu ile seneler içinde taşınan kirleticilerin, Marmara Denizi'nin alt tabakasında yer alan çözünmüş oksijen azlığına yol açtığına işaret edilen raporda, şu tespitler yer aldı:

“Karadeniz’den İstanbul Boğazı ile Marmara’ya giren, ağırlıklı olarak Tuna nehri kaynaklı sınır aşan kirlilik, 1990’lı yıllardan itibaren, ötrifikasyon (aşırı plankton çoğalması) riski özellikle Marmara Denizi alt tabakasındaki kronik çözünmüş oksijen azlığı sorunun en temel nedenlerinden biridir. Marmara ile ilgili olarak yapılan kirletici yükleri envanterinde de Karadeniz’den gelen kirliliğin İstanbul’un kentsel kirlilik yükünün toplam organik karbon bakımından 10 katı, toplam azot ve fosfat parametreleri itibarı ile ise birkaç katı mertebesinde olduğunu gösteriyor.”

''RİSK DEVAM EDİYOR''

Hazırlanan raporda, SSCB’nin parçalanmasının ardından Tuna havzasında yer alan ülkelerin fosfor ile azotlu gübre kullanımlarını azalttığı, bu duruma karşı riskin sürdüğüne dikkat çekilen raporda, “Öyle ki, Tuna havzası ülkelerince kullanılan azotlu ve fosforlu gübre miktarları 1995 sonrası, sırası ile 1.5 ve 0.5 milyon ton/yıl seviyelerine geriledi. Tuna Havzasındaki Doğu Bloku ülkelerinde yaşanan ekonomik kriz dolayısıyla azalan zirai gübre kullanım, havzanın fosfat yükünü sınırlı oranda düşürmesine karşın TIN yükünde bir değişime yol açmamıştır. Fosfor yükündeki belirgin azalmanın ana sebebi fosforsuz deterjanlara geçiş ile besi maddesi giderimli atıksu arıtma uygulamalarıdır” ifadelerine yer verildi.

''SU KALİTESİ İZLEME ÇALIŞMALARI KESİNTİYE UĞRAMADAN SÜRDÜRÜLMELİDİR''

Tuna Nehri’nin Avrupa ülkeleri aracılığıyla alınan tedbirlerle daha az kirlenmiş olmasına karşın şu anda da fazla bir kirletici yükü taşıdığına işaret eden Prof. Dr. Öztürk de şu açıklamada bulundu:

“Karadeniz üzerinden Marmara Denizi’ne taşınan kirleticilerin ana kaynakları Tuna ve Dinyeper nehirleri. Söz konusu büyük nehirlerin taşıdıkları atık yükünün yüzde 70’i Boğaz’dan Marmara’ya boşalıyor. Karadeniz’deki planktonlar üst organizmalar tarafından tüketiliyor. Doğal denge korunduğu için müsilaj görülmüyor. Özellikle planktonla beslenen üst popülasyonun yok olmaya başlaması bu vahim tabloyu ortaya çıkartıyor. Marmara ve Boğazlar’ın su kalitesi izleme çalışmaları kesintiye uğratılmadan asgari mevsimlik bazlı olarak sürdürülmelidir. Marmara su kalitesini büyük oranda etkileyen Karadeniz kaynaklı kirliliğin izlenmesi amacıyla Tuna havzası ülkeleriyle daha sıkı iş birliği sağlanmalıdır.”

Marmara Denizi'ne Karadeniz’den Organik Karbon Yağıyor

İstanbul’da, Marmara Denizi’nde meyana gelen deniz salyası problemini çözmek adına pek çok noktada faaliyetler aralıksız sürüyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca başlatılan temizlik faaliyetlerinde Caddebostan Sahili ile Bostancı İDO İskelesi'nde belediye personelleri, müsilajları süzgeçlere koyarak atık torbalarına yerleştiriyor. Ekipler, akıntı ile rüzgar sebebiyle deniz salyalarının tekrar sahil bölgesinde artabileceğini, bu sebeple faaliyetlere ara vermeden devam edildiği ifade ediliyor. Bakanlığın görev verdirdiği deniz süpürgeleri, tekneler ve botların faaliyetleri de açık denizde sürerken, Büyükşehir tekneleri de kıyılara yakın bölgelerde dip temizleme işlemlerine devam ediyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI: KISA SÜREDE DENİZİMİZİN MASMAVİ SULARINA KAVUŞACAĞIZ

Deniz salyasının temizliğinin öncesi ve sonrasıyla ilgili kareler paylaşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, şu ifadeleri kullandı:

“Marmara Denizi’mize kıyısı olan illerimizde Belediyelerimiz ve Valiliklerimizle hep birlikte sürdürdüğümüz müsilaj temizleme seferberliğinde güzel sonuçlar almaya başladık. İnşallah çok çalışarak kısa sürede denizimizin mavi sularına kavuşacağız.” 

''EGE DENİZİ RİSK ALTINDA''

İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen depremin riskini gözler önüne sermek ve fay hatları üzerine inceleme yapmak için yola koyulan TÜBİTAK MAM gemisi İzmir Alsancak Limanı’na geri döndü. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, fay hatlarının yanında deniz salyasıyla ilgili inceleme yaptıklarını dile getirdi. Mandal, açıklamalarına şu sözlerle deva etti:

“Sefere çıkarken tek gündemimiz buradaki deprem ile ilgili aktif fay hatlarının incelenmesiydi ancak Marmara’daki müsilaj konusu gündeme geldi. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız TUBİTAK’a bu konuda görev verildiğini söyledi. Bölgeden değişik numuneler alındı, çalışmaların önemli kısmını tamamladık. Hafta ortasında tamamını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teslim edeceğiz. Numunelerde toksik madde ve metal oranları araştırıldı. Biz müsilajı yüzeyden kaldırmanın ötesinde denizdeki ekosistemi bozan her bileşen hakkında çalışmalar yürüteceğiz. Çözümde mutlaka bilim temelli yaklaşım olması lazım. Müsilaj göl şeklinde yayılım gösteriyor bu yüzden tehlike boyutu yüksek. Buna sebep veren gerekçeler Ege Denizi’nin kıyılarında olduğu için bu bölge de risk altında.”

Marmara Denizi'nde karşı karşıya kalınan müsilaj felaketi, İzmit Körfezi’nde hakim olmayı sürdürüyor. Esen rüzgar sebebiyle yönü değişebilen müsailaj, İzmit Körfezi kıyılarında etkili oluyor. 

Darıca ilçesi Eskihisar sahil kesiminde bulunan teknelerin çevresinde görülen deniz salyası, köpüksü yapısı le merak uyandırıyor. Burada özellikle marinada etkili olan ve birçok bölgeyi etkisi altına alan müsilaj, teknelerin giriş-çıkışlarını etkiliyor. Yapılan çalışmalarla deniz süpürgeleri, tekne ile dalgıçların desteğiyle toplanan müsilajlar, şehirde bulunan arıtma tesisine götürülüyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde, Balıkesir’de gerçekleştirilen kontrollerde, sorumluluklarını yerine getirmediği belirlenen bir sanayi tesisinin çalışmaları sonlandırıldı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde sahillerde, denizde ve tesislerde yapılan kontrol faaliyetleri sürüyor. Balıkesir Bandırma'da, gübre üretimi hususunda çalışma yapan bir sanayi tesisinde detaylı kontrol yapıldı. Kontroller neticesinde, Çevre Kanunu’nda ifade edilen sorumlulukları yerine getirmediği belirlenen tesisin gereken çevresel önlemleri alıncaya dek çalışmalarının durdurulmasını kararlaştırdı. Diğer taraftan İstanbul, Kocaeli, Balıkesir, Yalova, Çanakkale, Bursa ve Tekirdağ’da 77 bölgede beş gün boyunca gerçekleşen faaliyetlerle 1700 metreküp deniz salyası temizlendiğini bildirdi.

MARMARA DENİZİ EYLEM PLANI KOORDİNASYON KURULU OLUŞTURULDU

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile, Çevre ve Şehircilik Bakanı başkanlığında ‘Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu’ oluşturuldu. Resmi Gazete’de yayımlanan genelgede, Marmara'da, iklim değişikliği tesiriyle yükselen sıcaklık, deniz suyunun durağanlığı ve azot-fosfor yükselişine bağlı gün yüzüne çıkan ve doğal hayatı etkileyen afet niteliğinde deniz salyası pisliğinin görüldüğü ifade edildi.

Plan kapsamında beklenen işlerin belirlenen zamanlarda yapılabilmesi için gereken faaliyetlerin bir bütünlük içinde yapılabilmesinin istendiği genelgeye göre, heyette içlerinde Çevre ve Şehircilik, Sağlık, İçişleri, Sanayi ve Teknoloji, Tarım ve Orman, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarının alakalı bakan yardımcılarının da olduğu katılımcılar bulunacak. Heyet, ayda en az 1 kez bir araya gelecek.

MÜSİLAJ İÇİN ERKEN UYARI

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Manisa Celal Bayar Üniversitesinden (MCBÜ) harita mühendisi akademisyenler, Marmara Denizi’nde deniz salyasının yayılımını takip etmek için Google Earth Engine uygulamasında kullanılan “kod” yazdı. 

YTÜ Harita Mühendisliği Bölümü Fotogrametri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Balık Şanlı oluşturulan kod ile, su yüzeyi ile deniz salyasını birbirinden ayırt edebildikleri haritalar ürettiklerini söyledi. Deniz salyasının, Marmara'da kapladığı bölgeleri koordinatları ile belirlediklerini belirten Şanlı, şu açıklamada bulundu:

“Kod sayesinde Google Earth Engine üzerinde müsilaj tespiti yapabiliyoruz. Kodu çalıştırıp risk olan yerleri belirleyebiliriz. Uydu görüntüleriyle erken bir zamanda riskli gördüğümüz bölgelere saha analizi için gidilebilir, gerekli önlemler alınabilir”

MCBÜ Coğrafi Bilgi Sistemleri Öğretim Görevlisi Osman Salih Yılmaz da tercih ettikleri yöntemin bir nevi “erken uyarı sistemi” gibi de değerlendirilebileceğini ifade ederek “Bu kodla temizliğin hangi aşamada olduğunu, müsilajın azalıp azalmadığını dakikalar içinde tespit edebiliyoruz. Ayrıca daha önce hiç müsilaj görülmemiş bölgelerde yayılımın başlayıp başlamadığı da tespit edilebilir” şeklinde konuştu.

YORUM YAZ..
Modal