Marmara Denizi için kırmızı alarm: Oksijen seviyesi tehlikeli seviyelere düştü

Son yıllarda kirlilik sebebiyle oksijen seviyesi düşen Marmara Denizi’nde ekolojik dengenin bozulma ihtimali endişe yaratıyor. Uzmanlar, müsilaj olayının yeniden ortaya çıkabileceği konusunda uyarılarda bulunurken gerekli önlemlerin alınması gerektiğini kaydediyor.

16.07.2024-17:29 - (Son Güncelleme: 16.07.2024-17:29) Marmara Denizi için kırmızı alarm: Oksijen seviyesi tehlikeli seviyelere düştü

Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj felaketi, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en büyük çevre felaketlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Bu olayın ardından harekete geçen yetkililer, '2021-24 Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı'nı hazırlayarak, Marmara Denizi'ni özel çevre koruma bölgesi ilan etti. 22 maddelik bu eylem planının 14 maddesi doğrudan kirlilik yükünün azaltılmasıyla ilgiliydi.

Ancak, aradan geçen iki yıla rağmen Marmara Denizi'nde istenilen düzeyde bir iyileşme sağlanamadı. Yetkililer, müsilaj felaketinin tekrar yaşanma riskinin hala yüksek olduğunu belirtiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakanı Mehmet Özhaseki, 27 Haziran’da yapılan Marmara Deniz Eylem Planı Koordinasyon Kurulu 4. Toplantısı’nda, "Eğer eylem planımız doğru ve kararlı bir şekilde uygulanmazsa, müsilaj gibi ekolojik bir felaket kapıda bekliyor" ifadelerini kullandı.

Tehlike giderek büyüyor

Karar'da yer alan habere göre; Marmara Yaşasın Grubu’ndan Levent Büyükbozkırlı, kamuya açıklanan verilerin yetersiz olduğunu belirterek, 2021 yılından itibaren Marmara Denizi üzerine topladıkları verileri paylaştı. Marmara Denizi'nde kirliliğin her geçen gün arttığını ifade eden Büyükbozkırlı, son 50 yıl içinde çok ciddi bir oksijen kaybı yaşandığını belirtti. 1970 yılında deniz yüzeyinin yarım metre altında suda çözünmüş oksijen miktarı 1 litrede 8.4 miligram iken, 2018 yılında bu miktar 4.9 miligrama düşmüş durumda. 50 metre derinlikte ise oksijen miktarı 1970 yılında 5.3 miligramken, 2018 yılında 0.9 miligrama düşmüştür.

Marmara Denizi için kırmızı alarm: Oksijen seviyesi tehlikeli seviyelere düştü

Marmara Denizi aşırı ısındı

Marmara Denizi'nin aşırı ısınmasının ardında yatan nedenin kirlilik olduğunu vurgulayan Büyükbozkırlı, Akdeniz havzasındaki diğer denizlerde sıcaklık artışı yaklaşık 1 derece iken, Marmara Denizi’nde bu artışın 2,5 derece olduğunu belirtti. Denize yapılan deşarjlara bağlı olarak oluşan aşırı miktardaki askıda katı madde, suyun ışık geçirgenliğini azaltıyor ve suda bulanıklığa neden oluyor. Bu durum güneş ışınlarının geri yansımasını engelleyerek denizin aşırı ısınmasına neden oluyor.

Atık sular tehlikeyi artırıyor

Evsel atık sular, Marmara Denizi'nin kirlenmesinde başlıca neden olarak öne çıkıyor. 2021 yılı verilerine göre tüm Marmara’daki evsel ve endüstriyel atık suların yüzde 67’si İstanbul’dan geliyor. 2023 yılı itibarıyla İstanbul’un günlük atık su debisi 4,5 milyon metreküpe yükselmiş durumda. Bu atık suların yüzde 44’ü hiç arıtılmadan Marmara Denizi’ne boşaltılıyor. Ayrıca, endüstriyel atık suların ne oranda arıtıldığına dair veri bulunmuyor.

Canlı çeşitliliği çok azaldı

Marmara Denizi’nin tüm kıyı şeritleri 'hassas su kütlesi' olarak ilan edilmesine rağmen, atık suların denize deşarjı devam ediyor. Marmara Denizi'nde 1900’lerin başında 124 tane ticari balık türü bulunurken, günümüzde bu sayı 4-5 türe düşmüş durumda. İstavrit, palamut ve lüfer gibi balıklarda vibrio türü bakteri teşhis edilmiş ve bu bakterinin balıklarda hastalığa yol açtığı belirlenmiştir.

Levent Büyükbozkırlı, Marmara Denizi’ni kurtarmak için acil ve kararlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Belediyelerin evsel atık suları ileri biyolojik arıtmaya geçirmesi ve endüstriyel atık suların her fabrikada ayrı ayrı arıtılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Marmara Bölgesi’nin sanayi ve nüfus açısından hafiflemesi gerektiğini ve mega projelerin durdurulması gerektiğini savundu.

Özetle, Marmara Denizi'nde yaşanan çevre felaketi, alınan tedbirlerin yetersizliği ve gelecekte benzer felaketlerin yaşanma riskine karşı ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Yetkililerin ve kamuoyunun bu konuda daha duyarlı ve kararlı adımlar atması gerektiği açıkça görülüyor.

Kürşat Muratcan Kılıç
muratcankilic@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal