Lohusalık Dönemi Nedir?

Lohusalık dönemi hakkında merak edilenler. Lohusalık dönemi nedir? Lohusalık dönemi ne kadar sürer? Lohusalık döneminde beslenme nasıl olmalıdır? Lohusalık süreci ile ilgili merak edilenler haberimizde...

27.02.2021-16:53 - (Son Güncelleme: 27.02.2021-16:53) Lohusalık Dönemi Nedir?

Plasentada  bebeğin doğumundan sonra başlayan anne vücudunda gebelik sırasında meydana gelen fizyolojik değişikliklerin ortadan kalkması ve genital organların gebelikten önceki şekline dönmesine kadar olan döneme lohusalık dönemi denilmektedir. Ve ortalama 5 hafta kadar sürmektedir. Ancak annedeki organ ve sistemlerin gebelik öncesindeki haline dönmesi aylarca da sürebilir. Rahim küçülür, emzirme rahimin küçülmesinde çok önemli bir etmendir.

EN HASSAS DÖNEM LOHUSALIK

Lohusalık döneminin doğumdan sonraki 40 günü tanımlar Op. Dr. Aslı Alay, bu sürecin kadının yaşam döngüsündeki en hassas dönemdir dedi. Lohusalık döneminin bağışıklık sisteminin zayıf olduğu, enfeksiyonlara açık, vücutta yıkım ve yeniden yapılanmanın olduğu, hormonların değişim gösterdiği bir geçiş dönemi olduğunu vurgulayan Op. Dr. Alay, 'Lohusalık döneminin ilk 24-48 saati yani doğumun ardından anne tıbbi bakım alacağı ve yakın takip edileceği bir sağlık kuruluşunda olmalıdır.

21. yy şartlarında doğumların her türlü tıbbi müdahalenin yapılacağı hastanelerde yapılması hem anne hem de bebek sağlığı açısından önemlidir. Çünkü doğumdan sonra lohusa kadını bekleyen en büyük risk kanamadır. Kanama anne ölümlerinin en sık nedenidir. Hem ülkemizde hem de dünyada en sık anne ölümüne yol açan kanama obstetrik bakımın iyi olduğu merkezlerde birçoğu engellenebilir. Kanamanın en sık görüldüğü ilk 24-48 saatte kadınların hastanede gözlem altında tutulması bu nedenle çok önemlidir' dedi.

DOĞUM BİR HASTALIK DEĞİLDİR

Lohusalık döneminde anne hayatını tehdit eden diğer bir sorunun emboli olduğunu dile getiren Op. Dr. Aslı Alay, 'Kanda pıhtılaşmanın artmasından kaynaklanır. Tetikleyici neden ise hareketsizliktir. Toplumumuzda doğumun bir hastalık gibi algılanması sık görülen bir alışkanlık olup lohusa kadının sürekli yatırılmasına ve hareketsizliğine yol açar. Aslında doğum fizyolojik bir olaydır. Doğaldır. Kadın bedeni tek başına kaldığı şartlarda bile doğumu gerçekleştirebilir'.

Bu fizyolojik ve doğal olayı bir hastalık gibi görmemek, doğum sonrasında annenin kısa süreli yürüyüşlere çıkmasını, bebeğe bakmasını, bebeğin ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamak en basit ve kolay önlemdir. Amaç annenin doğum sonrasında aktif yaşantısını sürdürmesi, bebek bakımını öğrenebilmesi olup tüm bunlarda eş desteği oldukça önemlidir' dedi.

LOHUSA BESLENMESİ

Lohusalık sürecinde olan her kadının bol su içmesi, protein ve taze sebze, meyve ağırlıklı beslenmesinin hem anne hem de bebek sağlığı için önemli olduğunu kaydeden Op. Dr. Alay, şöyle söyledi:

'Günde 4-5 öğün sebze tüketilmelidir. Lifli gıdalar sık görülen bir sorun olan kabızlığa da iyi gelir. Aşırı yağlı, baharatlı, tuzlu ve katkı maddesi içeren gıdalardan uzak durmalıdır. Özellikle ton balığı, midye gibi civa içeriği yüksek gıdalar, alkol ve sigara tüketimi önlenmelidir. Lifli gıdaları pişirilerek veya sebze çorbası şeklinde tüketimi ve bu gıdaların yanında rezene, kimyon alınması, iyi çiğnenmesi, yavaş yenmesi gaz sorunu da  çözecektir.

Rezene, ıhlamur, malt içeceği, şekersiz kompostolar ve vazgeçemediğimiz en güzel içecek olan su tüketimi oldukça önemlidir. Bazı bebeklerde görülen gaz sancısı nedeni ile anneliği özellikle ilk yaşayan kadınlar ne yiyeceklerini bilemez olur. Etrafındaki tüm insanlar kendi deneyimlerini doğruluğuna inanarak anlatır. Bu sorunların yaşanmaması için kadınlar gebelik dönemi itibari ile lohusalık dönemine hazırlanmalı, özellikle doğum hekimi bu konuda gebeyi aydınlatmalıdır' şeklinde konuştu.

ÖNEMLİ BİLGİLER

Genellikle aşırı yorgunluk, uykusuzluk, vajinal yoğun akıntı ve kanamanın arttırdığı enfeksiyon riski ve operatif doğumlarda oluşan ağrı nedeniyle ilk 40 gün cinsel ilişki önerilmez. Aslında cinselliği böyle katı kurallarla sınırlayamayız, belirleyici olan kadının kendini hazır hissettiği andır. Ancak burada unutulmaması gereken cinsel birleşme olmadan yakınlaşma, dokunma, koklama, sarılma ve öpüşmenin hem ilişkiyi canlandırmada hemde anneye destek olmada etkisi yüksektir.

Lohusalık dönemi sonrasında özellikle ilk ilişki denemesinde ağrı ve acı duyusu yaşanılabilir. Hormonlardaki değişiklik etkisi ile cinsel uyarılmada, ıslanmada azalma olması ağrıya, oluşan ağrıda isteksizliği arttırır. Bu durum aslında doğal bir süreçtir. Geçicidir. Ön sevişmenin uzatılması, birtakım doğal kayganlaştırıcılar kullanılması ağrıyı azaltır" açıklamasında bulundu.

LOHUSALAR DİYET YAPABİLİR Mİ?

Op. Dr. Alay, 'Ancak yeni doğum yapmış bir kadında kilo fazlalığı beklenen ve doğal bir durum olup süt veren kadınlarda kalori azaltılması, katı diyetler yapılması önerilmez. Gebelikte alınan kilolar düzenli beslenen, aktif hareket eden ve süt veren kadınlarda 4-6 ay içinde verilir. Karın kaslarını güçlendirmek için egzersizlere ise sezaryen doğum yapan kadınlarda 12., normal doğum sonrası ise 6-8. haftada başlanılabilir. Bebek ile anne arasında ilişkinin ve uyumun başladığı lohusalık döneminde annedeki fiziksel görüntüsündeki kaygılar eş desteği ile oldukça azalır. Annenin bu dönemde sevgiye, ilgiye, bazen küçük süprizlere ihtiyacı vardır. Yani anneliği yanında kadınlığınında unutulmamasını istemektedir' dedi.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal