Kürk Mantolu Madonna Romanından Altı Çizilmesi Gereken Sözler

Sabahattin Ali, Maria Puder ve Raif Efendi'nin aşkını konu aldığı romanı Kürk Mantolu Madonna'yı, çatlak kolunu acısını giderebilmek için sık sık sıcak suya sokarak yazdı. İşte Kürk Mantolu Madonna'dan 10 yürek burkan alıntı .

02.04.2019-18:03 - (Son Güncelleme: 11.02.2022-09:24) Kürk Mantolu Madonna Romanından Altı Çizilmesi Gereken Sözler

Raif Efendinin Maria Puder'e olan aşkını ve mektuplarını içeren Kürk Mantolu Madonna romanı, Türk edebiyatının en değerli eserlerinden biridir. içinizi acıtacak birkaç söz...

EN GÜZEL 10 KÜRK MANTOLU MADONNA ALINTISI

İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım... Ama nasıl yaşayacağım! Bundan sonraki hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak! Ama ben dayanacağım... Şimdiye kadar olduğu gibi.

(Sayfa 46)

Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı, ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?

(Sayfa 86)

Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim. Bu hâl gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu; fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim.


(Sayfa 73)

Acı acı güldüğümü hissettim. İnsanlara olduklarından başka gözlerle bakmakta ısrar edişimi içerliyordum. Yirmi dört yaşına geldiğim hâlde hala çocukluğumun saflığından kurtulamamıştım.

(Sayfa 69 )

Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik.

(Sayfa 120)

"Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırsan gelirim" dedi. 

"Nereye çağırırsan gelirim!"

(Sayfa 140)

Asıl mühim olan, iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan şu dünyada, bu nadir saadete ermekti. Öte tarafı hep teferruattı.


(Sayfa 138 )

İçime ondan başka kimsenin girmesine müsaade etmemiştim.

(Sayfa 158)

"Hayır, hayır!” diyordu. İnsanlar bana hiçbir şey yapmadılar. Hiçbir şey... Hep ben... Hep ben…

(Sayfa 45)

Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.

(Sayfa 149)

Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.

"Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi."

Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal