Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Şekerel, koronavirüs için aşı bulunmasının oldukça mutluluk verici bir haber olduğunu belirtti.
Yakın zamanda Türkiye'ye de gelecek olan aşıya ilişkin Şekerel, ‘Kovid-19 aşısı ile gelişen alerjik reaksiyonlar hakkında çok fazla ayrıntıya sahip değiliz. Bu nedenle her kişiye normalde aşı yaptırmadan önce özellikle aşıya veya içerdiği bileşenlere karşı bilinen herhangi bir alerjisi olup olmadığı sorulmalıdır’ dedi.
Şekerel, tüm şiddetli alerjik reaksiyonların aşı uygulamasından sonraki 30 dakika içerisinde yaşandığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
‘Bu nedenle tüm dünyada aşılama sonrası her kişinin en az 30 dakika süreyle izlenmesi yaygın bir uygulamadır. O yüzden aşılama yapılan tüm sağlık tesisleri hem alerjik reaksiyonları tanıyacak eğitimli personel hem de uygun tedavi ekipmanı ile donatılır. Bu durum, Kovid-19 aşıları dahil olmak üzere tüm aşılar için geçerlidir. İnsanların, besinler ve ilaçlar da başta olmak üzere çok çeşitli maddelere alerjisi olabilir. Bir kişinin aşı maddesine karşı bilinen bir alerjisi varsa, o kişiye o aşıyı yaptırmaması tavsiye edilir. Ama aşının mutlaka yapılması gerekiyorsa kademeli dozlama denilen farklı bir yaklaşım ile aşı uygulanması düşünülebilir.’
‘İNSANLAR AŞI YAPILDIKTAN SONRA İZLENMELİDİR’
Koronavirüs aşılarının alerjik reaksiyonlarının neler olduğunun tam olarak bilinmediğini belirten Şekerel, ‘Alerjisi olan kişiler, Kovid-19 aşı olmadan önce sağlık personelini bilgilendirmeli. Bu aşıyı mutlaka olması gereken alerjisi bulunan kişilere sağlık personeli gözetiminde kademeli dozlama yapılmalıdır’ ifadelerini kullandı.
Koronavirüs aşılarının tüm dünyada milyonlarca kişiye ulaşacağını elirten Şekerel, aşılardan sonra bazı olumsuz durumların bildirilmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Şekerel, herhangi bir ilaç ya da aşı ile istenmeyen reaksiyon potansiyelinin her zaman olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:
‘İnsanlar aşı yapıldıktan sonra izlenmelidir. Bireyler, aşı yaptırıp yaptırmamayı düşünürken risklerini ve faydalarını dikkate almalı ve bu kararı hekimleri ile birlikte almalıdır. Şimdiye kadar 1,5 milyondan fazla insanın Kovid-19 nedeniyle kaybedildiğini düşündüğümüzde aşılamanın faydaları, özellikle Kovid-19'a karşı en savunmasız risk grupları için hastalığın risklerinden çok daha ağır bastığını kabul etmemiz gerekiyor. Kovid-19 aşı güvenliğinin sağlık otoriteleri tarafından düzenli olarak izlenmesi de büyük önem taşıyor. Bu sayede çok nadir olabilecek veya altta yatan bir tıbbi durumla ilişkili olabilecek yan etkilerin erken tespit edilmesi mümkün olabilecektir. Ülkemizde uygulanacak tüm Kovid-19 aşılarının güvenliğini gerçek zamanlı olarak izleyecek ve kamuoyuna açık bildirimleri de sağlayacak güçlü bir aşı güvenlik gözetim sistemi bugünden oluşturulmalıdır.’