Ergenlik döneminin sadece çocuklar için değil, anne babalar için de bir geçiş dönemi olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, hem ergenlerde hem de aileler arasında fikir ayrılıkları ve anlaşmazlıkların kaçınılmaz bir durum olduğunun altını çizerek, ‘‘Ancak bu fikir ayrılıklarının çocuklarla olan ilişkiyi olumsuz olarak etkilemesi ebeveynler tarafından önlenebilir ya da en aza indirgenebilir’’ dedi.
‘‘İyi bir iletişim olumsuzlukları azaltır!’’
Sağlıklı ve doğru bir iletişimin aile ve ergen birey arasında olumsuzlukları azalma noktasında fayda sağlayacağını kaydeden Konuk, ‘‘İletişim içerisindeyken alışılan, düşünmeden sarf edilen kelimelerden, gençlerin kimliklerine, kişiliklerine yönelik olan yargılayıcı, kırıcı, eleştirici, tekrarlayan uzun süren nutuk cümlelerinden kaçınmak gerekir. Etiketleme, iğneleme veya küçümseme gibi cümleler de bu sınıfa girer. Başka bir yetişkine söyleyemeyeceğimiz cümleleri ergenlere de söylememeye dikkat etmek çok önemlidir’’ şeklinde bilgileri paylaştı.
Uzun nutuklara dikkat edilmeli!
Eleştiri için yanlış bir yanılgı olduğunu kaydeden Konuk, ebeveynlerin sıklıkla eleştirmezlerse gençlerin gelişemeyeceğini, öğrenemeyeceğini düşündüklerini aktararak şunları aktardı: ‘‘Oysa ki eleştiri ve alay cümleleri onları değişime kapalı hale getirmekle birlikte savunmalarının artmasına neden oluyor. Bu kalıptaki cümleler aile içi iletişimi bozarken aynı zamanda gençlerin direncini ve kırgınlıklarını tetikleyerek öz saygılarının düşmesine neden olabiliyor. Bununla birlikte gençlere uzun, tekrarlayıcı nutuklar, öğütler vermemek gerekir. Çünkü bu ifadeleri gençler bir süre sonra duymazdan gelme eğilimi gösterirler. Bunun yerine ebeveyn olarak düşüncelerinizi tek bir kelime/cümle ile ifade etmek, kısa hatırlatmalar yapmak onların dikkatlerini çekme ve iş birliği yapma ihtimallerinin artmasını sağlar.’’
‘‘Dinlemek insana fikirlerine önem veriyorum mesajını içerir’’
Ailelere ve ebeveynlere önerilerde bulunan Konuk, duyguları anlamak ve karşımızdaki bireyi gerçek anlamda dinlemenin önemine işaret ederek şunları aktardı: ‘‘Ergenle iletişim kurarken yaşadığınız durumla ilgili Nasıl hissettiğinizi açıkça söyleyebilmek, 'hayal kırıklığına uğradım', 'üzüldüm' gibi kendi duygularınızı etiketlemek bir çözüm dayatmadığınız için onların savunmaya geçmesini engeller. Aynı zamanda duygularınızı anlamasına da fırsat tanır. Duyguları ifade edebildiğimiz kadar ergenle iletişimde dinlemenin de rolü oldukça büyüktür. Dinlemek etkin bir süreçtir. Tüm dikkatinizi vererek dinlemek karşınızdaki insana fikirlerine önem veriyorum mesajını içerir. Eğer o anda dinlemek için yeterli zamanınız yoksa 'ne anlatacağını çok merak ediyorum ancak şu an acelem var. Yemekten sonra konuşmak, seni dinlemek istiyorum.' gibi bir cümle ile onu gerçekten dinleyebileceğiniz başka bir zaman önerilebilirsiniz. Dinleme esnasında ise sürekli sorular sorarak veya yorumlar yaparak araya girmemek gerekir.’’
‘‘Kendinizi onların yerine koyun!’’
Ergenlerin anlayış istediklerini belirten Konuk, üzgün ve kırgın olduklarında tavsiye değil anlayış beklentilerinin içerisinde olduklarını söyleyerek, ‘‘Bu nedenle konuşmasının bitmesini beklemek ve sonrasında kendinizi onun yerine koyarak duygularını paylaşmak iletişimi sürdürebilmek adına sağlıklı olacaktır. Bu her zaman aynı fikirde olacağınız anlamına gelmez ancak ilişki ve iletişimi güçlendirmeyi ve sürdürebilmeyi, paylaşmayı sağlayan sağlıklı bir yoldur’’ diye konuştu.
Ergenle girilen çatışmalara dikkat!
Çatışmalar, anlaşmazlıklar yetişkinlerde olduğu kadar ergenler arasında olabileceğini ve bununda hayatın bir parçası olduğunu belirten Konuk, ‘‘Çatışmalar duyguları bastırmak yerine ifade etme olanağı tanır. Düşünmeye, değişime ve çözüm bulmaya yönlendirir. Başlangıçta ergenin bu çatışmaya niye girdiğini bir ebeveyn olarak anlayabilmek için ergenlik çağının özelliklerini göz önünde bulundurmak veya sorunu detaylı olarak öğrenmek bazı çatışmaları anlamlandırmanızı sağlayacaktır. Ergenle girilen çatışmada ergeni bastırmamak gerekir. Onların ihtiyaçlarını ve arzularını göz önünde bulundurmak ve karar alma süreçlerine katılmasını sağlamak iş birlikçi yollardandır. Yaşanan sorun ve problem üzerine birlikte beyin fırtınası yapmak, sorun üzerinde tüm aile bireyleri ortaklaşa çözüm yolu bulabilmek ve en iyi seçeneği birlikte belirlemek ergene yol göstermeye yardımcı olacaktır’’ ifadelerine yer verdi.