Elazığ'da meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından canla başla çalışan Kızılay, başta sosyal medya bazı çevrelerin organize ettiği kampanyalarla linç edildi.
Akıl almaz suçlamalarla saldırıya uğrayan Kızılay'ı itibarsızlaştırmak isteyen çevrelerin niyeti belli oldu.
Sosyal medyada Medya Adamı adlı hesabın hazırladığı araştırmada Kızılay'a saldırının gerçek nedeni ortaya çıktı.
AMAÇLARI, HÜKÜMETİN DEPREME ETKİN MÜDAHALESİNİ İTİBARSIZLAŞTIRMAKTI
Medya Adamı adlı kullanıcını hazırladığı Twit serisinde, Kızılay'a yapılan operasyonun perde arkasında neler olduğu ortaya çıktı.
Medya Adamı'nın yaptığı araştırmadan öne çıkanlar şu şekilde:
Deprem sonrası hükümet, AFAD ve Kızılay tüm gücüyle hayat kurtarmaya ve insani yardım tesisine odaklanmışken muhalefet ve muhalif medya, sosyal medyada “deprem vergileri nerede” tag’i açtı. Amaçları, hükümetin depreme etkin müdahalesini itibarsızlaştırmaktı.
Ancak bu adımları başarısızlıkla sonuçlandı çünkü 30 Eylül 2019’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, deprem vergileri ile neler yapıldığını açıklamıştı.
DEPREM VERGİLERİYLE NELER YAPILDI?
Deprem vergileriyle 17 Ağustos 1999 depreminin izlerini silmek için Bolu, Düzce, İzmit, Yalova, İstanbul ve Sakarya için 103 milyar TL harcandı (sadece İstanbul’a 80 milyar TL). Deprem vergileriyle 43 binden fazla konut, okul, sosyal donatı, hastane ve eğitim alanı yapıldı.
2011’de Van’da meydana gelen 7,2 şiddetindeki depremin ardından kentte 26 bin 500 konut, 53 okul yapıldı. 47 kilometre mesafeden su teminiyle şehrin 50 yıllık içme suyu getirildi. Camiler, sosyal donatılar, parklar bahçeler yapıldı.
AFAD tarafından Türkiye genelinde 49 bin konut yatırımı yapıldı. 2002 öncesinde deprem sonrası herkesin açıkta kaldığı dönemlerden şimdi AFAD bünyesinde 25 lojistik merkezinin bulunduğu zamanlara geldik. AFAD’ın ayrıca 53 cep deposu var.
Peki 1999-2002 arasında CHP (DSP) iktidarında toplanan 7,3 milyar TL’lik deprem vergisi ve milyarlarca TL yardıma ne oldu? Cevap: CHP (DSP) iktidarı memur maaşlarını ödeyemediği için o paraları maaş ödemelerinde kullandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A VE KIZILAY'A ÇİRKİN İFTİRA!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden 18 saat geçmeden incelemeler yapmak için bölgeye gitmişti. Sahneye provokatör Serdar Akinan çıktı ve KRT TV’de “Erdoğan gelip ‘çıkarın’ talimatı versin diye AFAD yetkilisi enkaz altındaki kadını 1 saat bekletti” iftirası attı.
ENSAR VAKFI YALANI
İkinci itibarsızlaştırma çalışması da boşa çıkan muhalefet, muhalif medya ve trolleri, bu sefer Kızılay’ı hedef aldı. Önce “Kızılay’ın Ensar Vakfı’na bağış yaptığı” iddiasıyla “Kızılay’a yapılan bağışların Ensar Vakfı’na gittiği” algısı oluşturmaya çalıştılar.
Bu amaçla servis ettikleri belgenin Kızılay’a ait olmadığı, belgede Kızılay’a “şartlı bir bağış yapıldığı” ortaya çıktı. Mevzuat gereği (terör bağlantılı kişi ve kurumlardan gelmedikçe) Kızılay’a yapılan bağışların geri çevrilemeyeceğini hatırlatalım.
“Kızılay’ın Ensar Vakfı’na bağış yaptığı” iftiraları boşa çıkınca da bu kez Kızılay’ı vergi kaçırmaya aracılık etmekle suçladılar. Halbuki Türkiye ve dünyada birçok şirket ve fon, aynı yöntemi kullanarak Kızılay’a bağış yapmıştır.
Kızılay'ın ülke içinde 84 bin 829 çadırı var. 2011-2019 arasında sığınmacılara; 6 milyon 746 bin 888 gıda, 3 milyon 133 bin 136 barınma, 2 milyon 47 bin 205 hijyen 207 bin 655 sağlık malzemesi temin edildi.
Kızılay’a operasyonun nedeni Elazığ depreminde hükümetin müdahalesine karşı itibarsızlaştırmadan başka bir şey değildir.
Depremden birkaç dakika sonra deprem vergileri konusu gündem edilmiş, bu gündem başarısız olunca AFAD hakkında büyük bir iftira atılmış bu yalanda ortaya çıkınca Kızılay hedefe konulmuştur.
Aslında Kızılay konusunda algı operasyonuna daha önceden hazırlık yapıldığı anlaşılıyor, peki bunun nedeni neydi? Kızılay’ın birkaç büyük organizasyon ile işbirliğini engellemekti.
Bunu da uluslararası lobiler Türkiye içindeki adamlarına hazırlatmıştı. Elazığ depremi olunca da fırsatını bulup bir taşla iki kuş vurmaya çalıştılar.
Hedefleri Türkiye’nin vicdanı olan bir sivil toplum kuruluşunu önce Türkiye’de sonra dünyada itibarsızlaştırmak. Peki bu olursa kim kazanacak? Kızılhaç… diyeceklerimiz bu kadar.