Göz kapaklarının iç kısmını ve gözlerin beyaz kısmını kaplayan, ince ve şeffaf zar konjonktiva olarak isimlendirilmektedir. Bu zarın iltihabına ise 'konjonktivit' denilmektedir. Konjonktivit hastalığı, kan damarlarını olduğundan büyük ve belirgin bir hale getirip gözlerin kırmızı görünmesine yol açar. Konjonktivit, tek veya her iki gözde birden meydana gelebilir.
Konjonktivitin 5 yaygın belirtisi
İşte konjonktivitin belirtileri;
- Sulanmada artış
- Gözde ağrı
- Gözde kaşıntı
- Aşırı çapaklanma
- Sabahları kirpiklerde kabuklanma
Konjonktivite yol açan 3 temel faktör
- Enfeksiyonlar (viral ve bakteriyel)
- Alerjiler
- Çevresel faktörler
Konjonktivit nasıl tedavi edilir?
Drenajı veya rahatsızlığı en aza indirmek için göz hekimi reçeteli göz damlalarını tavsiye edebilir. Tedavinin gerçekleşebilmesi için zamanında ve doğru antibiyotik tedavisi oldukça önemlidir. Bakteriyel veya viral bulaşıcı konjonktivit, gözlerde drenaj sırasında yüksek düzeyde bulaşıcı bir hale gelmektedir.
Konjonktiva tümörleri ve çeşitleri
Görülme sıklığı her 2.500 kişide 1’dir. İyi huylu tümörlerin sıklığı, kötü huylu olanlara göre 3 kat daha yüksektir. Kornea ve konjonktiva tümörlerinin birlikte değerlendirilmesinin sebebi ise bu tür tümörlerin her iki dokuyu da sıklıkla birlikte etkileme olayıdır. Kapak kenarı komşuluğu nedeni ile pek çok tümör göz kapağına da bulaşabilmektedir.
Tümörler;
- Kistler: Konjonktiva dokusundan kaynak alan, berrak görünümlü bir yapıda olan kistlerdir.
- Papillom: Saplı veya sapsız insan papillom (siğil) virüsüne bağlı olarak ortaya çıkan, çok parçalı tümörlerdir.
- Konjonktiva hücre içi hücre neoplazi: Karnabahar, beyaz plak veya jelatin görünümlü doku içi kanseridir.
- Kornea karsinomu: Korneayla konjoktivanın birleştiği limbusta beyaz plak tarzında kabarık tümörlerdir.
- Melanosit kaynaklı nevüs (ben), melanositozis ve melanomlar: Koyu ya da açık kahverengi farklı yerleşimlerde ortaya çıkabilir. Yaşla birlikte artan renk koyulaşması önemlidir.
- Epibulbar dermoid veya dermolipom: Korneayla konjoktivanın birleştiği limbusta beyaz, kabarık ve kubbe görünümündedirler. Genellikle alt yarıdadırlar.
Tedavi genellikle ameliyat ile gerçekleşir. Ameliyat sonrası tekrarları önlemek amacı ile ameliyat sırasında tümör çıkarılan bölgeye farklı ilaç uygulamaları ve ameliyat sonrası özel damlalar kullanmak gereklidir.