Kırıkkale'de büyük keşif! Japon arkeolog tarafından keşfedildi!

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2009 yılında beri yürütülen Kırıkkale’de ki kazı çalışmaları her yıl düzenli olarak mayıs ve haziran aylarında gerçekleşiyor. Kırıkkale`nin Karakeçili ilçesinde, "aşağı şehir" ve "yukarı şehir" olmak üzere iki arkeolojik alandan oluşan Büklükale mevkiinde başlatılan kazı çalışmalarında binlerce yıllık tarih gün yüzüne çıkartılıyor.

23.05.2022-16:40 - (Son Güncelleme: 23.05.2022-16:40)

Japon arkeolog tarafından yönetilen Kırıkkale’de ki kazı çalışmaları sırasında, MÖ. 2000’li yıllara ait olduğu keşfedilen Anadolu’nun en eski sarayları arasında olduğu belirlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2009 yılında beri yürütülen Kırıkkale’de ki kazı çalışmaları her yıl düzenli olarak mayıs ve haziran aylarında gerçekleşiyor. Kırıkkale`nin Karakeçili ilçesinde, "aşağı şehir" ve "yukarı şehir" olmak üzere iki arkeolojik alandan oluşan Büklükale mevkiinde başlatılan kazı çalışmalarında binlerce yıllık tarih gün yüzüne çıkartılıyor.

En eski diyebileceğimiz cam şişesi burada bulundu

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Kimiyoshi Matsumura, "En önemli eserlerden bir tanesi de şimdilik dünyada en eski diyebileceğimiz cam şişesi burada bulundu. Burada bu tür cam şişesi sadece Hitit'in başkenti Boğaz köyde parça halinde birkaç tane çıktı ama bizimki ondan 200 sene eskiye doğru gidiyor. O dönemde Anadolu'ya nasıl bu eser gelmiş? Bu cam şişeleri ilk önce şimdilik Kuzey Suriye bölgesinde Huldiler diye kavimler yaşamış. Onlar tarafından geliştirilmiş olduğu biliniyor. O kazılar sonucunda bu bölgeye kadar Huldiler`in gelmiş olduğu sebebi büyük ihtimalle birinci Hattuşa döneminde Hitit'in ilk kral döneminde Huldiler İç Anadolu'ya kadar gelmiş olduğunu, ondan sonra işgal etmiş olduğunu, onların etkisi ile birlikte buraya Huldilerin cam şişesinin gelmiş olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

MÖ. 2000'li yıllarda inşa edilmiş

MÖ. 2000'li yıllarda inşa edilmiş

Yapılan kazı çalışmalarıyla ilgili Matsumura, "Bu saray milattan önce 2 binlerde inşa edilmiş. Anadolu`da en eski saraylardan bir tanesi oluyor. 2 metrelik çok büyük taşlar kullanılarak inşa edilmiş olan bir saray. O dönemde krallıklar İç Anadolu'da varmış. Onlardan bir tane burada vardı. Asur Ticaret Koloni Çağından Hitit dönemine geçişinde burada devamlı olarak iskan edilmiş olması çok ilginç olay. Şimdiye kadar en önemli şehirlerden bir tanesi tabii ki Hattuşaş başkenttir. Ondan sonra Kayseri'deki Kırtepe çok önemli" ifadelerine yer verdi.

Tanrının sembolü olarak kullanılmış

Tanrının sembolü olarak kullanılmış

Matsumura, "Daha önce anlatmış olduğum cam şişesi o odadan bulduk. Onun yanında da cam askılık bulduk yuvarlak. Bu tanrı `İştar huldîlerin şauşga` denilen tanrının sembolü olarak kullanılmış olduğu biliniyor. Tabii ki daha araştırma yaparak bu binanın fonksiyonunu tam olarak anlamaya çalışmak gerekiyor. Ama şimdilik bir saray tarzı mimari olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal