Kira sözleşmesinde nelere dikkat etmek gerekir? Kira sözleşmesinde neler olmalı? Kira sözleşmesine zam miktarı yazılır mı? Tahliye taahhüdünü imzalamak zorunda mıyım?

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, özellikle eski kiracılar ile mülk sahipleri arasında sorunlar yaşandığını ifade etti. Son dönemde zamlar nedeniyle kiracılarla mülk sahibi arasındaki anlaşmazlıkların arttığını ifade ederek konuyla ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

07.07.2022-08:49 - (Son Güncelleme: 07.07.2022-12:29)

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, özellikle eski kiracılar ile mülk sahipleri arasında sorunlar yaşandığını ifade etti. Son dönemde zamlar nedeniyle kiracılarla mülk sahibi arasındaki anlaşmazlıkların arttığını ifade ederek konuyla ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sulh hukuk ve icra mahkemelerinin yoğun şekilde kiracı ve ev sahibi arasındaki davalarla dolduğunu dile getiren Kiraz, özellikle eski kiracılar ile mülk sahipleri arasında sorunlar yaşandığına vurgu yaptı.

Fırsatçı ev sahipleri

Fırsatçı ev sahiplerinin, kiracılarını çıkarmak istediklerinde bir çok yola başvurduklarını ifade eden Kiraz, ev sahibi istediği an su, elektrik ve doğalgazı kapatma yoluna gidiyor ve kiracıyı zor durumda bırakarak çıkarma yoluna gittiğini ifade ederek, "Ayrıca su, elektrik ve doğal faturasını kiracı üzerine yapmıyorlar. Ev sahibi herhangi bir sözleşme yapmadan 'Burada oturabilirsin, al anahtarını. Ancak faturalar benim üzerime olacak. Fatura geldikçe size ibraz ederim' diyor. Kiracı bu şekilde kalmayı kabul ederse, ilerleyen zamanlarda fırsatçı ev sahibi istediği an su, elektrik ve doğal gazı kapattırıyor." ifadelerini kullandı.

Fırsatçı ev sahipleri

Hukuki yaptırım yapılamıyor

Kiracılar aboneliklerini üzerine alamadıklarında hak talebinde bulunamadığını ifade eden Kiraz, "DASK poliçesi veya herhangi bir sözleşme olmadığı için kiracı abonelikleri üzerine alamıyor. Böyle bir durumda kiracı hak da talep edemiyor. Çünkü, kiracının hukuki anlamda hakkının korunması veya mahkemeye başvurabilmesi için 'mal sahibinin aldığı kirayı beyan etmesi' veya 'kiracının oturduğu evi ikametgah olarak kullandığını bildirmesi' gerekiyor. Bu nedenle herhangi bir hukuki yaptırım yapılamıyor." ifadelerine yer verdi.

En önemli altı husus

Kiracılara uyarılarda bulunan Kiraz, en önemli altı hususa dikkat etmeleri gerektiğini ifade ederek, "Birincisi; kiracı mutlaka ve mutlaka yazılı kira sözleşmesi yapmalı. Sözlü kira sözleşmesine itibar edilmemeli. İkincisi; kiracı, kira sözleşmesiyle birlikte imza attığı tarihte meskenin DASK poliçesini mutlaka almalı. Üçüncüsü; taşınmaza ilişkin elektrik, su ve doğal gaz gibi tüm genel abonelik hizmetleri kiracı üzerinden yapılmalı. Dördüncüsü; kiracı asla boş tahliye taahhüdü düzenlememeli. Eğer böyle bir şey düzenlenecekse tahliye tarihi net olmalı. Beşincisi; kiracı, kira bedeli ve kullanım kaynaklı vergiler dışında hiçbir verginin ve yan giderlerin kendisine ödetilmesini kabul etmemeli. Mesela emlak vergisi, ecrimisil ödemesi, taşınmazın aynından kaynaklanan vergiler mal sahibinin ödemekle yükümlü olduğu vergilerdir. Kiracı sadece kullanım kaynaklı ödemeleri yapmalıdır." açıklamalarında bulundu.

En önemli altı husus

"Apartman görevlisinin maaşı kiracıya, kıdem tazminatı mal sahibine aittir"

Burada zaman zaman kiracı ile mülk sahibi arasında sorun yaşanabildiğini dile getiren Kiraz, "Mesela asansörün değiştirilmesi mülk sahibinin, bakım ücreti kiracının; kombi değiştirilmesi mülk sahibinin, bakımı kiracının sorumluluğundadır. Binanın boyanması ve güçlendirilmesi mal sahibine aitken, bahçe ve çevre bakımı ücretlerini kiracının ödemesi gerekiyor. Apartman görevlisinin maaşı kiracıya, kıdem tazminatı mal sahibine aittir. bu örnekleri çoğaltabiliriz."  ifadelerini kullandı.

Mal sahibinin hakkıdır

Kiraz, sözleşmelerde bu hususların açıkça belirlenmesi durumunda kiracının, kira tespit davasına maruz kalmadan yasal artışı uygulayarak 5 yıl boyunca oturmaya devam edebileceğini kaydederek, "Ayrıca 1+10 yıl boyunca doğrudan tahliye tehdidiyle karşı karşıya kalmayacaktır. Burada kirasını zamanında ödemesi ve yasal artışı doğru şekilde yapması önemli. Mal sahibine haklı tahliye sebebi oluşturacak bir gerekçe verilmediği sürece 10+1 yıl boyunca doğrudan tahliye tehdidiyle karşı karşıya kalınmayacaktı. Öte yandan mal sahibinin gerçekten ihtiyacı varsa ve bunu belgeliyorsa, mülk satılmışsa ve yeni alan kişinin de ihtiyacı varsa, kiracı borcunu ödemeyip iki defa ihtara maruz kalmışsa ve temerrüde düşmüşse tahliye mal sahibinin hakkıdır." ifadelerine yer verdi

Mal sahibinin hakkıdır

Şerh, kiracıyı koruyacaktır

Konut sahibinin kendisinin veya çocuklarının ihtiyacı için talepte bulunmayacağının madde olarak yazılabileceğini dile getiren Yüksel, "Bu durumdaki riski kaldırmak için, kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinde yarar vardır. Şerh, kiracıyı koruyacaktır. Sözleşmede, kira artışına ilişkin yıllık oran belirtmek yerine 'devletin kira oranında artış yapılacaktır' ifadesi artışla ilgili ileride yaşanacak tartışma ve davaları engelleyecektir. Bu durumda, devletin açıkladığı oranlar yıl dönümünde otomatikman artış olarak yapılmalıdır." açıklamalarında bulundu.

Aksi takdirde tahliye davası açılabilir

Yüksel, kira sözleşmesinde, aidat kavramının içine nelerin dahil olduğunun açıkça belirtilmesi gerektiğini kaydederek, evde, sözleşmeye imza atan kişi ve ailesi dışında kalacak kişi varsa bunların belirtilmesi gerektiğini, aksi takdirde tahliye davası açılabileceğini anlattı. "Mevcut daire krokisinin sözleşmeye eklenmesi daha sonra duvarların kaldırıldığı ya da tadilat gibi konularda ihtilafı önleyecektir." İfadelerine yer verdi.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal