Kocaeli Gebze ilçesinde ailesiyle beraber yaşayan ve bir fabrikada işçi olarak çalışan 28 yaşında olan Uğur Denktaş, gelen iddiaya yönelik 2015 yılında kimliğini kaybetti. Sonrasında ise yeni kimlik çıkartan Denktaş, hayatına kaldığı yerden devam etmişti. Söz konusu olaydan 3 yıl sonra Denktaş'ın çalıştığı iş yerine maliyeden ekipler intikal etti. Ekiplerin kendisine borç tutanağı vermesiyle hayatının şokunu yaşayan Denktaş, kendi adına şirket açıldığını öğrendi.
Adeta hayatının şokunu yaşayan Uğur Denktaş, o günden beri hakkını adliyede arıyor. İmza uyuşmazlığı sebebinden girmiş olduğu duruşmalardan beraat eden Denktaş, bu defa da geçtiğimiz gün evine gelen belgelerle dünyası başına yıkıldı. Şirkete ait olan neredeyse 7 buçuk milyon liralık vergi borcu olduğunu öğrenen Denktaş ailesi, kendileriyle hiçbir alakası olmayan şirketin borcunu nasıl ödeyeceklerini düşünüyor.
''Şirketin genel müdürü, kurucusu olarak benim ismim yazıyor''
Duruşmalara gitmek için defalarca iş yerinden izin almak zorunda olan Denktaş, ''Bu seferde iş yerimdekiler ‘Bu çocuk neden sürekli izin alıyor?' diyor. Ben kaç günden beri adam akıllı uyku uyuyamıyorum. 8 milyon lira borcu görünce kafamdan aşağıya kaynar sular döküldü. Öyle bir parayı ben bir arada görmedim. Epilepsi hastasıyım, Yüzde 54 engel durumum var. Sürekli ilaç kullanan bir insanım, iş yerimde de engelli kadrosunda çalışıyorum. 18 yaşıma girdim gireli çalışan bir insanım. Kendime ait bir iş yerim olsa gider kendi iş yerimde dururum. Neden başkasının iş yerinde çalışayım ki? Komik bir durum bu'' diye ifade etti.
''3 gün önce evime 7 buçuk milyon liralık vergi borcu geldi''
Oğlunun zihinsel engelli olduğunu, algılama güçlüğü, dikkat dağınıklığı ve davranış bozukluğuna sahip olduğunu belirten 3 çocuk annesi Sevim Denktaş da, ''Kendisi epilepsi hastası. Biz bu şirket meselesini öğrendiğimizde mahkemelere gittik geldik. Karakola gittik, sayısız imzalar verdik. Oğlum, imza tutarsızlığından 2019 yılında bu davadan beraat etti. Beraat ettikten sonra bu sene yine mahkeme kağıdı geldi. Oğlum yürüyemediği için dizlerinden ameliyat oldu, duruşmanın birine katılamadık, diğerine katıldık. Haziranda yine duruşma var. Beraat kararı zaten daha önce verilmiş. Şimdi 3 gün önce evime 7 buçuk milyon liralık bir vergi borcu geldi. Dosyaların hepsinde engelli raporu var. Her çalıştığı yerde engelli kadrosunda çalışıyor. Şu anda bir fabrikada engelli personel olarak çalışıyor'' dedi.
''Benim çocuğumun 3 gün cezaevinde kalması ölümü demek''
Oğlunun kişisel bakımlarına kadar kendisinin yaptığını anlatan Denktaş, şöyle belirtti:
''Bu çocuğun kendine hayrı yok. Çocuğumun kişisel bakımlarını bile ben yapıyorum. Duşunu, banyosunu küçük kardeşi yaptırıyor. Tırnağına varana kadar ben kesiyorum. Gerçekten çok kötü durumdayım ve psikolojim alt üst oldu. Borç eve geldiğinde ben evde değildim. Çocuklarım aradı, bana bunu söylediklerinde çalıştığım iş yerimde sinir krizi geçirdim. ‘Böyle bir şey olamaz, mümkün değil' dedim. 500 lira, 600 lira bir para değil ki ödeyelim. Zaten onu da ödemem, niye ödeyeyim? Ödemem için hiçbir sebep yok. Ben bunu kabullenmiyorum. Çünkü yaptığımız hiç bir şey yok. Şirket sahibi bir insan engelli kadrosunda neden çalışıyor? Gitmem gereken neresi varsa gidebildiğim yere kadar gideceğim. 3 gecedir uyumuyor benim çocuğum. Ağlıyor, korkuyor, ‘Anne beni cezaevine atarlarsa ne yaparım?' diyor. Benim çocuğumun 3 gün cezaevinde kalması ölümü demek. Çocuğum benden ayrı bir gününü geçiremez. Benden ayrı sofraya oturamaz benim çocuğum'' diye durumlarından bahsetti.