08.06.2022-12:51 (Son Güncelleme:14.03.2023-17:10)


1

Güçlü bir antioksidan içeriğine sahip olduğu için hastalıklar ve hastalıklara sebep olan etkenlerle savaşmak için metabolizmayı güçlendirir. Sindirim ve bağışıklık sistemlerini destekler korur. Mide ve bağırsak kanseri hücrelerinin üremesini önler, riski azaltır. Kötü kolesterolü düşürür. Çocuklarda zihinsel gelişimi ve hafızayı destekler.



2

Keçiboynuzunun içeriğinde bulunan lifler ve zengin besleyici öğeler; kötü kolesterol seviyesinin düşmesine, iyi kolesterol seviyesinin ise yükselmesine yardımcıdır. Hatta keçiboynuzunun hiper kolesterol tedavisine yardımcı olarak tüketilmesi gerekliliği de bilimsel verilere dayanmaktadır. Keçiboynuzu, sindirim sisteminin fonksiyonlarını düzenler!



3

Keçiboynuzu, içeriğinde bulunan beta-karoten sayesinde, serbest radikallerle savaşırken, lifler sayesinde de mideyi korur ve güçlendirir. Düzenli aralıklarla keçiboynuzu tüketimi hem midenin kendi fonksiyonlarını düzgün bir şekilde yerine getirebilmesini sağlar hem de mideyi hastalıklara karşı korur. Ayrıca yüksek oranda antioksidan içeriği sayesinde de bağırsak enfeksiyonları ve bağırsak kanserini de önler.



4

Sindirim sisteminin tam fonksiyonla çalışmasında etkili olan keçiboynuzu, aynı zamanda kabızlık, ishal gibi sindirim sistemi sorunlarını da çözer. Yetişkinler ve çocuklar ishal durumunda keçiboynuzu tükettiklerinde kısa süre içinde bu sorunun ortadan kalktığı biliniyor.



5

Keçiboynuzu, akciğer kanserini önler! Antioksidanlar bakımından zengin olan keçiboynuzu, tüm vücudu ve özellikle de akciğerleri zararlı maddelerden temizleyici özellik gösterir. Bu bakımdan düzenli olarak keçiboynuzu tüketimi durumunda sigara, alkol ve diğer zararlı maddelerden kaynaklı akciğer kanseri oluşumu riski minimuma iner. Ayrıca akciğerlerin daha sağlıklı çalışmasını sağlayarak diğer hastalıklara karşı da akciğerleri korur.



6

Hücrelerimiz her geçen gün bir tık daha zayıflar ve çoğu zaman da onarılması güç hasarlar oluşabilir. Bu bakımdan hem yaşlanmayı geciktirmek hem de genel vücut sağlığını korumak adına hücre besleyici, onarıcı gıdaların tüketimine önem vermek gerekiyor. İşte keçiboynuzu da bu bağlamda hasarlı hücrelerin onarılmasında etkili bir role sahiptir.



7

Vücudumuzdaki hücrelerin güçsüzleşmesi, hasar görmesi savunma sistemimizi, bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Ancak keçiboynuzunun hücre yenileyici ve destekleyici özelliğiyle hasarlı hücreler iyileşir, hastalıklarla savaş daha kolay hale gelir.



8

Antialerjenik ve antibakteriyel özellikleri dolayısıyla keçiboynuzu, çok etkili ve güçlü bir antioksidandır. Bu bakımdan kış aylarında özellikle solunum yollarında gelişen hastalıklara sebep olan zararlı bakterilerle savaşması için keçiboynuzu tüketimine önem verilmesi gerekiyor. Nezle, grip, alerjik astım gibi salgın özellik gösteren mevsimsel ve bulaşıcı hastalıklardan korunmak için keçiboynuzu tüketimi öneriliyor.



9

Keçiboynuzu gıdaların içinde ya da bir tedavi yöntemi olarak ağız yoluyla tüketildiğinde güvenli olarak kabul edilmektedir. Herhangi bir yan etkisi henüz rapor edilmemiştir. Hamilelik ve emzirme: Hamilelik ve emzirme döneminde keçiboynuzu tüketiminin tamamen güvenli olduğuyla ilgili yeterli bilgi yoktur. Bu nedenle, bu dönemlerde güvenli tarafta kalmak için gıdalarla beraber fazla tüketmemekte fayda vardır. (18)



10

Tıbbi amaçlı olarak bebeklerde ve çocuklarda kullanımı güvenli olarak kabul edilmektedir. Fakat bunun için her zaman sertifikalı ve lisanslı sağlık personellerinin denetiminden geçen ürünler tüketmeye dikkat edilmelidir. Tavsiyeler Keçiboynuzu çay, toz, ekstrakt (öz) ve ya kapsül olarak alınabilmektedir.



11

İshal için bir çare olarak kullanıldığında yetişkinler için günlük tüketiminde olağan doz yaklaşık 20 gram, çocuklar için ise 15 gram olarak ayarlanmalıdır. Keçiboynuzu tüketiminde bol su almaya dikkat edilmelidir.

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR