Kastamonu’da 11 Ağustos’ta meydana gelen yağışlar, Ezine Çayı’nın da taşmasıyla sel felaketini beraberinde getirdi.
Pek çok vatandaş sel felaketinde hayatını kaybederken, onlarca ev ve iş yeri sular altında kalarak balçıklarla dolmuştu. Yaşanan sel felaketinden etkilenen iş yerlerinden biri de Harun Akın isimli bir vatandaşın kuyumcu dükkanı oldu.
Meydana gelen sele iş yerinde yakalanan Harun Akın’ın cansız bedeni ise sel sonrası yapılan aramalarda kuyumcu dükkanında bulundu.
İlk etapta dükkan içinde yapılan aramalarda, 500 gram altın bulundu. Daha sonra Harun Akın’ın oğlu 24 yaşındaki Feridun Akın’a iş yerindeki zarara dair tutanak tutuldu. Kayıp altınlara karşılık olarak ise Feridun Akın’a 1 milyon 100 TL ödeme yapıldı.
Yapılan ödemenin sonrasında, ilçede görevli polis ekipleri kuyumcu dükkanını tahliye ederken bir miktar daha altın bulunca 24 yaşındaki Feridun Akın, kendisine devlet tarafından ödenen paranın bulunan altınlara denk gelen bölümü olan 750 bin TL'yi iade etti.
Sel felaketinde babasını kaybeden 24 yaşındaki Feridun Akın’ın bu onurlu davranışı, herkes tarafından büyük takdir gördü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Feridun Akın ile görüşerek teşekkür ettiği belirtildi.
24 yaşındaki Feridun Akın, yaşadıklarına dair ise şu ifadeleri kullandı: ''11 Ağustos’ta ilçemizde yaşanan sel felaketinde babamı dükkanın içerisinde bulduk, vefat etti, selde babamı kaybettim. Burada kuyumcu dükkanı işletiyorduk. Kuyumcu dükkanında yaptığımız aramada 400-500 gram civarında bir altın bulduk. Sonradan da devletimiz bizlere zararlarını karşılayacağız dedi. 'Ne kadar zararınız var ise bir kağıda yazın ve bize teslim edin' dediler.
Ondan sonra zararımızı yazınca örnek veriyorum bizlerde 2 kilogram altın var ise 1,5 kilogram altın yazdık biz. Çünkü kendi imkanımızla bulduğumuz altınları mevcut kayıp altınlardan düşmüştük. Bunun akabinde bizlerin yüzde 60’lık zararımızın kısmı karşılandı. Yaşanan olaydan 1 ay sonra bize verilen para 1 milyon 100 bin liraydı. Devletimiz bize bu 1 milyon 100 bin lirayı ödedi. Bu parayla bizim yüzde 60-70 civarında bir zararımız karşılanıyordu. Bizler zaten zarar olarak belirttiğimiz kısımdan kendi bulduğumuz 200-300 gramlık kısmı düşmüştük, tam olarak ne kadar olduğunu bilmiyordum. Polis ağabeylerimiz bizi aradı. Bizler de gidip, polislerden dükkanda olan geri kalan altınları aldık.
Bu altınları tarttık, 1 kilodan fazla altın çıktı. Yaklaşık 750 bin lira civarında bir paraya tekabül ediyordu. Biz de bu 750 bin lirayı tekrar devletimize iade ettik. Almamız da bu parayı doğru olmazdı. Çünkü bu parada yetim hakkı var, bu sonuç olarak devletimizin parası. İnsanların bizlere yardım olarak gönderdiği para. Bu sonuç olarak devlete iade edilmesi gereken bir paraydı, biz de bunu yaptık. Üzerimize düşen görevi yaptık biz.
Parayı iade edeceğim zaman dayımın oğlu var, burada bir okulda müdür yardımcılığı yapıyor. 'Ağabey dükkanda fazla altın çıktı, bu parayı bize yapılan ödemeden düşmemiz, geri iade etmemiz gerekiyor' dedim. Bunun için nereye başvuru yapmamız gerekiyor dedim. O da Kaymakam Bey'e söylemiş, o da şaşırmış, sanırım böyle bir durumla ilk defa karşılaşmış. Bu durumu Sayın Bakanımız Süleyman Soylu’ya anlatmış. Süleyman Soylu da 'görüşelim' demiş, bizler de Sayın Bakanımızın yanına gittik, bizimle görüştü, bize dua etti. Ondan sonra bizler gidip bankaya yatan paradan 750 bin lirasını devlete iade ettik.'' ifadeleri yer aldı.