Son dönemlerde yaptığı açıklamalarla gündemden düşmeyen ünlü şarkıcıAlişan, geçtiğimiz aylarda kardeşini kaybetmişti. Oldukça zor günler geçiren başarılı şarkıcı ilk kez yaşadıkları hakkında açıklamalarda bulundu.
Günaydın’dan Merve Yurtyapan’a röportaj veren Alişan;,kardeşinin kaybettikten sonra oldukça zor günler geçirdiğini belirterek, “Evli olmasaydım, ailem olmasaydı böyle bir kayıpta her şeyi bırakıp gitmiştim. Beni hayatta tutan evlatlarım ve yeğenlerim” diyerek o zor günler hakkında ilk defa konuştu.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrasında birçok kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık 6 ay kadar önce kardeşinin bu virüse yakalanarak hayatını kaybettiğini belirten Alişan, oldukça zor günler geçirdiklerini belirtti. Vefat haberini aldıktan sonra günlerinin oldukça zor geçtiğini belirten Alişan, ‘’Tam 45 gün sonra işe döndüm. Selçuk hastanede yoğun bakımda yatarken günde 2 kere 10-15 kişiyle gidip dua ediyorduk. Kapıda bekleyip ona güzel enerji gitsin diye sohbet ediyorduk. (Ağlamaya başlıyor) 15'inci gün Buse'nin omzunda 'Eğer Selçuk'a bir şey olursa ben bir daha bu işi yapamam' demiştim. Nasıl şarkı söyleyeceğim, insanları nasıl eğlendireceğim diyordum. Kardeşim rahmetli olduktan sonra da aynı şeyleri düşündüm. 45 gün boyunca kendimle mücadele ettim. Selçuk benim sadece kardeşim değil aynı zamanda menajerimdi. Her işimde, her dakikamda yanımdaydı. Sahneye çıkıp onu görüp rahatlıyordum. Sahnede onu her göremeyişimde kahroluyorum. Yaşamayan bunları bilemez. Ateş düştüğü yeri yakar lafını başına geldiğinde anlıyorsun. Ölümün bu kadar yakın olduğunu anlayamamıştım’’ dedi.
Kardeşinin vefatından bir süre sonra sahne alan Alişan, oldukça zorlandığını belirterek, ‘’İlk konserime çıkarken sakinleştirici içtim. Tir tir titriyordum. Yapamayacağımı düşünüyordum. 'Kardeşin ölmüş bir ay sonra sahneye çıkıyorsun' diye düşünenler oldu. Ama bu benim mesleğim. Ne yapayım? Yapacağım başka iş yok ki. Bugüne kadar ufak bir iki ticaret yaptım ve başarısız oldum. Yaz boyu Selçuk'un aldığı 30-40 tane düğün ve konser vardı. Onları iptal etmiştim. Paralarını iade ettim. Ama bir sanatçı var, onunla yaşadığım olayı asla unutmayacağım’’ şeklinde konuştu.
Daha önceden aldığım işlerin kaporalarını sahneye çıkmayacağım için iade etmeye başladığını ve sahneyi iptal ettiği için yerine anlaşılan ismin para almadan sahneye çıkmayacağını söyleyerek, menajerinden kendisini arattığını belirten Alişan, ‘’Bir sanatçı var, adını verip onu gündeme getirmek istemiyorum. Paraya hiç ihtiyacı olmayan, tanıdığım biri. Daha önce anlaştığım bir iş vardı ve sahneye çıkamayacağım için aldığım kaporaları iade edeceğimi söyledim. Organizatör başka bir şarkıcıyla anlaşmış. Kardeşimin vefatının 12'nci günüydü, bu şarkıcının menajeri kuzenimi arayıp 'Sanatçım parasını almadan sahneye çıkmıyor' dedi. Ben de kuzenimi arattırdım ve 'Para bende, çıksın pazartesi vereceğim' dedim. Zaten dünya başıma yıkılmış, gözüm hiçbir şey görmüyor. Ama ısrar etti ve ben parasını o haldeyken yolladım. O şekilde çıkıp konser verdi. Aylar sonra menajeri aradı, 'Bir daha beni gördüğü yerde selam vermesin' dedim. O da 'Sanatçının haberi yok, ben yaptım' diye cevap verdi. Ama sanatçının haberi olmadan menajerinin asla böyle bir şey yapamayacağını biliyorum. Selçuk'un ölümünden sonra herkes bana destek oldu. Bir tek bu olayı unutmuyorum’’ dedi.
Hastane sürecinin oldukça zor olduğunu ancak sanat camiasından arkadaşlarının kendisini hiç yalnız bırakmadığını, Cumhurbaşkanı’nın kendisini arayıp teselli ettiğini ifade eden Alişan, ‘’Hayatımda bir kere bile sohbet etmediğim Ajda Pekkan aradı. Sibel Can hemen aradı. Hülya Avşar bütün hastane sürecinde destek oldu; karşılıklı ağlaştık. Demet (Akalın) zaten aileden biri, her gün görüştük. Çağla (Şıkel) da aynı şekilde. Tanımadığım bir sürü insan aradı, çok şaşırdım. Allah hepsinden razı olsun. O zaman kendime bir söz verdim. Bundan sonra kimseyle polemiğe girip küs kalmayacağım dedim.
Sayın Cumhurbaşkanımız, kardeşim entübe olduğu gün arayıp bana moral verdi, her türlü yardımı yapacağını söyledi. Sağlık Bakanımız aradı. Ayrıca bütün parti ve belediye başkanları, milletvekilleri de aradı’’ diye konuştu.
Zorlu süreçlerde eşi Buse Varol’un her zaman yanında olduğunu, en büyük desteği eşinden aldığını dile getiren Alişan, ailem olmasa bu acıya asla katlanamayacağını belirterek, ‘’Allah razı olsun ondan. Buse'yle uzun bir birlikteliğimiz olmadı, aşık olup ilişkimizin 7. ayında evlendik. O kadar fazla şey yaşadık ki. Kaza geçirdik, hastalıklar atlattık, kardeşimi kaybettik, onun ailesinden kayıplar oldu. Hepsinde yan yanaydık. Selçuk, Buse'yi kardeşi kadar çok seviyordu. Çocuklar ona 'Teyze' diyorlar’’ dedi.
Salgının sürecini en ağır şekilde tecrübe ettiklerinin altını çizen Alişan, kardeşinin hastanede tedavi gördüğü süreçte bazı doktorlarla tanıştığını ve onlardan aşı hakkında çok şey öğrendiğini belirterek, ‘’Selçuk'un hastalık sürecinde Turkovac'ta çalışan doktorların bazılarını tanıdım. Onlarla çok şey paylaştık.
Türk bilim adamlarının böyle bir başarı yakalaması çok önemli Gurur duyuyorum. Bir aşının çıkması çok kolay değil. 2 Sinovac, 2 Biontech oldum. Beşinci aşı için sıram geldiğinde Turkovac olurum’’ şeklinde konuştu.