İnsan vücudunun yaklaşık %70'inin sudan oluştuğunu ve organların görevini düzgün bir şekilde ifa edebilmesi için suya ihtiyacı olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz, suyun canlılar üzerindeki önemini vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu:
“Her gün vücut, terlemeyle, idrarla ve hatta nefes alırken bile su kaybeder. Yaşamsal faaliyetlerin devam edebilmesi için kaybedilen suyun yerine konması gerekir. Vücudun su ihtiyacı kişinin kilosuna, aktivite durumuna göre değişiklik gösterirken, kilo başına su tüketiminin 30-40 ml olması gerekir. Hiç tüketilmemesi ise ölümcül sonuçlar doğurabilir.”
SU İÇMEYİNCE VÜCUTTA BUNLAR OLUYOR
Vücudumuzun ihtiyacından daha az su içtiğimizde sağlığımızı bekleyen çok büyük tehlikeler olduğuna dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz, o tehlikeleri anlatarak uyarılarda bulundu. İşte yeterli su içilmediği zaman vücutta olanlar:
Konsantrasyon azaltıyor: Beynin yüzde 75’i sudan oluşmaktadır. Hafif seviyelerde susuzluk duygu durum ve bilişsel işlevlerde bozulmalara yol açıyor. Susuzluktan dolayı konsantrasyon azalırken, kısa süreli hafıza gibi bilişsel işlevin performansı da önemli ölçüde azalıyor. El-göz motor koordinasyonu bozulabileceğinden, hassas ya da detaylı işlerin yapılmasında zorluklar meydana gelebiliyor.
Astım ve alerjiyi tetikliyor: Su tüketimi azaldığı zaman, solunum hareketleri su kaybını en aza indirgemek için vücut tarafından kısıtlanıyor, bu nedenle potansiyel olarak astım ve alerjiler daha da kötüleşebiliyor. Vücuttaki mikropların kısa sürede dışarı atılabilmesi için de suyun yeterli tüketilmesi oldukça önemlidir. Özellikle yüksek ateş ve ishal gibi durumlarda su tüketimi hayati önem taşımaktadır.
Tansiyonu yükseltiyor: Kanın yüzde 90’ı sudan oluşmaktadır. Kan hacmi ve kan basıncı su tüketiminden doğrudan etkilendiği için yeterli su tüketimi olmaması durumunda kan basıncı dengesi ayarlanamıyor ve bu durumda tansiyonun yükselmesine neden oluyor.
Kas kramplarına neden oluyor: Terleme, cildin soğumasına yardımcı olan önemli bir soğutma mekanizmasıdır. Diğer yandan ter attıkça vücuttaki tuz ve bazı minerallerin de kaybolması söz konusu. Ter kayıpları sıvı alımıyla telafi edilmezse, vücut ısısının düzenlenmesi sağlanamıyor, aynı zamanda kaslara giden kan basıncı azalıp, kas krampları ve kas kasılmaları meydana gelebiliyor.
Mide- bağırsağı bozuyor: Bağırsağın düzgün çalışması için suya ihtiyacı vardır. Su tüketimi az olursa, sindirim sorunları ve kabızlık bir sorunlar meydana gelmeye başlar. Su tüketiminin yetersiz olması mide ekşimesini yaygın hale getiren ve mide ülserlerinin gelişimine neden olan aşırı derecede asidik bir mideye sebep olabiliyor.
Baş ağrısına neden oluyor: Susuzluk baş ağrısına neden olurken, bazı gözlemsel çalışmalar susuzluğun migren sürelerini uzatabileceğini ortaya koymuştur. Birçok kişi gün içerisine baş ağrısı yaşıyor. Bunun nedenini stres, yorgunluk, uykusuzluk ya da hastalık gibi durumlara bağlarız. Fakat gün içerisinde sıklıkla baş ağrısı çekiyorsanız ve dinmeyen baş ağrıları migrene dönüşüyorsa bunun en temel sebebi yeteri kadar su içmemeniz olabilir.
Böbrek yetmezliğine götürebiliyor: Böbrekler, atıkların kan dolaşımından filtrasyonu ve idrar yolu ile dışarıya atılımını sağlamak için suya ihtiyaç duyar. Vücudun günlük duyduğu ihtiyaçtan daha az sıvı tüketen kişilerde idrar akımı yavaşlayacağı için kolayca idrar yolu iltihapları ve taşları oluşabiliyor. Yetersiz su tüketimi uzun vadede böbrek yetmezliğine de neden olabiliyor.
Ciltte kırışıklıklara sebep oluyor: Cildimizin yüzde 30’u da sudan oluşmaktadır. Su, cilt nemini korumak ve cilt hücrelerine gerekli olan besin değerlerini sağlamak için elzem bir gıdadır. Cilt dokusunu yeniliyor, esnekliğini artırıyor. Bu da, kırışıklıklar ve ince çizgiler gibi yaşlanma belirtilerinin gecikmesini sağlıyor. Az su tüketildiğinde ise; cilt, bozukluklar ve kırışıklıklarla daha erken tanışıyor.
Eklem ağrılarına yol açıyor: Eklemlerde ve omurga disklerinde yer alan kıkırdaklar, yaklaşık yüzde 80 oranında su içermektedir. Su tüketimi yeterli olduğu zaman kıkırdaklar daha iyi iş görür ve iyi yağlanmış omurga da daha kolay hareket edebilir. Susuzluk arttığında, dejenerasyon ve hasara neden olurken, şiddetli ağrı meydana gelir.