Evlilik için öncelikle gerekli müracaatı yapmanız gerekiyor. Bu müracaat sırasında sizden sağlık raporu talep ediliyor. Sağlık raporunda alınan kan testi ile Hepatit B, Hepatit C ve frengi gibi cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklar inceleniyor. Bunun dışında kan gruplarının ölçümü yapılıyor. Burada kadın Rh - ve erkek Rh + ise çift bilgilendiriliyor. Ancak bu durum herhangi bir şekilde evliliğe mani değildir. Evlilikte kan uyuşmazlığı olması durumunda doğuma kadar hem anne hem de bebek takip ediliyor ve gerekli müdahaleler yapılarak doğum gerçekleştiriliyor.
KAN UYUŞMAZLIĞI RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
Kan uyuşmazlığında risk faktörleri çeşitlidir. İlk olarak hamilelik ile ilgili olan kısma bakılması gerekir. Ancak öncelikle Rh faktöründen bahsetmek gerekir. Kanda Rh antijenleri çok sık görülür. Bunlar; C, D, E, c, d ve e şeklinde gösterilir. En sık görülenler ise D antijenidir. Kanda D antijeni varsa kişinin kan grubu Rh + olarak isimlendirilir. Eğer antijen yoksa kişinin kanı Rh - olur. Hamilelikte annenin Rh negatif, babanın ve bebeğin kan grubunun Rh pozitif kan gruplarına sahip olmaları durumunda kan uyuşmazlığı ortaya çıkıyor. Böyle bir gebelikte annenin kanına bebeğin kanı ulaştığı an, uyuşmazlık durumu yaşanıyor. Annenin vücudunda antijene karşı antikor üretilmeye başlıyor. Böyle bir durumda kan hücrelerinde azalma yaşanabiliyor ve anemi baş gösterebiliyor. Kan uyuşmazlığı herhangi bir nedenle fark edilmese bile genellikle ilk doğumda anne ya da bebek herhangi bir sorun yaşamaz. Ancak hamile kalan gebelerin eşleriyle beraber kan testi yaptırması öneriliyor.
Kan uyuşmazlığı yaşanan birinci doğumdan sonra yapılacak her doğum için bebeklerin kan uyuşmazlığından etkilenme ihtimalleri büyük bir artış gösteriyor. Bu nedenle gebeliklerin kesinlikle doktorlar tarafından takip edilmesi ve bebeğin sağlık durumu incelenmeden hareket edilmemesi gerekiyor. Sanılanın aksine kan uyuşmazlığı anneye genellikle bir zarar vermez.
Diğer bir risk faktörü ise genetik yatkınlıktır. Kan uyuşmazlığı sorunu yaşayan bir çocuk. Erişkin hale gelip evlendiği zaman, çocuğunda da aynı sorun baş gösterebiliyor. Yani kan uyuşmazlığı yaşayan kişiler evlendiği zaman dikkatli olmalıdır.
KAN UYUŞMAZLIĞI TEŞHİSİ VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Kan uyuşmazlığı testi ile ilgili bebeğe ya da anneye zarar verdiği ile ilgili birçok iddia bulunmaktadır. Ancak kan uyuşmazlığı testinin çocuklara zarar verdiği ile ilgili henüz herhangi somut bir delil bildirilmemiştir. Uyuşmazlık testinini yaptırmamak ise birçok zararlı sonuç doğurabiliyor. İndirekt Coombs Testi ile kolayca tespit edilebilen kan uyuşmazlığı, düzgün tedavi edildiği sürece bebeğin hayatı için tehdit oluşturmaz.
Gebeliğin takibi sırasında 5. ve 7. aya dikkat edilmesi gerekiyor. Bazı durumlarda doğum sırasında uyuşmazlık olduğu anlaşılabiliyor. Doktorların durumu fark etmesi üzerine anti Rh immunoglobulin uygulanıyor. Böylece vücudun tepki vermesi engelleniyor ve bebek zarar görmüyor. Genellikle bu yöntem kan uyuşmazlığı iğnesi olarak biliniyor. 7. ayda ve doğumdan 72 saat sonra anti Rh immunoglobulin uygulandığı görülüyor.
KAN UYUŞMAZLIĞI TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?
İlk gebelikte sorun yaşanmasa bile ikinci ve devam eden gebeliklerde çeşitli sorunlara görülebiliyor. Vücudun savunma mekanizması, bebekten anneye geçen kan ile karşılaştığı zaman harekete geçiyor ve kırmızı kan hücrelerine adeta saldırıyor. Hal böyle olunca bebekte görülebilecek sorunların sayısı ciddi bir yelpazeye yayılmaktadır.
Uyuşmazlık durumunda en sık görülen hastalıkların başında sarılık gelir. Sarılık için en etkin çözüm yöntemi ise bebeği emzirmektir. İlk günden emzirilmeye başlayan çocuklarda sarılığın gerilediği görülüyor. Bunun dışında bebeklere hastanelerin özel işlem noktalarında farklı tedaviler uygulanabiliyor.
Uyuşmazlık nedeniyle karşılaşılabilecek en tehlikeli hastalıkların başında ise anemi geliyor. Aneminin birçok çeşidi bulunuyor. Bunlardan hafifleri için tedavi dahi uygulanmayabiliyor ve bebek kolayca süreci atlatabiliyor. Biraz daha şiddetli geçen anemi hastalığındaysa bebeğe demir takviyesi uygulanıyor. Anemi çok şiddetliyse doktorlar bebeği kontrole alıp gerekli şartları oluşturduktan sonra kan transfüzyonu denilen yöntemi kullanıyorlar. Bu yöntem ile bebeğin kanı ya da plazması bağışçının kanı ya da plazması ile değiştiliyor.
Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırınız.