Göğüs ağrısı, nefes darlığı, terleme ve bulantı kalp krizinin en önemli belirtileridir. Bununla birlikte farkına varılmadan ve herhangi bir ağrı hissedilmeden de kalp krizi gerçekleşebilmektedir. Belirti vermeden yaşanan kalp krizleri ölümcül olabilmektedir. İşte kalp krizi hakkında önemli bilgiler haberimizde..
KALP KRİZİ NEDİR?
Kalp krizi, diğer adıyla kalp enfarktüsü olarak ta bilinen, kalbin koroner arterlerinde gerçekleşen tıkanıklık sebebi ile Kalp kasının beslenememesi yada oksijensiz kalması ile başlayan süreçte, göğüs ağrılarıyla anlaşılan, ölüme kadar götürebilen bir sağlık sorunudur. Dünyada yapılan araştırmalara göre hastalıklara göre 1. ölüm nedeni olmakla beraber, ölen her 5 kişiden birinin ölüm sebebidir.
Kroner Arter dediğimiz ise, Kalbin içindeki kan dolaşım sisteminin damarlarıdır. Kalbin kas dokusu çok kalındır. İçindeki kanın bu kas dokusu içinde dolaşmasını sağlayan kroner damarlardır. Kalp kasına oksijen taşıyan damarlara Kroner Arter denirken, oksijensiz kanı kalpten götüren ise kardiyak ven damarlarıdır.
KALP KRİZİ NEDEN OLUŞUR? BELİRTİLERİ NELERDİR?
Asıl görevi kanı vücuda pompalamak olan Kalp, kalp kası adındaki özel tip çizgili kaslardan oluşmuştur. Kalp, günlük vücut faaliyetlerinden dolayı oluşan artık ürünleri dışarı attırmak, vücudun sıcaklığını stabil kılmak, hormon veya enzimlerin gerekli yerlere iletilmesinden sorumludur.
Normal bir insanın kalbi 60 ile 80 defa kasılır. Hem tüm vücudun hem de kendinin beslenmesi için kan gereklidir. Eğer kendini besleyecek olan kroner arterlerde tıkanmalar görülmeye başlandığında, yaşanan yetersizlik gücüne göre Kalp krizine dönüşür.
Kalp Krizinin ilk belirtisi göğüs ağrılarıdır. Bu göğüs ağrılarına Anjina denmektedir. Anjina yada Göğüs ağrısının Kalp odaklı olduğu şüphesi var ise, EKG denen dinleme ve izleme tıbbi cihazında kontrole girilmelidir. Fakat göğüs ağrısı göstermeden aniden oluşan kalp krizi de görülmektedir.
Kalbi besleyen kanı getiren damarların tıkanmasına yüksek kolestrol ve kalsiyum ile kandaki bazı maddelerin beraber oluşturduğu bileşik plaklardan da görülebilir. Ayrıca kanda oluşan kan pıhtıları da damarı tıkayabilir. Kalp krizi yavaş yavaş daralan damarın, tamamen dolmasıyla oluşmaktadır.
KALP KRİZİ NASIL ANLAŞILIR?
Göğüs kafesinde nokta şeklinde neresi olduğunu tarif edemediğiniz ağrı, baskı, huzursuzluk, sıkışıklık ve nefes alımının zorlanması ile oluşan sorunlar öncül şikayetlerdir.
Göğüsteki bu şikayetlerin yanında, solunum yetersizliği, soğuk terlemeler, bayılma ve baygınlık halleri, sol omuzdan kola yayılan ağrılı sızılar, boyun ve çenede ağrılarda görülebilir.
KALP KRİZİ AĞRI KESİCİ ALMA DÖNEMLERİNDE GERÇEKLEŞİYOR?
Tıp alanında en saygın dergilerinden biri olan, British Medical Journal kısaca adıyla BMJ’de açıklanan bu araştırmada İngiltere, Finlandiya ve Kanada’nın Sağlık kayıtlarında 446 bin 763 kişi tek tek incelendi. Araştırmayı bir çok ülkeden bilirkişi uzmanlar katıldı. Antienflamatuar ilaçları reçeteli kullanan kişilerin verileri incelendi. Antienflamatuar ilaçlar sınıfına giren Ağrı Kesiciler kullanılan kişilerin ilk haftalarda doktorlarla tekrar görüştüğü ve kalp sorunları olduğu görüldü. Bir aya giren kullanımlarda kalp krizi geçirmek için risk ortamının çok yükseldiği görüldü.
HANGİ KAN GRUBUNDA KALP KRİZİ RİSKİ DAHA FAZLA?
2017 Mayıs’ta Avrupa Kardiyoloji Topluluğu bir araştırma sundu. Araştırma kan grupları ve kalp krizi arasında bağın olup olmadığıydı. Yaklaşık olarak Avrupa genelinde 1 milyon 300 bin kişinin sağlık verileri incelendi. Araştırmada elde edilen sonuçta, ilginç bir sonuç ortaya çıktı. 0 kan grubundakilerin binde 14’ü kalp krizi geçirirken, diğer kan gruplarında ise bu oran binde 15 olarak görüldü.
Uzmanlar bunun neden böyle olduğununda araştırmasını yapmışlar. 0 kan grubunda kan pıhtılaşma proteinlerinin, diğer A, B ve AB kan gruplarına göre daha az olduğu görüldü. Kalp Krizi geçirmenin nedenlerinden biride kanın içindeki pıhtılaşma idi.
Araştırmada bulunan Hollanda’da Groningen Tıp Merkezi Üniversitesi uzmanlarından Tessa Kole, kalp krizi risk hesaplamalarında kan grubunu ve genetik, yaş, kilo, sigara, alkol, tansiyon, kolestrol ve diyabet gibi etkenlerinde kullanılması gerektiğini söylüyor.
Bu sonuçlar Kalp Krizi için pekte bağlayıcı olmadığını söyleyen İngiliz Kalp Vakfı’ndan (British Heart Foundation) Dr. Mike Knaptoni, her türlü kalp krizine karşı yapılacak geliştirmede etken olmayacağını söyledi. Daha fazla araştırmanın yapılması ve diğer etkenleri de göz ardı etmemek gerektiğini bildirdi.
Yıllar önce de benzer bir araştırma yapılmıştı. AB grubunun yüzde 23 daha riskli olduğu belirlenmişti.