Ramazan ayının 27. gecesinde kutlanan Kadir Gecesi'nde nasıl tövbe edileceği merak konusu oldu. İslam alemi için büyük bir önem taşıyan ve 'bin aydan daha hayırlıdır' denilen Kadir Gecesi'nde nasıl istiğfar edilmesi gerektiği de merak ediliyor. Aynı zamanda bu gecede okunacak olan tevbe-i istğfar duası ve anlamı araştırılan konular arasında yer alıyor.
İstiğfar, kısaca anlatmak gerekirse bir Müslümanın işlediği günahlardan arınmak için Allah'tan af dilemesidir.
Diyanet ise istiğfar kelimesinin anlamına şu şekilde açıklık getirmektedir:
İstiğfar, işlenen günahlardan ve hatalardan dolayı Allah'tan af ve mağfiret niyaz etmek demektir. Kur'an-ı Kerim'de işledikleri kötülüklerden pişman olup tövbe-istiğfarda bulunanlar övülmektedir (Âl-i İmrân, 3/135).
Aslında kişinin Rabbine yönelerek içinden geldiği gibi dile getirdiği her türlü bağışlanma duası zaten bir istiğfardır.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) "Seyyidü'l-istiğfâr" diyerek yani istiğfârın en güzeli olarak adlandırdığı dua şöyledir:
اللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّى ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ، خَلَقْتَنِى وَأَنَا عَبْدُكَ ، وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَأَبُوءُ بِذَنْبِى ، اغْفِرْ لِى ، فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ
Anlamı ise şöyledir:
Allah'ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben Senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla Senin ahdin ve va'din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden Sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz (Buhârî, Deavât, 2).
Tövbe etmenin tek bir yolu bulunmamaktadır. İslam'da birçok şekilde tövbe etmek mümkündür. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan birkaç tövbe istiğfar duası ise şu şekildedir:
Tövbe edecek bir kimse öncelikle iki rekât namaz kılmalı, ardından Allah'a hamd, Resûlüne (s.a.v.) salât ve selam getirmeli ve daha sonra tövbe ve istiğfar etmelidir. Devamında da salavat ve hamd ile bitirmesi tövbenin adabındandır.
Hz. Peygamberin (s.a.v.), bağışlanması için yaptığı pek çok duadan ikisi şudur:
اللَّهُمَّ إِنِّى ظَلَمْتُ نَفْسِى ظُلْمًا كَثِيرًا وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ ، فَاغْفِرْ لِى مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ ، وَارْحَمْنِى إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
(Allah'ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lütfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin.) (Buhârî, Ezân 149; Müslim, Zikir, 48)
رَبِّ اغْفِرْ لِى خَطِيئَتِى وَجَهْلِى وَإِسْرَافِى فِى أَمْرِى كُلِّهِ ، وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّى ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى خَطَايَاىَ وَعَمْدِى وَجَهْلِى وَهَزْلِى ، وَكُلُّ ذَلِكَ عِنْدِى ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ ، أَنْتَ الْمُقَدِّمُ ، وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ ، وَأَنْتَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِير
(Allah'ım! Günahlarımı, bilmeden ve haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla! Allah'ım! Ciddi veya şaka olarak yaptığım yanlışları, hataen ve kasten işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim. Allah'ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senin gücün her şeye yeter.) (Buhârî, Deavât, 60).
Bu konu hakkında pek çok araştırma yapmaktadır. Merak edilen bu soru karşısında Hz. Peygamber (s.a.v.), "Günahlarından samimi olarak tövbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir." (İbn Mâce, Zühd, 30) buyurmuştur.
Bu konuya istinaden Diyanet'ten ise şöyle bir yanıt gelmiştir:
İslam âlimleri bu ve bunun gibi ayetlerle ve hadislerle edilen tövbenin geçerli olabilmesi için gerekli şartları şu şekilde belirlemişlerdir:
- İşlenen günahı tekrarlamamak, terk etmek
- Günah işlediğine pişmanlık duymak, pişman olmak
- Günahı tekrar işlemeyeceğine dair söz vermek
- İşlenen bir günah eğer kul hakkı ile ilgiliyse, hak sahibinden helallik almak
- Allah'tan af dilemek