Polikistik Yumurtalık Sendromunda, beslenme destek tedavisinde temel amaç, sağlıklı mikro organizmaların çoğalmasıyla insülin direnicinin kırılarak yağ dokusunun azaltılmasıdır. Kadına özgü nedeni karmaşık herkese klinik belirtisi farklı endokrin sistem hastalığıdır. Klinik belirtileri her polikistik yumurtalığa sahip olan kadına göre değişse de; genital ve koltuk altı dışı bölgelerde özellikle çene altında sert yapıya sahip yoğun kıllanma, akne, saç dökülmesi, androjen hormonu fazlalığı, seyrek adet görme temel belirtiler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Düzenli spor ve beslenme oldukça önemli
Genelde polikistik yumurtalık sendromuna sahip kadınların yüzde 80'inin obez olması ve çoğunda ağır insülin direncinin ve hiperinsülineminin bulunması bu hastaların zayıflama sürecini de olumsuz etkilemektedir.Polikistik yumurtalık sendromunda hekimin uygun gördüğü temel tedavi yaklaşımları olan doğum kontrol hapları, progesteron ve metformin tedavileri uygulanabilmektedir. Ancak temelde tedaviye ek olarak mutlaka düzenli egzersiz yapılması ve polikistik yumurtalık sendromuna uygun beslenme planlanması da çok önemlidir. Çünkü düzenli kilo kaybı kıllanmayı ortadan kaldırabilmekte, insülin direncini kırmakta ve en önemlisi de adet kanamalarının düzene girmeye başlamasını sağlayabilmektedir.
Temelde dengeli beslenme yatmaktadır
Beslenme destek tedavisinde temel amaç mikrobiyotanın muhakkak bakterioditler dediğimiz sağlıklı mikroorganizmaların çoğalması yönünde düzenlenmesi, insülin direnicin kırılmasının sağlaması, yağ dokusunun azaltılması, tüm mikro besin öğelerinden dengeli bir beslenme programının olması polikistik yumurtalık sendromu hastalar için temeldir.
Ne şekilde beslenmeliyim?
Endokrinolojik bozuklukların düzenlenmesi için 5 ana kuraldan bahsetmek mümkün olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez şu şekilde sıralamaktadır: ‘‘Glisemik İndeksi düşük besinler veya glisemik yükü düşük öğünler şeklinde besin seçimi ana nokta olduğunu belirtmeliyim. İkinci olarak ise genellikle nişastalı olmayan tüm sebzeler ve tüm taze meyvelerden uygun porsiyon miktarında yemek önemlidir. Daha sonrasında da Süt ürünlerinden günde 2 porsiyonu geçmemek, daha yoğun yağsız kırmızı et, tavuk, balık, hindi öğünlerde bulundurmak gerektiğini hatırlatmalıyım. Elbette Baklagilleri haftada 2-3 kere, kuru yemişleri haftada 2 kere, tam tahılları da günde 3 porsiyonu geçmeyecek şekilde tercih etmenin önemini vurgulamalıyım. Son olarak, Omega 3 desteği PKOS hastalarda yarar sağlayabilecek esansiyel yağ asididir ve destek olarak kullanılmalıdır’’ şeklinde ifade etti.