Organik Diye Satılan Ürünlere Dikkat: Göğüs Kanserine Neden Oluyor

Son yılarda organik tarıma olan ilginin artması beraberinde bazı sahtekarlıkları da getirdi. Kimyasal gübre kullanılan besinlerin göğüs kanserine neden olduğunu belirten uzmanlar, önemli uyarılarda bulundu.

24.08.2019-13:56 - (Son Güncelleme: 05.08.2021-13:09)

Birçok yerde ‘organik’ başlığıyla satılan sebze meyveler giderek artmakta. Bu durumu fırsata çeviren bazı üretimciler, kimyasal gübre ve pestisit kullanımları ile insan sağlığını tehlikeye atıyor. Bu kimyasallarla yetişen besinlerin ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu belirten Kimyasal gübre ve pestisitlerin, önemli uyarılarda bulundu. 

GÖĞÜS KANSERİNE NEDEN OLUYOR!

Alınan organik yazılı besinlere dikkat edilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Metin Turan, ‘Üreticiler kimyasal gübre ve pestisiti bilinçsiz bir şekilde kullandıkları için hem insanlara hem de doğaya zarar vermiş oluyor. Bu da göğüs kanserinden tutun aklınıza gelebilecek tüm kanser türlerine etki ediyor’ dedi. 

Bitkilerin doğru ve sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi için gerekli olan maddelerin başında, azot, fosfor, potasyum olduğunu belirten Turan, bu maddelerin yeteri kadar bulunmadığında, yetiştirilen besinlerin kimyasal ile desteklendiğini ifade ederek, uyarılarına devam etti. 

AZOTLU GÜBRENİN KANSER YAPMA RİSKİ YÜKSEK

Bilinçsizce kullanılan kimyasal gübrelerin oldukça tehlikeli olduğuna dikkat çeken Turan, ‘Azotlu gübrelerde fazla kullanırsanız nitrat birikimi ve ardından nitrozaminlere dönüşmesi ve kanser yapma riski yüksek. Fosforlu gübreler için de bu aslında dünyanın problemi. Kurşun gibi ağır metaller var bunlar da rahatlıkla bitkilere geçebiliyor. Bunları azaltabilmenin tek yolu dozunda ve oranında verebilmektir. Yani verilen gübrelerin gübre kullanım etkinliğini artırdığınızda şu an verilen gübrelerin 4'te 1'i veya 5'te 1'i ile sağlık riski yaratmadan sürdürülebilir ekonomik ürünler yetiştirilebiliyor. Bu etkinliğin artırılması hem ekolojinin özellikle toprak ve suların kirlenmesinin önlenmesine hem de milli servetin zarar görmesine engel olur. Üreticiler bunu bilinçsiz bir şekilde kullandıkları için hem insanlara hem de doğaya zarar vermiş oluyor. Organik ve organomineral kısımlarla beslediğimiz zaman bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirdiğiniz için basit stres koşullarında bitki çok daha dinamik, dayanıklı hale geliyor. Böyle olunca sizin pestisit kullanmanıza da ihtiyaç duyulmuyor. Son zamanlarda gerek üniversitemiz gerek Türkiye'deki pek çok firmanın bunları azaltmak için ciddi çalışmaları var. Özellikle küresel ısınma ve yeşil mutabakat dikkate alındığında kullanılan her bir kilogram kimyasal gübreye karşılık 5,6-9.7 kilogram karbondioksit (CO2) salınıma neden olunduğu, organo mineral formlara dönüştürüldüğünde bu oranın 0.4-0.5 kilogram CO2'e düştüğü, organik ve mikrobiyal gübreler, kullanıldığında sıfır CO2 seviyelerine kadar inmektedir.2 şeklinde konuştu. 

YAPRAĞI YENEN BİTKİLERİ TERCİH EDERKEN BİR DAHA DÜŞÜNÜN 

Başta göğüs kanseri olmak üzere daha birçok kanser türüne neden olan kimyasal gübre kullanımına çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Turan, ‘DSÖ'nün tarımla ilişkilendirilmesi insanların hastalıklarıyla beslenmeleri arasındaki ilişki irdelenmeye başladıktan sonra ortaya çıktı. Özellikle yaprağı yenen bitkilerde son derece azotlu gübrelerin kullanılması, pestisitlerin kullanılması beraberinde kombin bir etki yaratıyor. Çocuğunuza şunu yemeyin, böyle yapmayın kanser olursunuz derken bir taraftan salatayla, domatesle ya da dolmayla bunları sunabiliyorsunuz. İnsanlar yakınlardaki köylere gidip ürünleri organikmiş diyerek alabiliyor ama oradaki köylü aslında bilmeden yine aynı şekildeki ürünleri de kullanabiliyor’ şeklinde konuştu. 

DOĞAYA ZARAR VERİYOR

Kimyasal gübre kullanımının toprağa da oldukça zarar verdiğine dikkat çeken Turan, ‘Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de toprak kirliliği, su kirliliği ve küresel ısınmanın en önemli etkilerinden bir tanesi kimyasal gübre kullanımı. Bunun için organik karakterli gübrelerin kullanımı son derece önemli. İyi tarım uygulamaları ve organik tarım uygulamalarında dikkate alınan en önemli parametre bu iki kombinasyona dikkat etmek. Kimyasal gübre belki doğrudan toprak kayması yaratmıyor ama doğru olan organik kısımları ilave etmediğiniz zaman kimyasal gübrelerin kullanımına bağlı olarak toprakta su geçirgenliği, hava geçirgenliği gibi özellikleri kaybettik. Organiklerin toprağa ilave edilmesi toprakta bitkilerin kök bölgesinde bulunan havalanma ve su kapasitesinin artmasına, dolayısıyla bitkilerin aldığı besinleri daha etkili kullanmasına neden oluyor. Toprakta doğal ve canlı bir bütün olduğunu düşünmedensadece kimyasallarla bunu yapmaya çalışırsanız toprak besinlerini alamadığı bir ortama döner’ dedi. 

TOPRAĞIN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ORGANİK MADDE VE BİYOÇEŞİTLİLİKTİR

İnsanın bağışıklık sistemi ile toprağın bağışıklığının çok benzediğini dile getiren Prof. Dr. Turan, ‘Topraktaki organik maddenin artması biyoçeşitliliğin, dolayısıyla bitkilerin stres koşullarına, sıcaklık koşullarına daha dayanıklı olmasına neden oluyor. Azotlu gübrelerde 100 kg kullanıldığında 20 kg bitki alıyor, fosforda 100 kilogram fosforlu gübre kullandığınız zaman siz ancak 5-10 kilogramlık bitki aldırabiliyorsunuz. Geri kalan toprakta fikse oluyor ya da yıkanarak ortamdan uzaklaşarak suların kirlenmesine, nehirlerin ve denizlerin kirlenmesine ötrifikasyona neden oluyor. Dolayısıyla bu bir milli kayıp’ diye konuştu. 

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal