İTÜ Öğretim Üyesi: “İsrail'in Gazze saldırıları küresel sera gazı emisyonlarını artırıyor”

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıların küresel sera gazı emisyonlarını artırdığını belirtti.

08.02.2024-13:21 - (Son Güncelleme: 08.02.2024-13:21) İTÜ Öğretim Üyesi: “İsrail'in Gazze saldırıları küresel sera gazı emisyonlarını artırıyor”

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının çevresel etkilerini ele alan bir araştırma, saldırıların karbon emisyonlarında önemli bir artışa neden olduğunu gösteriyor. Social Science Research Network (Sosyal Bilimler Araştırma Ağı) adlı internet sitesinde yayımlanan çalışmaya göre, saldırıların ilk 60 günündeki karbon salımı, 20 ülkenin ve bölgenin yıllık karbon emisyonundan daha fazla bir miktarı temsil ediyor.

Çalışmanın detaylarına göre, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından kaynaklanan karbon salımı üç farklı zaman diliminde ölçüldü. İlk seviyede, egzoz emisyonları, kullanılan mühimmatlar, uçaklar ve diğer araçlarla düzenlenen saldırılar incelendi. İkinci seviyede, bölgeye taşınan malzemelerin taşınması sırasında gerçekleşen emisyonlar ölçüldü. Üçüncü seviyede ise İsrail'e ait ağır silahlar, atılan bombalar ve kullanılan askeri araçlardan kaynaklanan karbon salımı analiz edildi. Bu çerçevede, İsrail'in ilk 60 gün içinde Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda 280 bin 602 ton karbon salımı gerçekleşti. Bu miktarın, yaklaşık 75 kömürlü santralin bir yıllık karbon emisyonuna eşdeğer olduğu hesaplanıyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik altyapı çalışmalarının orta seviye kapsamında değerlendirildiği raporda, Gazze çevresine örülen "Demir Duvar"ın 274 bin tona eşdeğer karbon salımına neden olduğu belirtiliyor. Ayrıca, saldırıların uzun vadeli etkilerine odaklanarak, Gazze'nin yeniden inşası için yapılacak çalışmaların karbon maliyetleri de hesaplandı. Rapora göre, saldırılarda zarar gören yapıların yeniden inşası sırasında 30 milyon tona eşdeğer karbondioksit salımı meydana gelebilir. 

 "Emisyonları yüksek 10 ülkenin savunma harcamaları da yüksek"

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının çevresel etkileri konusunda konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, ülkelerin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekreteryası'na sundukları sera gazı envanteri bildirimlerinde askeri sektörün neden olduğu sera gazı emisyonlarına dair bilgilendirmenin zorunlu olmaktan çıkarıldığını ve bu bilgilendirmenin gönüllülük esasına dayandığını belirtti. Bu değişikliğin, Paris Anlaşması ile birlikte gerçekleştiğini ifade ederek şu sözleri söyledi:

"Askeri sektörün çok büyük tedarik zinciri de var. Ekipmanlar, silahlar, kara, deniz, hava taşımacılığı mevcut ve bunların hepsi kaynak ve yakıt tüketimi anlamına geliyor. Bir de bunların dışında görmediğimiz denizaltılar, uydular, insansız hava araçları, roketler, füzeler var. Küresel sera gazı emisyonları yüksek 10 ülkenin savunma harcamaları da yüksek, arada böyle bir ilişki mevcut."

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, kömür ve petrol gibi fosil yakıtları kullanarak üretim ve tüketim yapan "kahverengi ekonomi" olarak adlandırılan sektörlerde yer alan askeri faaliyetlerin, daha sürdürülebilir bir alternatif olan "yeşil ekonomi" kapsamına dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. 


Saldırılarla birlikte ulaştırmadaki sera gazı salımı arttı

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla iklim değişikliğinin etkilerinin de arttığı değerlendirmesinde bulunan Karaosmanoğlu, küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlandırılması için çaba gösterilen şu günlerde sera gazı salımına yol açan İsrail saldırılarının patlak verdiğini anlattı.

Karaosmanoğlu, "Şu an kara, hava ve deniz taşıtları büyük tüketimlerle sera gazı emisyonu yayıyor. Saldırılarla birlikte ulaştırmadaki sera gazı salımı arttı. Havacılıkta kullanılan ve fazla miktarda sera gazı salımına neden olan yakıtları sürdürülebilir yakıta dönüştürmeye çalıştığımız bir dönemde ortaya çok büyük bir tüketim çıktı. Bu, iklim değişikliği gidişatına dur dememizi önleyip, sera gazı salımını artıran bir olay." dedi.

Gazze'deki büyük yıkımın çevre kirliliği ve biyoçeşitlilik kaybını da tetiklediğini ve bu durumun bölgede tekrar tarıma ve yaşama uygun olmayan araziler oluşturduğunu aktaran Karaosmanoğlu, benzer bir olayın Ukrayna-Rusya savaşında da görüldüğünü hatırlattı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını "insan eliyle yaratılmış bir afet" olarak nitelendiren Karaosmanoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Gazze'de tarım yapılamıyor ve insanlar enerji, su ve barınma ihtiyacını karşılayamıyor. Umarım ki bu saldırılar kısa sürede sonuçlanır. Orada iki şeyin ruhlarının iyileştirilmesi lazım. İlk olarak insanların özellikle çocukların, ikincisi de oradaki doğamızın, havamızın, suyumuzun, toprağımızın rehabilite edilmesi gerekiyor. Müthiş bir tahribat oldu, biz bunu önce düzeltmeliyiz sonra da korumalıyız."


YORUM YAZ..
Modal