İstanbul'da Başörtülü Öğrenci Staj Yerine Alınmadı, Kolej Yetkilisine Hapis Cezası Verildi

İstanbul'da üniversite öğrencisi Nezaket Akbulut'un staj için başvurduğu koleje başörtüsü nedeniyle kabul edilmediği iddiasıyla başlayan hukuki süreç sonuçlandı. İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, sanık olarak yargılanan kolej yetkilisi Özlem Öztoprak, "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi" suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme salonunda Nezaket Akbulut'un avukatı ve sanık avukatları ile birlikte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. Akbulut'un üniversite tarafından staj için yönlendirildiği koleje başörtüsüyle başvurduğu ve bu nedenle kabul edilmediği ifade edilmişti. Akbulut'un şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, sanık Özlem Öztoprak hakkında dava açılmıştı.

Olayın Detayları ve Mahkeme Kararı

Nezaket Akbulut, 22 Eylül 2022 tarihinde staj için gittiği Kağıthane'deki koleje başörtülü olarak başvurduğunu ancak okul yetkilisi Özlem Öztoprak'ın kendisine başörtüsü nedeniyle stajyer olarak alınmayacağını belirttiğini ifade etmişti. Bunun üzerine Akbulut, hukuki süreç başlatarak Öztoprak ve kolej hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucunda, sanık Özlem Öztoprak hakkında "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi" suçundan dava açıldı. Mahkeme heyeti, yapılan yargılama sonucunda Öztoprak'ı suçlu buldu ve 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.

Toplumsal Yankı ve Hukuki Değerlendirme

Bu dava, Türkiye'de başörtüsü ve eğitim hakkı konularında hassas tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Benzer vakalarda verilen hukuki kararlar genellikle kamuoyunda büyük yankı uyandırıyor ve eğitim kurumlarının kılık kıyafet yönetmelikleri ile bireylerin dini özgürlükleri arasındaki dengeyi tartışmaya açıyor.

Mahkeme kararı, Türkiye'de eğitim ve dini özgürlüklerin nasıl yorumlandığı konusunda önemli bir referans noktası oluşturabilirken, benzer vakaların gelecekte nasıl değerlendirileceği de toplumsal ve hukuki açıdan dikkatle izlenmeye devam edilecek bir konu olarak öne çıkıyor.