Hey evlat, burada bir şey bıraktığını unutmadın mı? Hayır, masada bir şey bıraktığımı sanmıyorum! Yaşlı amca, Hayır evlat, yanılıyorsun. Sen burada çok değerli bir şey bırakıp gidiyorsun! Ne bırakmışım ki amca? Sen burada, her evlat için bir ders ve her baba için bir umut bırakıp da gidiyorsun! Tam bir sessizlik hâkim olmuştu salon. Herkes yaptığından, düşündüğünden utanç duyuyordu. Unutmuşlardı bir an, her sıkıntıda babalarına sığındıklarını. Baba Şunu istiyorum. Baba Şu okulda, şu üniversitede okumak istiyorum, şu kadar harç gerekiyor.