Boşanma davalarında dikkat çekilen bir husus daha ortaya çıktı. Emsal niteliği taşıyan bu kararların hepsi evli çiftleri yakından ilgilendiriyor. Kavga sırasında ağızdan çıkan yanlış tek bir cümle tüm davanın sonucunun değişmesine neden olabiliyor.
Gururuna yediremedi!
Türkiye pandemi sonrası boşanma davalarında atış yaşandığı görüldü. Boşanma davalarında alınan emsal niteliğinde kararlara bir yenisi eklendi. Tartışma sırasında kocasının kendisine 'bana karı çok, sana da erkek' sözlerini duyan bir kadın sakinleştikten sonra bu lafı düşündü ve gururuna yediremedi. Hemen harekete geçen kadın soluğu mahkemede aldı. Yargı da kadını haklı buldu.
‘‘Mahkemenin kapısını çaldım’’
Haber 7 ‘den alınan bilgilere göre, 5 yıllık evliliğinin son zamanlarından sorunlar yaşayan kadın olayı bir haber kanalında şu sözlerle aktardı: ‘‘Son tartışmalarımızda kaba tabirle 'bana karı çok, sana erkek çok' dedi. Bu sözler aklımdan çıkmadı. Sakinleştiğim zamanda bile gurur kırıcı olduğunu hissettim ve mahkemenin kapısını çaldım.’’
Kocası sözleri kabul etmedi!
Gurur kırıcı olarak nitelediği sözler üzerine 35 yaşındaki kadın, yaşadıklarının ardından boşanma davası açtı. Kocası ise suçlamaları kabul etmeyerek kendine iftira atıldığını savundu. Mahkeme tarafları boşadı üstelik kocayı da tazminat ödemeye mahkum etti.
Birçok şiddet türüne maruz kaldı!
Evlilik sürecinde çeşitli zorluklar yaşadığından bahseden kadın, "Şiddetli geçimsizlik olarak avukatlar gerekli müdahaleleri gerçekleştirdi. Ancak fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet, ekonomik şiddet... Şiddetin içerdiği bütün baskılara karşı karşıya kaldım" dedi.
Yargıtay ‘‘Duygusal şiddet var!’’ dedi
Davayı kaybeden eski eş, kararı temyize götürdü. Dava, Yargıtay ikinci hukuk dairesine gitti ve buradan emsal niteliğinde bir karar çıktı. Dosyayı görüşen yüksek mahkeme 'bana karı çok' sözünü duygusal şiddet saydı. Bu da boşanma sebepleri arasına eklendi.
Eşler hitaplarında dikkat etmeli!
Dikkat çeken karar hakkında konuşan avukat Kübra Eraltay, "Evlilik birliklerinin içerisinde tarafların birbirlerine hakaret etmeleri, birbirlerini küçümsemeleri, aşağılamaları duygusal şiddet olarak değerlendirildi. Çiftlerin birbirlerine hitap ederken sevgi ve saygı çerçevesinde iletişim kurmalarını öneriyorum" şeklinde konuştu.