Genetik Mühendisi Prof. Dr. Metin Turan, bitkilerde ortaya çıkan tehlikelerden korunmak adına alınabilecek önlemler hakkında konuşarak, datura bitkisi, şeytan elması, bambulotu, akrepotu, acıkarpuz ve engerekotu gibi doğada 6 bine yakın zehirli olarak isimlendirilen 'yabani ot' bulunduğuna ve doğru yöntemler ile hasat edilmediği takdirde bitki çayları ve baharatlar ile birlikte bu otların, insanların sofralarına kadar gelerek, sağlığı tehdit ettiğini ifadelerine ekledi.
Prof. Dr. Turan, kişilerin özellikle koronavirüs salgını süreci içerisinde bağışıklık sistemini güçlendirmek adına endemik bitki türlerine yönelmiş olduklarını onlarla gelen zehirli otlarında tehlikeli olduğuna dikkatleri çekti.
Geçmiş olduğumuz sene pek çok kişinin ıspanaktan zehirlendiğini hatırlatan Prof. Dr. Turan, yaprakları tüketilebilen bitkileri toplarken içinde 'yabani ot' olabileceğini unutmadan hareket etmek gerektiğini belirtti.
BİLİNÇSİZ HASAT KİŞİLERİN ZEHİRLENME RİSKİNİ YÜKSELTİYOR
Zehirli otların bünyesinde 'alkaloit' ismi verilen ve insanlar için de tehlike arz eden toksinler bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Turan, 'Bitkiler toplanırken nitelikli işçilerin bulunmaması nedeniyle ‘yabancı ot’ olarak ifade ettiğimiz içerisinde bulunmaması gereken otları dikkate almadan hasat ediliyor. O yüzden insanların zehirlenme riski giderek artıyor. İşletmeler, bitkileri işlerken otlara dikkat etmelidir. Endüstriyel hasatlarda sortex dediğimiz ayrıt edici maddeler olmadığı için makineler birlikte hasat ediyor bu da tehlike oluşturuyor. Avrupa bu riski azaltmak için her bitkiyi poşet içine koyarken içeriğini yazmak koşuluyla bandrolleyerek satıyor. Bizde olduğu gibi kasalarla büyük partiler şeklinde satış olmuyor. Eğer poşetleme ya da ambalajlama işlemini yaparsak risk sıfıra iner.' ifadelerini kullandı.
Zehirli otların önemli bir kısmının da kültür bitkileri olduğundan dem vuran Prof. Dr. Turan sözlerine şu şekilde devam etti; 'Papatya, baklagil ve çiçek açan diğer bitkileri de sayarsak yaklaşık 3 bin ile 6 bin arasında değişen tür var. Bitkiler kendilerini korumak için alkaloit üretiyor bu amino asitlere zehir diyoruz. Dışarıdan herhangi bir canlıdan zarar görmemek için bünyesinde bu amino asitleri üretiyor. Bu ürünleri ilaç sanayinde hammadde olarak kullanırız ama son zamanlarda ‘takviye edici gıda ürünleri’ adı altında gelişi güzel kullanılmaya başlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı, aktarlardaki bu tür ürünlerin satışına belli düzenleme getirmelidir.'
BİTKİ ÇAYLARININ ÜSTÜNDE FAYDALARI VE ZARARLARI BELİRTİLMELİ
Paketlenmiş olan bitki çaylarının üzerine faydaları ve olası yan etkilerinin yazılmasının gerekliliğini belirten Prof. Dr. Turan, 'Aslında kullandığınız zencefil veya ekinezya çayının zararlı bir etkisi yok. Bünyelerinde bulunan etkin maddeler bir başkası için tetikleyici olabilir. Dolayısıyla diğer ilaçlarda olduğu gibi etiketlere fayda ve zararları yazılmalıdır. Tansiyon hastası etiketi okuduğunda zarar verecek bir etkisi varsa ürünü kullanmasın. Çay yapılacak bitkiler toplanıp hasat edildikten sonra paketlemeye geçişte yeterli miktarda sterilizasyon şartları yerine getirilmezse 1 ay içerisinde bünyede bulunan mantar ve bakteriler maya ile küfler vasıtasıyla toksin, aflatoksin, akratoksin gibi maddeler üretiyor. Bunlara dikkat etmeliyiz.' ifadelerini kullandı.
ÜRÜNLER PEKETLENİP KASALARLA TAŞINMAMALI
Kekik, pul biber, nane, karabiber gibi günlük hayat içerisinde çok sık kullanılan baharatların hasat vaktinde zehirli otlar ile karışabileceğine dikkatleri çeken Prof. Dr. Turan, 'Yabani yani zehirli otlar o toprakta yaşıyor biz kültür bitkileriyle yerlerini değiştirmeye çalışıyoruz. Hasat esnasında işin ustaları bilir, ayırır ama niteliksiz zehirli otları bilmeyen insanlar bitkileri toplarsa karışma söz konusu oluyor. Eğer paketlemeye geçmezseniz çuvallarla, büyük kasalarla dağıtım yaparsanız riski minimize etme şansınız yok.' ifadelerini sözlerine ekledi.
ZEHİRLİ OTLAR PEK ÇOK HASTALIĞA NEDEN OLUYOR
Zehirli otların insan sağlığı açısından tehlike oluşturmuş olduklarını söyleyen Prof. Dr. Turan ifadelerine şu sözleri ekledi; 'Kanser başta olmak üzere birçok olumsuz sonuçlar doğuruyor. Özellikle karaciğerde yarattığı hasarla geri dönüşü olmayan hastalıklara neden olabilir. Solunum enzimleri olumsuz etkileniyor. Uzun sürede vücutta yarattığı tahribatlarla böbrek yetmezliğinden kalp damar hastalıklarına kadar pek çok hastalığa neden olabiliyor. Çünkü otlar yüksek düzeyde toksin yani alkaloit içeriyor.'
PAKETLİ BAHARATLAR TERCİH EDİLMELİ
Paketlenmiş olan baharatların tercih edilmesinin daha çok gerekmiş olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Turan, 'Ürünlerin doğru yöntemle paketlenmesi önemli çünkü ilaç gibi aslında dikkatsiz bir şekilde kullanıyoruz ama bitkiler ilaç etken maddesi içeriyorlar. Dün ıspanaktan zehirlenme olduysa yarın brokolide çıkacak diğer bir gün başka bir bitkide çıkacaktır. dedi.