Prof. Dr. Berrin Pehlivan, takviye olarak kullanılan vitaminlerin durumları ve zararlı etkileri hakkında verdiği bilgilere ‘1900'lü yılların başında, riket, skorbüt gibi hastalıkların vitamin eksikliğinden kaynaklandığının ve takviye aldığında hastaların iyileştiğinin gözlenmesiyle vitamin takviyeleri kullanılmaya başlandı’ diyerek giriş yaptı. Son birkaç yıldır vitamin kullanımının farklı bir boyut kazandığını ve özellikle ekonomik gücü yüksek kesimin yaşlanmamak, daha sağlıklı kalabilmek amacıyla sıklıkla bu ürünleri kullandığını söyledi. Pandemi döneminde ise bu durumun, çılgınlık boyutuna ulaştığını ekledi. Pehlivan, ‘Ancak takviyelerin yiyeceklerle alınan vitaminlerle aynı etkiyi oluşturduğuna dair herhangi bir çalışma elimizde bulunmamakla birlikte, son yıllarda yapılan çalışmalar bize tam tersi etki verebileceğini gösteriyor. Sigara içip vitamin A veya B takviyesi alanlarda akciğer kanseri riskinin arttığına dair yayınlar bulunmaktadır. Pandemi sürecine bakarsak dışardan alınan vitamin takviyelerinin o çok korktuğumuz ve artık hepimizin çok iyi öğrendiği akciğerleri tahrip eden sitokin fırtınasını arttırdığına dair yayınlar var. Başka bir deyişle takviyeler uyumadığımız uykunun, yapmadığımız sporun, yanlış beslenmenin yerine geçmiyor ya da içtiğimiz sigara, alkolün zararlarını telafi etmiyor, aksine zararı artırabiliyor. Kanser hastalarında yapılan çalışmalar da bize aynı şeyi söylüyor. Mart ayında yayınlanan bir çalışmada vitamin takviyesi alan meme kanserli hastalarda hastalığın nüks etme ihtimalinin artığı rapor ediliyor’ şeklinde konuşarak riskleri belirtti.
KRONİK HASTALIĞINIZ YOKSA SİSTEM İYİ İŞLER
Bazı durumlarda vitamin takviyesinin alması gereken gruplar olduğunu belirten Prof. Dr. Pehlivan, ‘Vitamin B12 emilim bozukluğu olanlar, hamileler ve kan tahlilleri ile herhangi bir vitamin veya mineral eksikliği tespit edilenlerde takviye kullanılabilir. Vitamin takviyelerini gereksiz yere almak, bulantı, kusma, karaciğer fonksiyonları bozukluğu, kanama gibi şikayetlere yol açabilir. Pandemi döneminde vitamin takviyelerine daha çok yönelmemizin sebebi bağışıklık sistemimizi güçlendirmek. Ancak kronik bir hastalığınız yoksa bağışıklık sistemi yeteri kadar muntazam işler, güçlendirme adına yapacağımız her şey onun işleyişini bozar aslında. Dolayısıyla bağışıklık sistemimizi güçlendirmek diye bir şey yoktur, onu çökertmemek için yapılacaklar vardır. Bunlar da; yeterli ve dengeli beslenmek, uyku, sigara ve alkolden uzak durmak, spor yapmak ve stresimizi hayat tarzı haline getirmemek. Bağışıklık sistemimizin düzenli işlev görmesinde uyku zannettiğimizden çok daha önemli; gece 11-12 de yatıp sabah 7-8 de uyanmak kendimiz için yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri’ diyerek uyku düzeninin ve sağlıklı beslenmenin altını çizdi.
DOKTORA DANIŞILMALI
Vitamin takviyesi almak için muhakkak doktora danışılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Berrin Pehlivan, ‘Bir vitamin takviyesi alıp sağlığımız için yapmamız gerekenleri bir kenara bırakmak çok kolayımıza geliyor. Birilerinin bize dikte ettiği bir ilacı veya takviyeyi almak, diyeti uygulamak yine aynı şekilde çok kolay geliyor. Ancak hepimiz çok farklıyız ve birimize iyi gelen reçetenin diğerimize de iyi geleceğini beklemek günümüz teknolojisinde ve bilgi ağında çok makul mantıklı bir şey değil. Hepimizin genleri, hücreleri ve hücrelerin işleyişi farklı; birimize iyi gelen diğerimize kötü de gelebilir. Tüm diğer ilaçlar ve yöntemler gibi vitamin takviyesine de bir doktorla birlikte, kan ve diğer testlerin eşliğinde karar verilmesi gerekir’ ifadelerini kullandı ve son olarak ‘Doktorunuz testlere bağlı olmadan direkt önerdiğinde, gerekliliğini ve biyo yararlılığını sorgulayın. Vücudunuz size ait ve onunla ilgili her şeyi sorgulamaktan çekinmeyin’ dedi.