Vefatının üstünden 432 yıl geçmesine rağmen dehasıyla, eserlerindeki ustalıkla, mühendislik ve ince işçilikle hayranlık uyandırmaya devam eden Mimar Sinan, mimarlık tarihinin mihenk taşı olarak kabul ediliyor.
Şehzadebaşı Camii, Süleymaniye Camii, Selimiye Cami ve daha nicesinde imzası bulunan tüm zamanların en iyi mimarı Koca Sinan" olarak da anılıyordu.
Yaşamı boyunca camiler, külliyeler, köprüler, hamamlar, çeşmeler inşa eden Mimar Sinan, Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğdu.
Osmanlı coğrafyasında pek çok yerde sayısız eserler bırakan Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a getirildi.
Tarih boyunca büyük badireler atlatan Ayasofya'yı da onararak, eserin yüzyıllarca ayakta kalmasına büyük katkı sağlayan Sinan, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniçeri oldu.
Mimar Sinan’ın yeniçeri olarak Osmanlı ordusu ile sefere katılması ve yeni yerler, yeni eserler görmesi mimari görgüsü ve dağarcığını zenginleştirdi.
13 GÜNDE KÖPRÜ KURDU
Kara Buğdan seferinde Prut nehri üzerine 13 günde kurduğu köprü ile Kanuni Sultan Süleyman'ın takdirini kazanan ve daha sonra baş mimarlığa yükselen Mimar Sinan, dünyada 82 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 esere imza attı. Mimar Sinan'ın İstanbul ve yakın çevresinde ise 200'e yakın eseri yer alıyor.
Osmanlı mimarlığının yapım teknolojisini ve mimarlık anlayışını geliştirerek çok büyük adımlar atan Mimar Sinan, baş mimarlık görevini I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat zamanında 49 yıl süreyle yaptı.
Osmanlı mimarlık tarihinde büyük bir devrim yapan Mimar Sinan eserleriyle, hem Osmanlı coğrafyasında hem de dünya mimarisinde Osmanlı mimarisinin özgünlüğünü ortaya koydu.
En çok göze çarpan eserleri camiler ve külliyeler olsa da Mimar Sinan, köprü ve su kemeri gibi farklı alanlarda da çok önemli eserler ortaya koydu.
Baş mimar olduktan sonra yaptığı Şehzadebaşı Camii ve Külliyesi, Süleymaniye ve Selimiye Camileri en dikkat çekici olan yapılardır.
ÇIRAKLIK, KALFALIK VE USTALIK ESERLERİ
1543-1548 yıllarında Şehzadebaşı Camii’nin inşasında ilk kez yarım kubbe üzerinde çalışan Mimar Sinan, dört yarım kubbeli bir yapı meydana getirdi. Mimar Sinan, Şehzadebaşı Camii’ni çıraklık eseri olarak nitelendirdi.
Sinan'ın kalfalık eseri ise Süleymaniye Camii oldu. 27,5 metre çapındaki büyük kubbesi, tıpkı Ayasofya'da olduğu gibi yarım kubbe ile sağlamlaştırıldı. Caminin avlusunun 4 köşe noktasında yer alan birbirinden farklı boyutlardaki minarelerden avlunun kuzey bölümünde yer alanları ikişer şerefeli ve 56 metre boyunda inşa edildi.
Camiye bitişik olan 76 metre yüksekliğindeki diğer iki minare ise üçer şerefeli yapıldı. Mimar Sinan'ın hesaplarına göre iyi bir aydınlatma sağlamak amacıyla caminin ana kubbe kasnağında 32 pencere açıldı.
Kanuni Sultan Süleyman ile eşi Hürrem Sultan'ın türbelerinin de bulunduğu cami avlusunun çevresinde toplamda 28 revak bulunurken dikdörtgen bir şema üzerinde kurulan bu avlunun tam ortasında caminin şadırvanı yer alıyor.
Türk-Osmanlı sanatının ve dünya mimarlık tarihinin baş eserlerinden kabul edilen Edirne'deki Selimiye Camii ise Mimar Sinan’ın ustalık eseri…
Mimar Sinan'ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da gösteren Sultan 2. Selim tarafından yaptırılan ve 4 minaresiyle göze çarpan eserin Ayasofya'dan daha büyük olan kubbesi, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük ayağa oturuyor. Köşelerde dört, mihrap yerinde bir yarım kubbe merkezi kubbeyi destekliyor.
Yaşadığı döneme "Sinan çağı" dedirten Mimar Sinan, 9 Nisan 1588'de 98 yaşında İstanbul'da vefat etti.