Marmara Denizinde Müsilajın etkisini sürdürmesiyle balıkçılık faaliyetlerinin kısmen durdurulması gerektiğini söyleyen İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknoloji ve Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Firdevs Saadet Karakulak, ‘Balıkçıların bir kısmı faaliyetlerinin devam etmesini isterken, diğer bir kısmıysa balıkçılık faaliyetlerinin durdurulmasını talep ediyor. Balıklar şu an Karadeniz ve Ege Denizi’ne göç yapma eğiliminde. Kalan balıklarsa stres altında ve nereye göç edeceklerini şaşırmış vaziyette. Bu durumda balıkçılık faaliyeti ve avcılık baskısı oluşturulması doğru bir yaklaşım değil. En azından 1 Eylül ve 15 Nisan arası balıkçılığın kısmen durdurulması lazım’ diye konuştu.
‘MÜSİLAJIN TEK SORUMLUSU BALIKÇILAR DEĞİL’
Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ise acil sürdürülebilir balıkçılık yönetimine geçilmesi gerektiğini kaydetti. Sürdürülebilir balıkçılık faaliyetinden bahseden Prof. Dr. Sarı, ‘Canlı kaynaklar, her yıl üreme ve büyümeyle balıkstoklarında belli bir artış meydana getiriyor. Eğer bu artış kadar avcılık yaparsak o zaman sürdürülebilir balıkçılık yapmış oluyoruz. Olaya bir dönemlik bakmamak lazım. 1 Eylül'de balıkçılık serbest olsun mu, olmasın mı? Konumuz bu değil. Müsilajın tek sorumlusu balıkçılar değil. Dolayısıyla avcılığı kapatalım, müsilaj çözülsün diye bir şey yok.’ dedi.
‘BALIKÇILIĞIN BİR SEZON KAPATILMASI BİZİ MAĞDUR EDER'
40 yıldır balıkçılık yapan Ramazan Dereli de ‘Balıkçılığın bir sezon kapatılması bizi mağdur eder. Bu kapanmanın balıkçı için çok ağır bir bedeli olur. Şu an Marmara Denizi’ne kayıtlı 4- 5 bin kayıtlı balıkçı bulunmakta. Her teknede 50-60 tane çalışan kişi var. Bu nedenle sezonun durdurulmasının çok doğru bir karar olacağını sanmıyorum’ ifadelerini kullandı.
KAPALI ALAN ÖNERİSİ
Balıkçıların denizi çok iyi tanıdığını vurgulayan İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahsen Yüksek ise şu görüşleri savundu: ‘40 bin tona yakın ürememiş küçük boydaki balıklar avlanıyor ve satışa sunulmayacak boyda olduğu için balık unu fabrikalarına gidiyor. Bu durum Marmara Denizi’nin pelajik sisteminin çökmesi demek. Bu çökmenin ardında jelimsi canlılarda artış yaşanmaya başlıyor. Dengeyi sağlayabilmek için küçük balıkları avlamamamız lazım. Özellikle balıkların gelişim sahalarında avcılığın durdurulması gerekiyor. Marmara Denizi’nde üst su kütlesi kendini çok hızlı yeniliyor, o yüzden bir ya da iki dönem balıkçılık faaliyetinin durdurulması gerekir. Yine dengeyi sağlayabilmek için Marmara Denizi’nde balıkçılığa kapalı alanlar oluşturmamız gerekiyor.’