Rahim duvarı ve yumurtalık kanseri gibi jinekolojik kanserlerin erken dönemde tespit edilebilmesi için kadınların her 2 yılda bir doktora başvurmasını öneren Jinekolog Prof. Haşmet Özsoy, adet düzensizliği olmayan kadınların da kanser riskiyle karşı karşıya kalabildiğini söyledi.
Jinekolojik kanserler arasında en sık karşılaşılan türün, halk ağzında rahim ağzı kanseri olarak bilinen serviks kanseri olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, ek, aşırı kanama, lekelenme tarzında kanama, ara kanamalar, ilişki sırasında ağrı gibi durumların rahim ağzı kanserinin habercisi olduğunu ifade etti.
BEL VE KASIK AĞRISINA DİKKAT
Adet düzensizliği olmayan kadınlarda da kanser belirtisi görülebileceğine dikkat çeken Özsoy, "Adet düzensizliği olmadan bu hastalıklara yakalanan hastalarımız da var. Adet düzensizliği olmaması yani kadının hasta olmayacağı anlamına gelmemektedir. Biz daha çok adet düzensizliği ile gelenlerde aşırı kanama veya adet aralarında uzama olmak üzere kanser habercisi öncesi veya sonrası erken dönem belirticisi olabildiği gibi kasıkta ağrı, bel ağrısı, ilişki sırasında ağrı, düzensiz bir cinsel hayat veya gebe kalamama arka arkaya olan düşükler kanserin habercisi olabilir" diye konuştu.
HPV TESTİ NEDEN GEREKLİ?
Rahim ağzı kanserinin yaş ve doğurganlığın yanı sıra HPV denilen virüsünün sebep olduğunu ifade eden Özsoy, "Artık günümüzde bilimsel olarak açıklanmıştır ki bu virüs yüzde 100 rahim ağzı kanserine neden olmaktadır. Biz artık smear testinde bir tık yukarı çıkıp smeardan ziyade, HPV testi yapıyoruz. Bir taraftan polistikover dediğimiz yumurtalıktaki rejonlarda adet düzensizliği yapabilmekteyken diğer yandan rahim ağzı, rahim duvarı kanserinin de habercisi olabilmektedir. HPV testi özellikle rahim ağzı, rahim duvarı kanserinin tanısında yol göstericidir, çok basit bir yöntemle yapılır ve çok kısa sürede sonuç verir” dedi.
"TEDAVİ ARTIK HER YERDE ÜCRETSİZ"
Her kadının ortalama iki yılda bir check up, rahim ağzı kontrolü, rahim duvarı kontrolü ve ultrason kontrolü yaptırmasını öneren Uzman, "Sağlık politikalarının son zamanlarda yeni geliştirmiş olduğu yönetmeliklerde de artık kamu kuruluşu hastanelerde, özel hastanelerde dahil olmak üzere diğer kanserlerde olduğu gibi jinekolojik kanserlerde de hem cerrahi hem de medikal tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır ve hastalarımız sıra beklemeden kontrollü biçimde tedavilerini gönül rahatlığı ile yaptırmaktadır" ifadesini kullandı.
"HER KADIN RİSK ALTINDA"
Her kadının rahim kanserine yakalanabileceğini söylen Ulusoy, "Bazı bölgelerde bu virüsün sadece cinsel yolla bulaştığına dair yanlış anlaşılmalar ve algılar bulunmaktadır. Halbuki bu virüs sadece cinsel yolla bulaşmaz, çevresel faktörler ile de bulaşmaktadır. Bu virüsün bulaşabilmesi için kişinin cinsel ilişkiye girmesi, cinsel aktif olması gerekmez. Kız çocukluğu döneminde de bulaşmış olabilir. Çevresel faktörlerden dolayı havuz, deniz, banyo gibi ortamlardan da bulaşmış olabilir. Sigara içen kadınlarda bu hastalık daha çok karşımıza çıkıyor, çok eşlilik durumlarında da karşımıza çıkıyor. Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda zemin hazırladığı için rahim ağzında HPV virüsü daha çok oluşuyor. Diğer yandan da ailesinde birinci derece akrabalarında jinekolojik ya da jinekolojik dışı kanser mevcut olan kadınlarda karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
"YUMURTALIK KANSERİ BİZİ ZORLUYOR"
Yumurtalık kanserini çok erken dönemde teşhis edilemediğini belirten Dr. Ulusoy, “Çünkü biyopsi yapmak gibi ya da patoloji yapmak gibi bize kesin final raporu, kesin sonuç verecek işlemleri yumurtalık kanserinde yapamıyoruz. Diğer taraftan rahim ağzından, rahim duvarından biyopsilerimizi erken dönemde yaptığımızda çok erken dönemde biz bu kanseri yakalayabiliyor, çoğu zaman da medikal ve ameliyatla tedavi ediyoruz. Hastalar, yaşam sürelerini uzatıp yaşamlarına devam edebiliyorlar, hem de yaşam kalitesini yüksek tutmak kaydıyla" dedi.
Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırın