AA’dan ulaşılan bilgilere göre, uykusuzluğun bağışıklık sistemini zayıflattığına değinen Prof. Dr. Kamil Kadir Topalkara, bağışıklık sistemi zayıflayan vücut ise diğer tüm kronik ve otoimmün hastalıklara açık hale geleceğinden bahsediyor. Uykusuzluğun kronik bir hastalık olduğunu ve beynin, uykuda kendini temizleyebildiğini vurgulayan Topalkara, vücudun bir sirkadiyen ritmi (Günün 24 saatte bir tekrarlanan doğal uyku-uyanıklık döngüsüdür) olduğunu ve buna uyum sağlamanın bizi diğer hastalıklardan korunaklı hale getireceğinin altını çizdi.
Vücudunda kendi ritmi var!
Yaşamın devamlılığı için hemen hemen tüm canlıların uyku siklüsüne sahip olduğunu belirten Topalkara, "Tüm canlıların uykuya ihtiyacı var. Dünyanın kendi ekseni etrafında yaklaşık 24 saat süren dönüşünün canlılar üzerinde oluşturduğu biyokimyasal, fizyolojik ve davranışsal ritimlerin tekrar edilmesine 'sirkadiyen ritim' diyoruz. Vücudumuzun da kendi ritmi var. Güneş doğduğunda uyanmamız, hava karardığında uyumamız gerekir. Tüm hücrelerimiz ve genlerimiz bu ritme uygun şekilde çalışıyor. Bu ritme uymadığımız takdirde, haliyle sorunlar ortaya çıkıyor. Yeni doğan bebekler çok uzun saatler uyuyabilirken, 18 yaşından sonra erişkin insanlar en az 7 saat sağlıklı bir uyku uyumalı. Ortalama 7-8 saat uyunan uyku, bizi daha dinç ve zinde hissettiriyor’’ diye konuştu.
Uyku beynin dinlenmesine fırsat verir!
Uykunun aynı zamanda kişinin kendi beynini temizleme işlemi gerçekleştirdiğini belirten Topalkara, uyumanın beynin dinlenmesinde ve yenilenmesinde çok etkili rol oynadığını aktararak, sözlerine şu şekilde devam etti: "Uyurken aslında beynimize dinlenmesi için bir fırsat veriyoruz. Gün içerisinde çok fazla olay yaşıyor ve çok fazla bilgiye maruz kalıyoruz. Bunların bir araya gelip derlenmesi, toplanması, düzenlenmesi uyku sırasında gerçekleşiyor. Uykusuz kaldığımız sürece beyin dinlenemiyor. Dinlenemediğinde uyku bozukluklarıyla başlayan süreç çeşitli rahatsızlıklarla devam ediyor. Uykusuzluk bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor. Uyku, insanın en temel ihtiyaçlarından biri. Bu konu, sandığımızdan çok daha önemli."
Sağlıklı uyku için ortam nasıl olmalı?
Sağlıklı ve kaliteli uyku için kuralların açık olduğunun altını çizen Topalkara, "Yatak odasının karanlık ve serin olması lazım. Oda sıcaklığı, 21-22 derece geçmemeli ve tam karanlık olmalı. Gürültüden uzak, gerekiyorsa kulak tıkacı kullanmalıyız. Yemek yeme- içme işini yatmadan en az 3 saat öncesinde sonlandırmalıyız. Özellikle, alkollü içecekler uyku kalitenizi düşürecektir. Yatağınız ve kıyafetleriniz temiz, odanız ferah ve havalandırılmış olmalı. Kalın yorgan ve battaniye altında değil daha hafif tercihlerimiz olmalı. Nefes alış veriş ritmimizi bozmayacak şekilde örtünmeliyiz" bilgilendirmesinde bulundu.
Uyku hayat kalitenizi yükseltir!
Uykusuzluk probleminin arttığına değinen Topalkara, Türk toplumunda, tüm yaş gruplarının yüzde 15-20'sinin uykusuzluk sorunu çektiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle tamamladı: "Sadece yaşlı yaş gruplarında bu oran yüzde 40-50 civarında. 65-70 yaşlarından itibaren oran açık şekilde yükseliyor. Gece horlama ve uyku apnesi de uykusuzluk nedenlerinden biri. Kişinin, eğer bu sorunları varsa kaliteli ve kesintisiz bir uyku uyuyamıyor demektir. Huzursuz bacak sendromu olan bireylerin genelinde uykusuzluk problemini görüyoruz. Eğer bu tip rahatsızlıklara ilişkin şikayetleriniz varsa, vakit kaybetmeden uzman hekimlere başvurmalısınız. Hiçbir canlı, uykusuz yaşayamıyor ve emin olun en çok uykuya ihtiyaç duyuyoruz. Sağlıklı ve kaliteli bir uyku, tüm hayat kalitenizi yükseltecektir."