Ürdün Kralı 2. Abdullah, "Barış Lambası" ödülünü aldığı törende yaptığı konuşmada, "Kudüs'ü korumak şu anda zorunluluktur. Ürdün, Kutsal Kabir Kilisesi de dahil olmak üzere, Müslüman ve Hristiyan kutsal yerlerin kurtarılmasını taahhüt etmektedir. Sevgi ve saygı, dünyadaki milyonlarca Müslüman ve Hristiyan'ı bu kutsal şehre bağlar. Kudüs, dindarlar arasında birliğin ve barışın şehri olarak kalmak zorundadır." şeklinde konuştu.
Ürdün Kralı, törendeki konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"1967 sınırlarında, Doğu Kudüs'ün başkenti olduğu, İsrail'in güvenliğinin de güvence altına alındığı, bağımsız ve egemen bir Filistin devleti temenni ediyoruz. Kudüs'ü korumak şu anda zorunluluktur. Ürdün, Kutsal Kabir Kilisesi de dahil olmak üzere, Müslüman ve Hristiyan kutsal yerlerin kurtarılmasını taahhüt etmektedir. Sevgi ve saygı, dünyadaki milyonlarca Müslüman ve Hristiyan'ı bu kutsal şehre bağlar. Kudüs, dindarlar arasında birliğin ve barışın şehri olarak kalmak zorundadır."
Geçen yıl aynı ödülün sahibi olan Almanya Başbakanı Angela Merkel ise konuşmasında, "Suriye'de şiddetten ve savaştan milyonlarca kişi kaçtı ve komşu ülke Ürdün buna gözlerini kapatmayıp, savaşın zulmüne insanlıkla, her şeyi kaybedenlere yardım ederek karşılık verdi. Ürdün 10 milyonluk bir ülke ve Suriye'den 770 bin mülteci aldı. Bu, sanki Almanya'nın 5 milyon, İtalya'nın da 4 milyon kişiyi alması gibi bir şey. Biz Avrupalılar, bunun farkındayız. Ve bu bize en yüksek düzeyde saygı ve aynı zamanda dayanışma göstermemiz gerektiğini gösteriyor. Ürdün'e gelecekte de yardım eli uzatmaya hazır olmak zorundayız." ifadelerine yer verdi.
Son Dakika Dünya Haberleri için aşağı kaydırın.