İlk olarak Çin’de başlayan ve insanların birden sokak ortasında bayılmalarına neden olan koronavirüs salgını, hızla tüm dünyaya yayıldı. Birçok kişinin hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüs salgınını önlemek için çalışmalar yapan ve Biontech aşısını geliştiren Uğur Şahin, aşılamada 3.dozun önemini merak edenler için önemli açıklamalarda bulundu.
Son yılların en büyük salgını olarak adlandırılan koronavirüsü önlemede aşılamanın oldukça önemli olduğunun altını çizen Uğur Şahin, ‘3. dozun önemine inanıyoruz. Üçüncü doz olmadan enfeksiyonlar devam edecektir. Sadece ikinci doz ile ciddi enfeksiyon oranının çok düşük olduğunu biliyoruz. Ve böylece ikinci doz ciddi hastalıklara karşı korur, ancak yalnızca üçüncü doz enfeksiyon olmamasını sağlar’ şeklinde konuştu.
KORONAVİRÜSTE EN BASKIN TÜR DELTAVARYANTI
Ortaya çıktığı ilk günden beri çeşitli mutasyonlar ile kendini yenileyen koronavirüsün en etkili mutasayonunun deltavaryantı olduğunu ifade eden Şahin, ‘Delta varyantı şu anda baskın tür. Laboratuvar deneylerinden, aşımızın bu varyantı da etkisiz hale getirdiğini biliyoruz. Bu koruma ne kadar sürecek, göreceğiz. Ancak ilk dozdan sonraki antikor titreleri çok yüksek ve bunun önümüzdeki bahara kadar yeterli olacağından eminiz. Ardından antikor titrelerine bakmalı ve yeni varyantların gelip gelmediğini görmeliyiz. Şu anda, aşılanmış kişilerin güvende olacağından çok eminiz’ ifadelerini kullandı.
SALGININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN 3.DOZ GEREKLİ
Son günlerin tartışmalı konularından biri olan salgını önlemede 3.doz aşı gerekli mi? Sorusuna da değinen Uğur Şahin, ‘3. dozun önemine inanıyoruz. Üçüncü doz olmadan enfeksiyonlar devam edecektir. Sadece ikinci doz ile ciddi enfeksiyon oranının çok düşük olduğunu biliyoruz. Ve böylece ikinci doz ciddi hastalıklara karşı korur, ancak yalnızca üçüncü doz enfeksiyon olmamasını sağlar’ diye konuştu.
ÖZLEM TÜRECİ AŞI OLMAK İSTEMEYENLERE SESLENDİ
Biontech aşısı geliştiricilerinden Özlem Türeci, aşı olmayı reddedenler hakkındaki soruları cevaplayarak, ‘Bir şey söylemek bize düşmez. İnsanların aşı olmak istememe nedenleri çok çeşitli olabilir. Bizim işimiz, insanların aşının ne anlama geldiğini, bu aşının ne anlama geldiğini ve daha geniş nüfus için aşılanmamanın ne anlama geldiğini anlamalarına ve ölçmelerine yardımcı olan verilerin üretilmesini sağlamaktır. Biz de klinik deneyler yaparak, veri üreterek ve insanları bilgilendirerek işimizi yapıyoruz’ dedi.
KANSER AŞISI OLACAK MI?
Bir diğer merak edilen konuların başında gelen, çalışmaları bir süredir devam eden Kanser tedavisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Uğur Şahin, ‘Kansere karşı bir tedavi, aşı olacağına inanıyoruz. Bu yüzden 20 yılı aşkın bir süredir kök hücrelerle bu teknoloji üzerinde çalışıyoruz. Bu arada mRNA teknolojisinin prensipte çalıştığını gösteren veriler ürettik. Daha dört yıl önce, örneğin melanom hastalarında yapılan klinik deneylerde aktivite gördüğümüzü yayınlamıştık. Ve şimdi yüzlerce hastayla denemelere başladık ve önümüzdeki yıl ve 2023'te bu denemelerin sonuçlarını alacağız. Eğer olumlularsa, o zaman bu denemeler iki, üç, dört yıl içinde aşı onayı alabiliriz. Bu yüzden aşıların kanser hastalarının, özellikle de ameliyattan sonra kanser hastalarının kaderini değiştirebileceğinden eminiz. Ameliyattan sonra, birçok tümörde, hastaların yaklaşık yüzde 30'u, yüzde 40'ı, iki veya üç yıl içinde nükseder. Ve bu, kanserdeki en önemli sorunlardan biridir. Kanser aşılarıyla başarmak istediğimiz şey bunu engellemek yani kanser hastalarında nüksleri önlemek’ şeklinde konuştu.