Yalı, gizem, zelanda, ucuz yalının gizemi, fotoğraf, abd adlı başlıklar galerimizde
Ucuz yalının gizemini henüz kimse çözemedi
Çok ucuz olduğu halde kimsenin satın almadığı yalının hayret ettirici sırrı...
"1930'lar civarı yeni zelanda'da çekilmiş aile fotoğrafı. 60'lar ve 70'lerde burada büyürken birçok kez karşılaşmış halam onunla. yatağının ya ucunda ya da başında dururmuş. korseli dar bir elbise giyer, boynuna broş takar ve koyu saçları topuz halde dolaşırmış."
Bu fotoğraf, bolivya'da bir doktor tarafından çekildi. tam çekilirken asansör kapıları açıldı ancak içinde kimse yoktu. sonradan fotoğrafı gördüler...
Bir aile fotoğrafı fazladan bir elle mahvolmuş. babanın sağ omzuna dikkat edin. kimse kime ait olduğunu bilmiyor.
Bu fotoğraf 1972'de çekildi ve 4 düğün davetlisini gösteriyor.fotoğrafta başka bir ayak var.
Abd'de 13 yaşındaki harper, annesinin otomobilinde giderken çektiği selfi'de arkasında oturan bir çocuk gördü. görüntünün, aynı yerde trafik kazazında ölen bir çocuğa ait olduğu öne sürüldü. abd'nin florida eyaletinde iki çocuk annesi melissa kurtz (48), 13 yaşındaki kızı harper'ı aracıyla bir güzellik yarışmasına götürüyordu.
Genç kız seyir halindeki araçta sıkılarak selfie çekmeye başladı. ancak harper çektiği selfie'lere bakınca gözlerine inanamadı. harper, fotoğrafta arkasında o sırada annesi ve kendisinden başka kimse olmamasına rağmen bir çocuğun görüntüsünün çıktığını fark etti. melisa kurtz selfie'nin çekildiği tarihin, o sırada bulundukları yolda gerçekleşen bir trafik kazasının yıldönümü olduğunu keşfetti.
İşte hayaletlerin objektiflere takıldığı diğer enteresan fotoğraflar...
Hayalet nedir?
Hayaletler dünyanın en yaygın korku öğeleri olarak bilinirler. vampirler, zombiler ve hatta kurt adamlar birer popüler kültür ürünü olarak artık korkudan çok bilim kurgu öğesine dönüştüler. ancak hayaletler insanlığın ilk çağlarından beri başa bela bir konu. peki gerçekte nedir hayalet? gerçekten var olabilirler mi hatta yakalanabilirler mi?
Bilim şu zamana kadar sabri sarıoğlu'nun orta şut karışımı şutları dışında hemen herşeyi açıklamayı başardı. hayaletler konusunda da elbette edeceği iki kelam olacaktır bilimin.
Ancak hayalet mevzusunu açıklamak için kuru kuruya bilim yetersiz kalıyor. meseleye biraz antropoloji biraz da soyal-kültürel yapılar pencersinden bakmak gerekiyor. buyrun cenaze namazına, helvalarınızı hazırlayın ve köşenize kurulun hayaletler dünyasına gidiş geliş bir ziyarette bulunacağız.
İlginçtir dünyadaki toplumların neredeyse tamamında hayaletlere inanan bir çoğunluk görmek mümkün. misal 2005'te yapılan bir ankette abd vatandaşlarının %50'sinin hayaletlerin varlığına inandığı ve %37'sinin de hayaletlerin insanlara ve evlere musallat olduklarına inandığı ortaya çıktı!
Bu gerçekten büyük bir oran. düşünün yaşadığınız toplumun yarısının inandığı bir şey var, bu ister istemez kitle etkisini üstünüzde bir baskı unsuruna çeviriyor. "ya doğruysa" sorusu ister istemez aklınıza giriyor. insanlar arasında en hızlı yayılan duygunun "korku" olduğu farklı testlerde tespit edilmiş bir durum.
Bir oda içerisinde hayalet gördüğünü söyleyip kaçan 50 kişi görürseniz, emin olun o an "ben hayaletlere inanmam" diyemezsiniz. siz de korkarsınız ve inanırsınız. bu iradenizin düşük olmasıyla ya da inanç zayıflığınızla alakalı değil. kitle algısı sizi kontrolünüz dışında esir alır.
Bu da şu sonucu ortaya çıkartıyor. içinde yaşadığınız toplumda hatrı sayılır bir çoğunluk hayaletlere inanıyorsa, darılmaca gücenmece yok potansiyel olarak siz de hayaletlere inanıyorsunuz demektir.
Hayaletlere inanmadığını söyleyen insanların %50'si de dolaylı yoldan aslında hayaletlere olasılık olarak bakıyor. yani dolaylı yoldan hayaletlere inanıyor. neden? inançlar bu konuda büyük faktör. ister tek tanrılı, ister çok tanrılı dinler olsun hemen hepsinde insan ruhunun sonsuz bir enerji olduğu ve ölümden sonra varlığını sürdüreceğine inanılır.
Bu konuda ülkemizdeki en yaygın inanış olan islam'a bakacak olursak ölümden sonra yaşam son derece baskın bir şekilde ifade ediliyor islam'da. ruhani yaşamın büyük önemi var ve bir "cin" figürü söz konusu. hayaletlere inanmayan pek çok inançlı kişi için hayaletin yerini inanç sistemindeki bu öğeler referanslar alıyor.
İlginç ama pek çok "paranormal" olayı "cinlerin işidir" diyerek tanımlayan ancak hayaletlere inanmayan kişilerin sayısı hiç de az değil. bu da hayalet figürünü inançla bütünleştirmiş ve bir noktada asimile etmiş bir bakış açısı olduğunu da söyleyebiliriz.
Pek çok toplumun kültürünün en temeline inerseniz kulaktan kulağa aktarılan masalları ve hikayeleri bulursunuz. tamamen fantezi ürünü olan bu hikayelerin pek çoğu hayalet ve peri öğeleriyle doludur. çocuklar genelde hayalet hikayeleriyle korkutularak kontrol altında tutulmaya çalışılır.
Yani içinde yetiştiğimiz kültür zaten bizim hayaletlere inanmamızı dolaylı yoldan sağlıyor diyebiliriz. "yum gözlerini öcü geliyor" diyerek uyutulmuş bir neslin 30 yaşına geldiğinde karanlıkta bir kıpırtı gördüğünde tedirgin olmaması zaten olası değildir. yani bir noktada bugün bize "hayalet diye bir şey yok!" diyen büyüklerimiz farkında değiller, hayalet fikrini bizim kafamıza daha en başında kendilerinin soktuklarının.