Türkiye'nin Afrika'ya yönelik savunma sanayii stratejisi, bölgedeki iş birliğini somut adımlarla güçlendiriyor. Özellikle Afrika Boynuzu'nda Türk savunma sanayii ürünlerinin, Türkiye'nin Afrika'daki varlığını gösteren önemli göstergelerden biri olduğu belirtiliyor.
Ankara'nın Afrika'da yaklaşık 30 ülke ile Savunma Sanayii İş Birliği Anlaşması bulunuyor. Bu anlaşmalar, sadece savunma sanayii platformlarının satışını değil, aynı zamanda askeri çerçeve anlaşmalarıyla güvenlik ilişkilerinin derinleşmesini de kapsıyor. Bu süreçte kazan-kazan ilkesiyle şekillenen ilişkiler, iki taraf için de farklı dinamikleri beraberinde getiriyor. Afrika'daki bazı ülkeler, Türk SİHA'ları sayesinde ayrılıkçı gruplara ve terör örgütlerine operasyonlar düzenleyebiliyor. Bu sayede Kara Kıta'da uzun yıllar sonra merkezi hükümetler, Türk hava araçlarıyla "devletin gücünü" gösterme imkanı buluyor. Savunma Sanayii Araştırmacısı Ahmet Alemdar, Türkiye'nin Afrika'daki bu etkisini değerlendirirken, bölgedeki güvenlik tehditlerinin artmasıyla birlikte ülkelerin savunma harcamalarının da arttığına dikkat çekiyor. Alemdar, kısıtlı imkanlarla etkili bir şekilde tehditlerle mücadele edebilmek için Türk SİHA'larının tercih edildiğini belirtiyor.
Afrika’da Türk SİHA’sı
Türk yapımı Bayraktar TB2, ANKA gibi MALE sınıfı İHA sistemlerinin, Afrika için ideal çözümler sunduğunu ifade eden Alemdar, bu hava araçlarının uzun süre havada kalabilmesi, etkin maliyet yapısı ve hassas vuruş kabiliyetleriyle dikkat çektiğini vurguluyor. Sınırların kontrolü, iç güvenlik ve terörle mücadele gibi konularda elde edilen kazanımların, ülkelerin ekonomisini olumlu etkilediğini belirten Alemdar, Türk SİHA'larının asayiş ve terörle mücadelede önemli rol oynadığını, bu sayede merkezi hükümetlerin güçlendiğini ve ülke kalkınmasına olumlu katkılar sağlandığını ifade ediyor.
Sonuç olarak, Türkiye'nin Afrika'daki savunma sanayii ürünleri ve özellikle SİHA'lar, bölgedeki güvenlik ve istikrarın artırılmasında önemli bir rol oynuyor. Türkiye'nin bu alandaki etkisi, Afrika ülkelerinin savunma ve güvenlik stratejilerinde önemli değişikliklere yol açıyor.