Güney Avustralya Üniversitesi (UniSA) Kanser Biyoloji Merkezi'nde görevli olan uzmanlar, "Creld2" adı verilen proteinin yüksek seviyede olmasının, düşük hayatta kalma oranlarına sahip olan çok agresif meme kanseri türleriyle ilişkili olduğunu kanıtladı.
“BUGÜNE KADAR MEME KANSERİNDE OYNADIĞI ROLÜ ANLAYAMADIK”
Araştırmanın başında yer alan Doçent Doktor Michael Samuel, "Bilim insanları bir süredir bu proteinden haberdar ancak çok iyi incelenmemişti ve bugüne kadar meme kanserinde oynadığı rolü anlayamamıştık.
Creld2, tümörün etrafındaki sağlıklı hücreleri anormal hareket etmeye yönlendirerek tümörlerin büyümesine yardımcı olmalarını sağlıyor görünüyor," açıklamalarında bulundu.
Sonuçları bir dergide yayımlanan araştırmada, agresif meme kanserlerinde Creld2 proteinine, diğerlerine oranla üç katı seviyesinde rastlandığı belirtildi.
Aynı zamanda bu proteinin böbrek, melanom dışı cilt kanserleri ile invaziv skuamöz hücreli karsinomlarda da yüksek seviyelerde bulunduğu ifade edildi.
Bilim insanları şu anda Creld2'nin nasıl etkisiz hale getirileceği üzerine çalışmalar yürütüyor.
KONTROL VE TAKİP ÇOK ÖNEMLİ
Günümüzde kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerinden biri olan meme kanseri, artık her 8 kadından 1’inde görülme olasılığı taşıyor. Meme kanseri kadınlara oranla erkeklerde de çok nadir görülebiliyor.
Meme kanseri, meme dokusundaki süt kanallarını oluşturan ve süt yapmaya yardımcı olan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla meydana gelmektedir.
Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de kalıtım, beslenme şekli, sosyo-ekonomik durum, regl durumu, doğumlar, doğum kontrol hapları gibi pek çok nedenin meme kanserinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir.
Ailede meme kanseri öyküsü varsa meme kanserine yakalanma riski de artmaktadır. Hatta anne veya kardeşte meme kanseri görüldüğünde bu risk 3 kat artmaktadır. Bundan dolayı erken yaşlarda kontrol ve takip meme kanserinin erken teşhisinde oldukça önem taşımaktadır.