Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)’dan su israfına ilişkin açıklamalar geldi. ‘‘Büyükşehirlerde 7'den 70'e tüm vatandaşlara su kullanımı konusunda eğitim verilmeli, tüketici bilinci oluşturulmalı. Aksi halde bugünleri çok ararız’’ diyen Başkan Prof. Dr. Muzaffer Şeker, alınması gereken önlemlere analizleriyle dikkati çekti.
Analiz verilerinde ortaya çıkan tablo!
Yapılan son analizde, Türkiye geneli şubat ayı yağışının son 30 yıl ortalamasının altında gerçekleştiği belirtilerek, bölge geneli yağışların tüm bölgelerde azalma gösterdiği, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde azalmanın yüzde 50'den fazla olduğunun saptandığı ifade edildi. 2024 yılı şubat ayı ortalama sıcaklığının 1991-2020 dönemi şubat ortalamasının 3,4 derece üzerinde ölçüldüğüne işaret edilen analizde, ‘‘Şubat 2024, son 53 yılın en sıcak ikinci şubatı olarak kayıtlara geçti’’ bilgilendirilmesinde bulunuldu.
Kuraklık ekonomik sektörü doğrudan etkiler!
Başkanı Şeker, meteorolojik ölçümler sonucunda gözlemlenen yağış azlığının, kuraklığın ilk işareti olduğunu belirtti. Bunun da çeşitli sorunlara yol açacağını söyleyerek; Tarımsal kuraklığın, meteorolojik kuraklıktan sonra oluştuğuna dikkati çeken Şeker, ‘‘Tarım, kuraklık tarafından etkilenen ilk ekonomik sektördür. Türkiye'de kuraklıkla mücadele bir kurumumuzun asli görevi olmalı. Ne yazık ki kuraklık afet mevzuatımızda da yer almıyor’’ dedi.
Suyun kullanımı hakkında eğitim verilmeli!
Türkiye’deki suyun oranındaki tutarsızlığına değinen Şeker, Türkiye'de suyun fazlasının sele, azının ise kuraklığa neden olduğuna işaret ederek, bu alanlarda zamanında önlem almanın önemli olduğunu vurguladı. İçme suyunun daha dikkatli tüketilmesi ve su israfından kaçınılması gerektiğini belirten Şeker, ‘‘Büyükşehirlerde 7'den 70'e tüm vatandaşlara su kullanımı konusunda eğitim verilmeli, tüketici bilinci oluşturulmalı. Aksi halde bugünleri çok ararız’’ uyarısında bulundu.
'Kuraklıkla mücadele planları' acilen yapılmalı!
Türkiye’nin tatlı su kaynakları açısından maalesef fakir bir ülke olduğunu belirten Şeker, Türkiye'nin içme ve sulama suyu, sınırı aşan sular, ekolojik göçler, yer altı sularının azalması, çölleşme gibi büyük problemlerle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti: ‘‘Şehir ve bölge gibi değişik ölçeklerde 'kuraklıkla mücadele planları' acilen geliştirilip uygulamaya konulmalıdır. 'Su ayak izi' kavramı kullanılarak su kaynakları kısıtlı olan bölgelerde çok su tüketen tarımsal ve endüstriyel ürünlerin üretilip başka bölgelere satılması su açığını artıracağından, çok su tüketen ürünlerin suyu sınırlı olan bölgelerde üretimi kısıtlanmalı.’’