Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Başkanı Ömer Bulut, 11 ilde büyük bir yıkıma sebebiyet veren Kahramanmaraş depremleri hakkında açıklamalarda bulundu. Gaziantep’in Nurdağı ilçesinden konu hakkında bilgiler veren Bulut, "Bütün illerimizde potansiyel rezerv konut alanları belirlenmiş durumda. Başladığımız tüm rezerv konut alanlarında en az 500 metre fay hattından uzak kalacak şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz" ifadelerini kullandı.
500 metre uzakta yapılacak
AA’da yer alan habere göre; Bulut, depremden en çok etkilenen Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde yeni yerleşim yerleri için belirlenen Başpınar mevkisinde devam eden zemin etüt çalışmalarını inceledi.
Daha sonra gazetecilere açıklama yapan Bulut, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin Türkiye tarihinin en büyük depremlerinden olduğuna ve geçmişte yaşanılanlardan çok farklılık gösterdiğine dikkati çekti.
Bulut, deprem anından itibaren arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına ciddi anlamda destek verdiklerini belirtti.
Sahalardaki çalışmalar laboratuvarlarda değerlendirildi
Ömer Bulut, TOKİ olarak önemsedikleri kriterleri deprem bölgesinde yapacakları yeni konutlarda da uygulayacaklarını vurguladı.
Çalışmalardan bazılarının sahada bazılarının ise laboratuvarlarda değerlendirildiğini anlatan Bulut, şunları kaydetti:
"Konut kriterlerimiz önemli. Zemin, fay hattına uzaklık ve kat yüksekliği, bunda tabi ki tünel kalıp sistemiyle yaptığımız güçlü taşıyıcı sistem de önemli. Süratle konutlara ilişkin çalışmalara başlamış olmamızın teknik açıdan uygunluğu da hocalarımız ve bu işi bilenler tarafından görülüyor. Burada şimdi zemin etüt çalışması yapılan bir yer var. Mesela biz burada imalatlara henüz başlamadık. Burada 1 milyon metrekarelik bir alan var, yaklaşık 3500, 5000 arası konut üretilecek ama burada zemin etüt çalışmaları tamamlanmadan projelendirme çalışmasına başlamayacağız. Tabii zemin çalışmaları neyi içeriyor, jeolojik ve jeoteknik raporları içeriyor. Zeminin yapısını, oluşumunu belirleyebiliyoruz. Deprem, heyelan gibi durumlarda arazinin nasıl davranacağıyla ilgili hususları belirliyoruz. En son jeoteknikle beraber de burada yapacağımız yapının zeminle ilişkisini kuruyoruz. Taşıma gücünün ne olacağını, yine dizayn değerlerinde neleri esas alacağımızı belirliyoruz. "
Bütün potansiyel alanlar belirlendi
Türkiye'nin diğer illerindeki şantiye ve imalatları yavaşlatarak deprem bölgesindeki çalışmalara yoğunlaştıklarını vurgulayan Bulut, şöyle devam etti:
"Geçici barınma sürecinden sonra ister istemez bu şehirlerin tekrar eski haline gelmesi, hayatın başlaması, ticaretin canlanması ve birçok sosyal faaliyetin devam etmesi açısından kalıcı konutlar önemlidir. Dolayısıyla kalıcı konutlara ilişkin çalışmalara başladık. Bugüne kadarki uygulamalarımızda zaten hep dikkat ettiğimiz önemli konu, yer seçimidir. Daha güvenli alanlara yönelerek işlemlere başladık. Zaten depremin etkilediği 11 ilde 133 bin konutumuz vardı, bu konutlarımızda herhangi bir can kaybı ve yıkılma olmadı, hasar alan binalarımız oldu. Tabii bu disiplinle ilk günden dediğimiz gibi burada da önce yer seçimlerine başladık. Bütün illerimizde de potansiyel rezerv konut alanları şu anda belirlenmiş durumda ve buralarda da sondaj, etüt çalışmalarına devam ediyoruz. Tabii ki buralarda biraz da açıkçası hazırlıklıydık. Bizim her il için, her ilçe için daha önceden hazır olan yerlerimiz söz konusuydu. Daha önce sosyal konutta da zaten bir çalışmamız vardı. Dolayısıyla sahada hemen işleme başlayabileceğimiz, hemen inşaatlarımıza başlayabileceğimiz alanlarımız da mevcuttu. Dün itibarıyla hem depremden etkilenen İslahiye, Nurdağı, Kilis ve Adıyaman Kahta'da kalıcı konutlara başladık. Tabii insanlar bu kadar süre içerisinde nasıl başlandığını değerlendiriyor. Buraların zaten etüt projeleri dediğimiz gibi daha önceden hazırdı. En azından zemin açısından hazırdı. Ufak bir revizyon suretiyle bunları hazır hale getirdik."