Teknolojinin öncelik haline geldiği durumlarda, gerçek dünyaya katılım azalmakta ve bağımlılığın kapıları aralanmaktadır.
Teknoloji artık herkesin bir yaşam biçimi haline geldi. Telefonsuz, bilgisayarsız, televizyonsuz ev kalmadı diyebiliriz. Ancak son yıllardaki akıllı telefon çılgınlığının eline kimse su dökemiyor. Eski zamanlarda deli gibi yılan oyunu oynadığımız, neredeyse 1 haftaya yakın şarjı giden symbian telefonlar yerini Android ve IOS telefonlara o kadar hızlı bir şekilde kaptırdı ki, Nokia bile halen bu teknolojiye tam olarak yetişebilmiş değil.
Otobüslerde, kafelerde, sahillerde veya biraraya geldiğiniz insanlara şöyle bir dikkat edin;herkes başını önüne eğmiş, kulaklıklarını takmışlar kendilerini o minicik ekrana odaklamışlar.
Teknolojinin kötü bir şey olduğunu düşünmüyoruz ancak bunun artık bir saplantı boyutuna ulaşması pek çok kişiyi korkutuyor.
Kişinin teknolojiyi kontrolsüz ve sınırsız kullanması durumunda; özgüven eksikliği,problemleri nasıl çözeceğini bilmemek,gerçek dünyada başarılamayan şeyleri sanal dünyada elde etmeye çalışmak,sosyal ilişki kuramamak gibi kişisel problemler yaratabiliyor.
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırdığı gibi bizi esir de alabilir.