Ordu Fatsa'da Karadeniz'de geçen gün ufak çaplı bir alanda deniz salyası (müsilaj) görüldü. Balıkçıların ihbarının ardından belediye görevlileri, deniz üzerindeki pisliği temizledi.
Marmara Denizi'ni saran deniz salyası olarak isimlendirilen müsilaj, Karadeniz'de de ortaya çıktı. Ordu Fatsa'daki Yalıköy Limanı'nda geçen gün ufak çaplı bör bölgede müsilaj görüldü. Balıkçılar durumu ekiplere bildirdi. Yalıköy Limanı'na gelen ekipleri deniz yüzeyinde müsilajı kirliliği temizledi. Denizdeki müsilaj tehdidi uzmanlar tarafından izleniyor.
Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın, deniz salyasının (müsilaj) insan sebepli doğa hadisesi olduğunu dile getirdi.
''BU KİRLİLİĞE DEVAM EDERSEK BİR KAÇ SEBE İÇERİSİNDE BUNLARLA BİZ DE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ''
Karadeniz'e akan tarımsal ve evsel atıkların yanında sanayi, kanalizasyon benzeri atıkların denizde kirliliğe sebep olduğunu ifade eden Aydın, "Marmara kapalı deniz, Karadeniz de kapalı deniz. Bu sonuç itibarıyla doğa olayı ama bizden kaynaklı etkilerle gerçekleşmiş bir olay. Azot ve fosfor, evsel atık, kimyasal atık, sanayi atıkları ya da tarımsal kaynaklı kirlilikten dolayı oluşan bir olay. Karadeniz'de çay ve fındık tarımında gübre olarak çok fazla miktarda azot ve fosfor kullanılıyor. Dolayısıyla bunlar zamanla belki Marmara kadar yakın bir zamanda böyle etki göstermez ama bu kirliliğe devam edersek yarın öbür gün 3, 5, 30 yıl sonra bunlarla biz de karşı karşıya kalacağız" diye konuştu.
"KARADENİZ ZATEN ÇOK SAĞLIKLI BİR EKOSİSTEM DEĞİL"
Karadeniz'deki şehirlerin arıtma sistemini biyolojik arıtma düzenine çevrilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Aydın, şu açıklamada bulundu:
"Karadeniz'deki bütün illerin arıtma ya da kanalizasyonları denize döküyoruz. Düzgün arıtma sistemi de yok zaten. Kanalizasyonları veya arıtmaları derin deşarj, diyerek 20 metre derinliğe gidip bırakıyoruz. Bunların tamamı Karadeniz'i kirletici unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Bu arıtmaları biz biyolojik yüksek arıtma sistemine dönüştürmediğimiz müddetçe Karadeniz'de zaman içinde kirlilik unsuru olarak kendini gösterecektir. Bu salya olmaz, başka bir şey olur. Gübrelemeyi düzene sokmamız lazım. Vahşice gübreleme yapılmaması lazım. Topraklarımızı verimsiz hale getirdik ve Karadeniz'de kullanılan gübrelerin tamamı ya da kullanılmış olan kimyasalların tamamı yağmur, yüzeysel sularla derelerle ve sonuç itibarıyla denize geliyor. Karadeniz zaten çok sağlıklı ekosistem değil."
"KARADENİZ DAHA DA KİRLENECEKTİR"
Balık çeşitliliğinin giderek azaldığını da dile getiren Prof. Dr. Aydın, "Her geçen gün Karadeniz'de çöküş var. Çöküş olmaya da devam ediyor. Nüfus artışı ile kirletme unsurları artıyor. Zamanla Karadeniz daha da kirlenecektir. Balık popülasyonlarımız da her geçen gün azalıyor. Hiç yukarı giden eğilim yok. Stoklarımızın tamamı çöküş eğiliminde. Eğer hamsiyi 40 TL'ye, 50 TL'ye yiyorsak demek ki Karadeniz sistemi çöküyor demektir. Bunun başka anlamı yok. Deniz salyasının Marmara'da etkisi 5 yıl sürebilir çünkü ciddi oranda sadece suyun yüzeyinde gözüken değil zeminde bu çökecek ve zemin yapısındaki birçok canlının ölmesine neden olacak. Bu zamanla balıkları bile öldürecek. Bunun ötesinde bütün deniz bitkilerine, süngerlere, kabuklulara, yavaş hareket eden moloz grubu olan salyangozlara, yengeçlerine olumsuz etki yapacaktır. Uzun süre bunun olumsuz etkisini çekeceğiz. Bunlar denizel ekosistemde sonuçta zinciri kırıyor. Bir şekilde balık popülasyonlarına da olumsuz etki gösterecektir" şeklinde konuştu.