Amerikan fast food kültürünün bütün dünyayı sardığı yıllarda buna eleştiri olarak doğan ‘slow food’ (yavaş yemek) akımı şimdilerde dünyanın tüm ülkelerine yerel yemekleri, yerli üreticiyi ve bölgede yetişen yiyecekleri koruyarak yayılıyor.
1982'de İtalya’nın başkenti Roma’ya açılan ABD’li bir hamburger markasını eleştiren İtalyan gazeteci Carlo Petrini, yerel tatların korunması, hızlı yemek yerine üretimi yavaş ama sağlıklı gerçekleşen yiyeceklerin tercih edilmesi için ‘slow food’ akımının öncüsü oldu.
BELİRLİ BİR ZÜMRE İLE SINIRLI KALDI
Slow food hareketi, ortaya çıkışından bugüne dünya genelinde oldukça ilgi gördü ve hızlı bir şekilde yaygınlaştı. Fakat bu ilgi toplumun belirli bir kesimi ile sınırlı kaldı. Günümüzde bu ilgi durağan bir dönemde. Bu hareketin felsefesi topluma yeteri kadar anlatılırsa, yeterli bilinç sağlanırsa Slow Food hareketi popülaritesini artıracaktır. Nitekim çoğu kişi bu hareketin "yemeği yavaş yemek, oturarak yemek" anlamına geldiğini sanmakta.
İNSANLAR YEDİKLERİNE DİKKAT EDİYOR
Slow food akmıyla toplumun belirli bir kesimi yediklerinde ve içtiklerinde daha seçici olmaya dikkat etti. Semt pazarlarında yerel ürünler arayan kişilerin sayısı giderek artyor. Katkısız ve ilaç uygulaması yapılmamış ürün arayışı sürüyor. Bu anlamda slow food hareketinin toplumun bir kesiminde farkındalık oluturduğunu söyleyebiliriz. Endüstriyel ürün üreten firmalar da bu toplumun bu duyarlılığın kayıtsız kalmamış, ürün etiketlerinde ‘katkısız, doğal’ gibi ifadeler kullanmaya başlamıştır.
Son Dakika Sağlık Haberleri için sayfayı aşağı kaydırın.