Sezai Karakoç akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılan şair, bütün hayranlarını üzdü. Peki, Sezai Karakoç kimdir? Mona Roza hikayesi nedir?
Sezai Karakoç kimdir?
Düşüncesi, yaşam tarzı ve şiirleri ile Türk şiirinin efsanelerinden Sezai Karakoç, 1933 yılının mayıs ayında dünyaya geldi. Çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçen Sezai Karakoç, ilkokulu 1944'te Ergani'de bitirdi. Daha sonra Maraş Ortaokuluna parasız yatılı olarak kayıt oldu. 1947'de burayı bitirerek Gaziantep'te yine parasız yatılı lise öğrenimine başladı. Gaziantep Lisesi'nden 1950'de mezun edildi. Felsefe okumak istediği için İstanbul'a gitti. Babasının okumasını isteği bölüm ilahiyat fakültesiydi. Kendi parasıyla okuyamayacağını anlayınca, parasız yatılı kısmı bulunan siyasal bilgiler fakültesi sınavına girdi. Sınav sonuçlarını beklerken kazanamama ihtimalini göz önünde bulundurarak felsefe bölümüne kayıt yaptırdı. Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021 tarihinde vefat etti.
Şiirleri ve edebi kişiliği
İlk yazıları 1950’li yıllarda Büyük Doğu’da yayımlanan Sezai Karakoç, 16 Aralık 1963’ten itibaren değişik aralıklarla Yeni İstanbul gazetesinde, “Karakoç” imzasıyla, “Farklar” başlığı altında günlük yazı yazmaya başladı. Bu tarihten önce düzensiz aralıklarla haftalık Yeni İstiklâl gazetesinde de çeşitli yazıları çıkmıştı. Sezai Karakoç’un günlük yazıları düzenli bir şekilde 1963’ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde başladı. 4 Aralık 1967’de Babıâlide Sabah gazetesinde yazmaya başlayan Sezai Karakoç’un buradaki yazarlığı on ay sürdü. 1 Temmuz 1974’te Millî Gazete’de “Sûr” başlığı altında devam eden gazete yazarlığı 31 Ağustos 1974’te tamamlandı. Diriliş’i tekrar çıkarabilmek için buradaki yazarlığına son verdi, bu tarihten itibaren Diriliş dergisi dışında hiçbir yerde yazmadı.
Şiirler I (Monna Rosa), Şiirler II (Şahdamar-Körfez-Sesler) Şiirler III (Hızırla Kırk Saat), Şiirler IV (Taha'nın Kitabı, Gül Muştusu), Şiirler V (Zamana Adanmış Sözler), Şiirler VI (Ayinler/Çeşmeler), Şiirler VII (Leylâ ile Mecnun), Şiirler VIII (Ateş Dansı), Şiirler IX (Alınyazısı Saati), Gün Doğmadan (Toplu Şiirler)
Mona Roza hikayesi
Mona Roza tek gül anlamına gelir. Üniversite döneminde arkadaşına sevdalanan Karakoç, kendini beğenmediği için ona açılamaz. Açılmaya cesaretlendiğinde de reddedilir. Kime yazdığı belli olduktan sonra adına yazılan Muazzez Akkaya hala yaşıyor.
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kirik kus merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur igri igri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakisin ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek..
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nisan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en issiz yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar