Genellikle Mevlana ile anılan Şems-i Tebrizi sözleriyle birçok yerde karşımıza çıkıyor. Şems, Mevlana’nın fikir dünyasını hazırlayan ve geliştiren şeyh olarak karşımıza çıkıyor. Peki, ne zaman ve nasıl ölmüştür, türbesi nerede?
İranlı mutasavvıf Şems-i Tebrizi, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin gönül dünyasında büyük ve sarsıcı değişikliklere sebep olmuştur. İsmi, Mevlana’nın yazdığı ilahi aşk şiirlerinden oluşan “Divan-ı Şems-i Tebrizi” adındaki eserden bilinen Şems, çağının ötesindeki sözleriyle bugün hala araştırılmakta. İşte detaylar…
DİZİDE KİMİN OYNAYACAĞI BELLİ OLDU
Hz. Mevlana'nın dizisinin çekimleri hala devam ediyor. Can Ulkay'ın yönettiği dizide kimin canlandıracağı belli oldu. Mehmet Ali Nuroğlu, Şems-i Tebrizi karakteriyle Hz. Mevlana dizisinin kadrosuna dahil oldu.
HAYATI
1186 yılında Tebriz’de doğan Şems-i Tebrizi asıl ismi Muhammed’dir. Babası Ali bin Melikdad ticaret yapmak için Horasan’dan Tebriz’e yerleşen bir tüccardır. Başka bir rivayete göre babası valilik görevinde bulunduğundan şehir değiştirmiştir.
Rivayete göre Şems-i Tebrizi medrese eğitimi almamıştır. Gençlik yıllarında manevi hallerinin yoğunluğuyla sema yaptığı ve riyazette bulunduğu anlatılmaktadır. Bazı kaynaklarda Tebrizli Ebubekir Selebaf adındaki şeyhe bağlandığı söylenir. Şems, şeyhine 22 yaşında bağlanıp 14 yıl hizmette bulunmuştur. Geçimini sepet örerek sağlayan, müritlerinin hırka giymesine izin vermeyen sufi olan şeyh Ebubekir Selebaf, Şems-i Tebrizi’nin karakterinin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.
Henüz çok küçük yaşlarda iken manevi ilimlerdeki kabiliyeti fark edilen Şems, ününü duyduğu bütün şeyhlerden feyz almayı dileyerek diyar diyar dolaşmıştır. Bu sebeple kendisine “Şemseddin Perende” denmiştir. Bu sıfat “Uçan Şemseddin” anlamına geliyor.
ŞEMS VE MEVLANA
Hz. Muhammed’in ahlakını örnek alan Şems-i Tebrizi, sürekli olarak bir arayış içerisinde olmuştur. Birçok şeyhi ziyaret eden Tebrizi, sonunda manevi bir işaretle Mevlana’yı aramış ve bulmuştur. Dünyaya, dünya malına ve kılık kıyafete önem vermeyen Şems ulaştığı maneviyatla başlarda gittiği coğrafyalarda yadırganmıştır.
Mevlana ile yaklaşık dört yıl kadar beraber olan Şems, onun fikir dünyasında yeni kapılar açmış, ilahi aşkın kudretini ona öğreterek onu kamil bir Allah aşığı haline getirmiştir. Mevlana, Şems’in maneviyatına ulaşınca ayrılık vakti gelir. Ancak bu Mevlana için dayanılmazdır. Rumi, etraftan Şems’i yadırgayanlara ve istemeyenlere şöyle demiştir:
"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."
Mevlana’nın Şems’i araması ve gittikçe sağlığının bozulması üzerine Sultan Veled, Şems-i Tebrizi’yi bularak Konya’ya getirmiştir. Mevlana, onun tekrar gidişini engellemek için evlatlığı Kimya Hatun ile evlendirmiştir.
ÖLÜMÜ VE TÜRBESİ
Şems-i Tebrizi hicri olarak 645, miladi olarak ise 1247 yılında ya onu sevmeyenler tarafından öldürülmüş ya da Konya’yı terk etmiştir. Kimse aslında ona ne olduğunu bilmemektedir. Bugün Konya’da bulunan ve Şems makamı olarak bilinen yerde ona ait bir türbe bulunsa da Şems’in gerçekten burada gömülü olup olmadığı bilinmemektedir.