Aralarında Arda Turan, Selçuk İnan, Semih Kaya, Emre Belözoğlu gibi ünlü eski futbolcuların da yer aldığı çok sayıda kişinin milyon dolarını adeta buhar eden tutuklu banka müdiresi Seçil Erzan'ın 'çantacı'sı Nazlı Can'ın köyünden de paralar topladığı ortaya çıktı. Köylülerin kimi tarlasını, traktörünü satıp kimi de kredi çekip parasını 'gizli fona' vermiş.
Türkiye'nin gündemine oturan milyon dolarlık gizli fon vurgunun izini sürdük, savcılıkta ismi geçenlere ulaşmak için çıktığımız yolda ilginç bilgilere ulaştık. Davanın 7 sanığından biri olan ve tutuklu banka müdürü Seçil Erzan'ın çantacısı olarak bilinen Nazlı Can'ın yaşadığı Tekirdağ'ın Kapaklı İlçesi'nin Yanıkağıl Köyü'ne gittik. Fona birikimlerini kaptıranların sadece ünlü futbolcular ve iş adamlarıyla sınırlı olmadığını; tarlasını, traktörünü satan, kredi çeken köylülerin de para kaptırdığını öğrendik. Sistem aynı şekilde işliyordu. Seçil Erzan'ın çocukluk arkadaşı da olan Nazlı Can, köylülerden topladığı paralar karşılığında iddianamedekilere benzer şekilde 'Falanca teyzeden şu kadar para aldım' yazılı kağıtlar vermiş.
Seçil Erzan ile çocukluk arkadaşı
Büyük bir sessizliğin yaşandığı köyde ilk muhtarlığa uğradık. Muhtar Yücel Başaran, konuşmak istemese de kayıtsız kalamadı, bizimle şu bilgileri paylaştı: "Nazlı Can, tahliye olduktan sonra köye geldi, daha bir hafta oldu. Yeğeni de 'çantacılık' yaparak para taşımış. Nazlı hep burada ikamet etti. Seçil Erzan'la hem çocukluk arkadaşı, hem de uzaktan akrabalar. Seçil de buralı, ikisinin de aileleri akrabaları burada yaşıyor ama Seçil köye Nazlı'nın yanına sayılı geldi. Bizim de Nazlı tutuklanınca olaydan haberimiz oldu."
Sık sık İsviçre’ye gitti
"Parayı İsviçre'ye götürdükleri söyleniyor. Biz de biliyoruz İsviçre'ye çok fazla gidip geldiklerini, gezmek için bile olsa o kadar çok gidilmez. Benim çiftliğim var, Nazlı'nın kuzeni veteriner, onunla çalışıyoruz, maddi durumları da gayet iyi. Onunla konuştum. 'Aramız zaten çok iyi değil kendisiyle. Benden hiç para istemedi, haberim olsaydı belki verirdim' dedi. Bana da hiç gelmedi. Yaşam standartlarında bayağı değişiklikler olduğunu görüyorduk. Seçil'le ilgili olduğunu tahmin ediyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk. Nazlı burada bir fabrikada çalışıyordu, oradan emekli oldu. Herhangi bir işi yok."
Çantacılık yapıyordu
Muhtarlıktan ayrılıp, köylülerle konuşmak için kahve kahve, sokak sokak dolaştık. Attığımız her adımın köylülerin birbirine haber verdiğini gördük. Büyük suskunluk; herkesin her şeyden haberi olduğunu ve konuşmamak için anlaştıkları izlenimini veriyordu. İsminin yazılmasını istemeyen köylülerden biri, "Burada zengin köylü yok, hepsi fakir. Zaten bu köyde para veren varsa kâr etse de söylemez, kaybetse de başına bir şey gelmesinden korktuğu için söylemez. Nazlı'nın babası pandemide vefat etti. Biz de bir ay önce televizyondan gördüğümüz kadarını biliyoruz. Bu köyde değil ama Çorlu'da bir otomotiv bayiinin müdürü para verip, faiziyle geri almış. Aynı şekilde fondan kâr eden ünlü bir de kuyumcu varmış. Çorlu'da Seçil'in para ilişkileri incelenmeli."
Binanın arkasından eve girenler oldu
Uğradığımız kahvelerden birinde konuşmaya çalıştığımız iki köylüden biri, kapının önüne çıkıp telefonla konuştu. Daha sonra bize, "Nazlı'nın evi orası, sizi bekliyorlar" diyerek yolun karşısındaki evi gösterdi. Biz eve varmadan, binanın arkasından dolanıp eve girenler oldu. Zile bastık, bir adamla bir kadın karşıladı. Kadın, "Nazlı burada değil, gidin buralardan" diyerek bizi uzaklaştırdı. Sonrasında Nazlı Can'ın avukatı Hikmet Can'ı aradık. Avukat Can, sorularımıza cevap vermek yerine köyde olmamızdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi, "Köyde ne işin var?" diye sordu. Ondan izinsiz oralarda dolaşamayacığımızı ima ediyordu.
Para dolu çantayı taşırken zorlandım
Seçil Erzan'a, 2 milyon 720 bin dolar kaptıran iş insanı Mert Zeydanlı, "Erzan'a bankanın markası yüzünden güvendim, para dolu çantayı taşırken zorlandım' dedi.
Futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 18 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen DenizBank'ın eski şube müdürü Seçil Erzan'ın davasında yeni mağdur ortaya çıktı. İdianamede, iş insanı müşteki Mert Zeydanlı'nın, Erzan'a 2 milyon 720 bin dolar verdiği ancak bu zamana kadar Erzan'ın parasını geri vermediği belirtildi. Zeydanlı ifadesinde şunları söyledi: "Bu fona sadece Fatih Terim'in para yatırabildiğini ama ailesinin de fona Terim üzerinden para yatırabildiğini söyledi. Örnek olarak Müfit Erkasap'ın eşi Nur Erkasap'ı gösterdi. Nur Erkasap'ı aradım, kendisi ile ertesi gün şubede Seçil Erzan'ın odasında buluşmak üzere sözleştik. Ertesi gün 1 milyon 525 bin dolar para dolu çantayı Nur Erkasap'ın yanında Erzan'a verdim. Çanta çok ağırdır, ben bile o çantayı üst kata çıkarırken zorlandım. Çantayı arabaya kadar benim taşımamı istedi.'
Ödemeleri bankada yaptım
Paranın akıbetini sorduğunda Erzan'ın kendisini oyaladığını belirten Zeydanlı, "Parayı elden teslim ettim, ödemeler hep banka içerisindeydi. Ödemeler için Erzan'dan belge almadım. Yatırımcısı gizli olan bir fona dışarıdan yatırdığım paraya dekont verilmesi zaten mümkün olmazdı. Verselerdi ben şaşırırdım. Bana Erzan'ın anlattığı Fatih Terim adına kurulmuş minimum 25 milyon dolarlık özel fon olduğu ve bankanın müdürü olduğu için güvendim. Erzan'a bankanın markası yüzünden güvendim, kendisine güvenerek ödeme yapmadım' dedi.
Futbolcuların paraları köylülerden
Nazlı Can, Seçil Erzan'ın savcılığa verdiği listede 600 bin dolarla para kaptıran isimler arasında görünüyordu. Bu paranın Nazlı Can'ın köylülerden topladığı para olduğu iddia ediliyor. Fona milyon dolarlar kaptıran bazı futbolculara geri ödemenin de köylülerden alınan paralarla yapıldığı ileri sürülüyor.
Yargı gerçeği açıklayacak
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, futbol camiasının ve iş insanlarının dolandırıcılığı yüksek gelir vadeden gizli fon olayına ilişkin, "7 sanık ve 18 müşteki var. Bu iddianame İstanbul 41. Ağır ceza mahkemesince kabul edildi. İkinci duruşma 12 Ocak'ta gerçekleştirilecek. Yargı elbette iddiaları araştıracak. Kimler suçlu kimler suçsuz ortaya çıkacaktır" dedi.
Fon değil dolandırıcılık
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 80 maddelik torba kanun teklifinin görüşmelerinde milletvekilleri, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül'e 'Fatih Terim Fonu' olarak bilinen ve futbol dünyasından birçok kişinin yüksek getiri vaadiyle dolandırıldığı soruşturmayı sordu. Gönül "Söz konusu olay bir dolandırıcılık olayı ve Sermaye Piyasası mevzuatına tabi olmayan, fon adı geçmesi bizim mevzuatımıza tabi olmayan bir dolandırıcılık olayı" dedi.
Kuyumcudan 750 bin dolar aldı
Seçil Erzan ifadesinde, "Çorlu'da pırlantacı olan Ömer Kahraman da fon vaad ettiğim kişilerdendir. Hatta Ömer, bana vereceği paraları Nazlı'ya teslim etmiştir. Buna ilişkin görsel benim telefonumda yer almaktadır. Nazlı da tam hatırlamamakla birlikte Ömer'den aldığı 750 bin dolar tutarındaki parayı bana getirmiştir. Fakat bu paranın yarısını ödedim, yarısını ödeyemedim" diye konuşmuştu.
Zaman zaman para aldım
İlk duruşmada tahliye edilen Nazlı Can ise ifadesinde, "Zaman zaman birilerinden para almışlığım bu şekilde olmuştur. Daha doğrusu tek başıma sadece bir kez Çorlu'da pırlantacıdan para alıp Seçil'e teslim ettim. Bunun dışında tek başıma kimseden para almadım. Seçil ile birlikte gittiğimizde de parayı her zaman Seçil teslim almıştır. Seçil'in kime ne vaatte bulunduğunu bilmiyorum. Ben kimseyi dolandırmadım" demişti.
Zabıta amiri 500 bin dolarını kaptırmış
Fon dolandırıcılığının bir kolu da Çorlu'ya uzandı. Seçil Erzan'ın dolandırdığı kişilerden biri olan Hüseyin Eligül'ün, Çorlu Belediyesi'nde zabıta amiri olarak çalıştığı ortaya çıktı. Eligül'ün, Seçil Erzan'a 500 bin dolar verdiği belirlendi. Parasının bir kısmını alamadığını belirten Eligül, ifadesinde Seçil Erzan'ı suçladı. Seçil Erzan'ı 30 yıldır tanıdığını belirten Eligül, "Kendisi bana özel bankacılık faaliyetlerinden bahsederek bu faizlerden yararlanabileceğimi söyledi. Seçil'e güvenerek birden çok kez fona yatırması için para verdim, fakat bana parayı parça parça geri verdi, bir kısmını da vermedi" dedi. Eşi Sermin Eligül'ün, Seçil Erzan'ın annesi rahatsız olduğu için onun Bozcaada'daki evinde kaldığını söyleyen Hüseyin Eligül, "Seçil, bir emaneti getirmem için rica etti. Bozcaada'da bir mimardan poşet içerisine sarılı bir şey aldım emaneti kendisine teslim ettim" dedi. Kendisine para veren kişinin mimar İbrahim Kocabaldır olduğunu kaydeden Eligül, bu kişinin de paralarını alamadığını söyledi.