İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Seçil Erzan başta olmak üzere 2'si tutuklu 7 sanık yer alıyor. Ancak, davayla bağlantılı olarak hazırlanan iki yeni iddianame, daha fazla mağdurun ortaya çıkmasına neden oldu. Hacer Çorbacı, Hasan Çorbacı, Kaan Sinih, Sevgi Sinih ve Tursun Sinih'in şikayetçi olduğu bu yeni iddianameler, ana dava dosyasıyla birleştirilerek mahkemeye sunuldu. Bu birleştirme işlemiyle birlikte, davada mağdur sayısı 26'ya yükseldi.
Seçil Erzan'a yöneltilen suçlamalar arasında, vatandaşlara yüksek kar vaadiyle gizli fon iddiasında bulunmak, bu vaadin gerçekleşmediği halde maddi zarara uğramalarına sebep olmak ve dolandırıcılık gibi ciddi suçlamalar bulunuyor. Bu iddiaların üzerine yapılan incelemeler sonucunda, Erzan hakkında istenen ceza miktarı oldukça dikkat çekici bir boyuta ulaştı. Sanık Seçil Erzan'a karşı 275 yıla varan hapis cezası istendi.
Mahkeme sürecindeki gelişmeler ve iddianameler, halk arasında büyük bir merakla takip ediliyor. Her yeni bilgi, bu karmaşık hikayenin perdesini aralamaya yönelik bir adım olarak görülüyor. Ancak, dolandırılan vatandaşların yaşadığı maddi ve manevi kayıpların telafisi için adaletin sağlanması bekleniyor. Bu süreç, Türkiye'de finansal dolandırıcılıklara karşı daha sıkı önlemlerin alınmasını da gündeme getiriyor.
Erzan 24 Mayıs’ta hakim karşısına çıkacak
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameler, ülke gündemini sarsan ve milyonların mağdur olduğu bir dolandırıcılık vakasına dair detayları gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. İddianamelerin birinde, Hacer Çorbacı ve Hasan Çorbacı'nın şikayetçi olarak yer aldığı belirtiliyor. Şikayetçilerin, Çorlu'da pazarcılıkla geçimlerini sağlayan kişiler olduğu ve sanık Seçil Erzan ile babasının pazarcı olması nedeniyle tanıştıkları ifade ediliyor. Seçil Erzan'ın Çorlu'daki şubeden Florya şubesine tayin olması sonrasında müştekileri arayarak birikimlerini Florya şubesine taşımalarını istediği, paraları gizli bir fona yatıracağını söyleyip müştekileri bu fona para yatırmaları için ikna ettiği aktarılıyor.
İddianamede, Erzan'ın müştekilerden 82 bin lira aldığı ve ardından müştekilere 43 bin lira kredi çektirerek bu parayı da sanık Hüseyin Eligül'ün hesabına gönderdiği belirtiliyor. Erzan'ın, Hüseyin Eligül ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek müştekilerden toplamda 125 bin lira para alarak dolandırıcılık yaptığı ifade ediliyor. Sanıklar Seçil Erzan ve Hüseyin Eligül hakkında 3'er yıldan 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendiği belirtiliyor.
Diğer iddianamede ise Kaan Sinih, Sevgi Sinih ve Tursun Sinih'in şikayetçi sıfatıyla yer aldığı aktarılıyor. İddianamede, sanıklar Nazlı Can ve Seçil Erzan'ın müştekileri bankada yatırım yapacaklarına ikna ederek söz konusu fona para yatırmalarını sağladığı ifade ediliyor. Sanıklar Nazlı Can ve Seçil Erzan'ın, şikayetçilerden toplam 2 milyon 250 bin lira ve 150 bin dolar aldığı, bu paranın 1 milyon 550 bin lirasının geri ödendiği belirtiliyor.
Hazırlanan iddianamede, Seçil Erzan ve Nazlı Can'ın 'dolandırıcılık' ve 'özel belgede sahtecilik' suçlarından 4'er yıldan 13'er yıla kadar hapis cezası istendiği ifade ediliyor. Bu gelişmeler ışığında, sanıkların geleceği ve mağdurların adalet talepleri merakla bekleniyor. 24 Mayıs'ta yapılacak olan duruşma, bu önemli davada yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
Hapis istemi 275 yıla yükseltildi
Sanık Erzan'a yöneltilen suçlamalar oldukça ciddi. "Özel belgede sahtecilik" ve "Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından toplamda 84 yıldan 275 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Bu suçlamalar, sanık Erzan'ın iddialı ve organize bir dolandırıcılık faaliyetinin parçası olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, diğer sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün de aynı suçlardan yargılanarak cezalandırılması talep ediliyor. Bu sanıklar için istenen cezalar 3 ile 98 yıl arasında değişiyor. Bu durum, dolandırıcılık şebekesinin geniş ve karmaşık yapısını gösteriyor ve davada kararın alınması için önemli bir aşamayı temsil ediyor.
Bu gelişmeler ışığında, mahkemenin vereceği kararın dolandırılan mağdurlar için adaletin sağlanması açısından büyük önem taşıdığı açıktır. Dolandırıcılıkla mücadelede caydırıcı ve etkili cezaların verilmesi, benzer suçların önlenmesinde kritik bir rol oynayabilir. Sanıkların duruşmada savunmalarını yapmaları ve mahkemenin vereceği kararın kamuoyu tarafından yakından takip edilmesi bekleniyor.