Savaş muhabiri Coşkun Aral, gazetecilik kariyerinde birçok uçak macerasına tanıklık etti. 1980'lerde Alman Hava Kuvvetleri'ne ait hurda bir F-104 savaş uçağını bit pazarından satın alarak Ankara'daki bahçesine getirten Aral, sıra dışı bir proje başlattı. Uçağı yeşilliklerle buluşturarak, savaşın izlerini doğaya dönüştürdü. Gazeteci Aral, projeyi değerlendirirken, "Bir savaş uçağını alıp saksıya dönüştürüp içinde hayatı filizlendirmek bambaşka bir şey. Savaşın izlerini, doğanın güzellikleriyle harmanlamak, bir anlamda barışa katkıda bulunmak istedim." şeklinde açıklamalarda bulundu. Aral'ın “Coşkun Aral Anlatıyor” Youtube kanalında paylaştığı videoda, bahçesindeki savaş uçağını gezdirirken, çiçeklerin ve yeşilliklerin etrafındaki uçakla bütünleşen güzel bir atmosfer oluşturduğunu dile getirdi. Aral, "Baharla birlikte çiçekler fışkırıyor içinden. Dünyada savaş uçağına bahçesinde saksı muamelesi yapan tek insan diyebilirim." sözleriyle projesini anlattı.
“Bunu yapan bir deliyim!”
Gazeteci Coşkun Aral, lüks tüketim alışkanlıklarının ötesinde bir tercih yaparak evinin bahçesine savaş uçağı getirtti. Yıllarını savaş muhabirliği yaparak geçiren Aral, bu projesiyle savaşın izlerini yaşam alanına taşıyarak farkındalık oluşturuyor. "Yaşamım savaşlarda geçti, ben bahçeme savaş uçağı getirttim." diyen Aral, “Şu anda düşünebiliyor musunuz? Gazze bombalanıyor. İsrail'in meşhur Kfir uçakları var. Korkunç uçak. Attıkları bombaları düşünebiliyor musunuz? Bunların hatırladıkça insanların tüyleri diken diken oluyor.“Hayatı filizlendirmek bambaşka bir şey. Ben uçakların attıkları bombaların arasında kaldım. Yanan çocukların ellerini tuttum, çok korkunç günler geçirdim. Savaş rüyalarımı kabusa dönüştürdü. O yüzden dedim ya bir savaş uçağını alıp saksıya dönüştürüp içinde hayatı filizlendirmek bambaşka bir şey. Bunu yapan bir deliyim diyorum” dedi.
Yamyamlık merakı
Coşkun Aral, savaş muhabiri olarak geçirdiği ömrünün izlerini taşıyan, 1980'li yıllarda And Dağları'nda geçen gerçek bir hikayeyi paylaştı. Bahçesindeki uçağın, doğada yaşanan bir trajedinin sembolü olduğunu belirten Aral, açlık nedeniyle zorunlu olarak yamyamlığa başvuran insanların öyküsünü hatırlatan Aral, bu trajik olayın, dünya genelinde büyük yankı uyandırdığını ve bahçesinde sergilediği savaş uçağıyla bu tür yaşam mücadelelerine dikkat çekmeyi amaçladığını ifade etti.
Bahçesindeki savaş uçağını sadece bir dekorasyon objesi olarak değil, aynı zamanda doğa ve tarihle iç içe geçmiş yaşam öykülerini anlamlandıran bir araç olarak gören Aral, bu eseriyle insanların yaşadıkları zorlu koşullarda nasıl hayatta kaldıklarını ve doğanın bu mücadeleye nasıl şahitlik ettiğini vurguluyor. Coşkun Aral, bahçesindeki savaş uçağını, sadece görsel bir öğe olarak değil, aynı zamanda insanlık tarihine dair önemli hikayelerle birlikte doğayla bütünleşmiş anlam dolu bir simge olarak değerlendirdiğini belirtti. Aral, sözlerini şu şekilde bitirdi:
“Bahçesinde savaş uçağı olan bir adamım. Bahçesinde uçak enkazı olan varsa bekliyorum. Bir ara ben başka bir şey daha düşünmüştüm. Bir kokpit ve içinde bir yatakla dünyaya bakmak. Olabilir bütün bunlar ama zaman zaman bu enkaza bakıp geçmişte uçaklarda yaşadıklarımı hatırlıyorum.”