Düğünden sonra soluğu kuyumcuda alan rüzgar erkoçlar, altın için gitmemiş
Rüzgar erkoçlar ve tuğba beyazoğlu kuyumcuda yakalandı
Geçen eylül ayında tuğba beyazoğlu ile evlenen rüzgar erkoçlar önceki gün city's çıkışında objektiflere yakalandı. düğünden hemen sonra kuyumcuya giden rüzgar altınları bozdurmadığını söyledi.
Rüzgar erkoçlar'ın düğünden bir sonraki gün kuyumcuda görüntülenmesi çok konuşulmuştu. rüzgar erkoçlar, konuyla ilgili şöyle dedi: "takıları bozmadık, kasaya koyduk. evde kasa yok ne yapalım?"
Düğünden hemen sonra eşiyle kuyumcuya giden rüzgar erkoçlar, bu kadar aceleci olmasının nedeni olarak evde kasa olmadığını, altınları kuyumcunun kasasına koyduğunu anlattı.
Rüzgar erkoçlar kimdir?
Rüzgar erkoçlar, 26 mart 1986 tarihinde istanbul'da nil erkoçlar olarak doğmuştur. bir ablası, bir kız kardeşi vardır. istanbul suadiye lisesi'nden 2002 yılında mezun oldu. türker inanoğlu tarafından "türker inanoğlu vakfı" adıyla kurulup kısaca "türvak" olarak da anılan vakıf okulunda lise bittikten sonra sinema oyunculuğu okudu.
10 yaşından beri gaye sökmen ajans'a bağlı olarak reklam filmleriyle başlayarak televizyon dünyasında çeşitli projelerde yer almıştır. 2002 yılında nil erkoçlar, molped reklamında; hülya avşar, tuba büyüküstün, hande katipoğlu, yasemin ergene ile birlikte oynadılar.
Ardından yine 2002 yılında berna laçin'in başrolü oynadığı "seni yaşatacağım" adlı dizide rol aldı. 2004 yılında da kadir inanır'ın başrolde olduğu "bütün çocuklarım" adlı dizide oynadı.
Sine show adlı programında sunuculuk yaptı. nil erkoçlar, 2010 yılında cem yılmaz'la birlikte "türk telekom" reklamında rol aldı. bu reklamdan kazandığı 200 bin lira ile kendisine ev aldı.
Nil erkoçlar, 2013 yılının başında ameliyat olarak erkek oldu ve rüzgar erkoçlar adını aldı. 24 şubat 2013'te yayımlanan röportajında iki yıldır hormon tedavisi gördüğünü ve üç hafta önce de cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirdiğini açıkladı.
Erkoçlar, özel hayatına dair bilinmeyenleri açıkladı. rüzgar erkoçlar, cinsiyet değiştirme operasyonu sonrası kameralardan uzak bir hayat yaşamak istediğini ancak ifşa edildiğini söyledi. neden "rüzgar" ismini seçtiğini anlattı. işte rüzgar erkoçlar'ın konuşmasından satır başları:
"pastanenin kapısında çalışma ilanını gördüm ve içeri girdim. ilanı sorduğum kişi zaten oranın patronuymuş. beni tanımadı. hatta çalışmaya başladıktan 4-5 ay sonra beni tanımaya başladı. televizyon izleyen, sosyal medyayla alakası olan bir insan değildi. o dönemlerde yaşadığım deneyimi hiçbir şey bana veremez.
Orada yaşadıklarım şu an beni güçlü kılıyor. 15 saat çalışıyordum ve kendisi gibi beni yetiştiriyordu. sonuçta hiç bilmediğiniz bir meslek. hayatımın en mutlu günleriydi. huzurlu ve özgürdüm.
Çok rahat yaşıyorum. türkiye'de hiçbir insanın başına böyle bir durum gelmedi. kızan insanlar da olmuş bana. şunu anlayamıyorlar; ben ifşa edildim. kendi rızamla çıkıp da "ben böyleyim" demedim. benim kendi öz irademle vermiş olduğum bir karar değildi. benden habersiz iki kişi tarafından, kendi onayımın dışında, hatta ameliyatlıyken ifşa edildim. bir sabah uyandım, "n’oluyoruz ya" dedim.
Ben o kadar popüler bir oyuncu değildim. bakıldığı zaman insanlar tanır mıydı? belki "erkek kardeşi" falan derlerdi. benim düşüncem bu sektörde kameraların önünde bir hayat yaşamak değil, kendim olma savaşımdı. özgür olduğum bir meslek yapabilirdim. oyunculuktan çok keyif alıyorum.
Gelen projeler var ama henüz bunu rüzgar olarak deneyimleyemedim. motorsiklet kullanırken kendimi özgür hissediyorum. özellikle yazın rüzgarı hissettiğinizdeki o duygu. bu yüzden ismim rüzgar.
Cinsiyetimizi oluşturan hormon anne karnında belirlenmeye başlıyor. bende eksik olan hormon erkeklik hormonuydu. ilaçlarla olması gereken noktaya getirildi. hormon psikolojik açıdan da önemli. insanlar bunun farkında değil, hayatınızdaki en önemli faktörlerden bir tanesi. insanı dibe de götürebilir direk yukarı da çıkartabilir. ilaç kullanımı dikkatli yapılmalı ve 3 ayda, 6 ayda bir kontrole gidilmeli.
Bu değişimi yaptırmak isteyen çok fazla insan var. benimle farkına varmaya başladılar. benim gibi olup da kendini saklayan insanlara saygım sonsuz. her şeyin konuşulması taraftarı ben de değilim. sağlıkla, sakalla ilgili gelen sorular oluyor. hormon ilaçlarından dolayı kan akışı hızlı oluyor, kan pıhtılaşması olabilir. sakallarımı doğuştan sakalları az çıkan insanlar da soruyor; ne yapabiliriz diye. "hormonlarınızı kontrol ettirebilirsiniz" diyorum. özellikle kullandığım bir ilaç yok. tüylenme iki senenin içinde oldu. 5-6 senede tamamlanıyor her şey. bir senem daha var aslında.
Tuğba beni bilerek hayatıma geldi. ama benim için çok zor. "bir şeylere kırılıyor mu?" diye düşünüyoum. sevdiğim insanları üzebilecek bir şey olursa... benim hakkımda internet ortamında yazmak çok kolay, karşıma gelip o sözleri suratıma söyleme cesaretinde bulunabilirler mi? aile, hassas nokta; orası tahammül sınırımı aşan şeyler.