Rusya ABD'nin Terör Kartına Ortak Oldu

Haber365 Özel Haber/ Hasan Birgül

Suriye'nin doğu çölünde, Rusya ve Suriye Kürtlerinin gizli işbirliği gerçekleşiyor. Haberin içeriğine baktığımız zaman Rusya ve terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'ye mensup teröristlerle birlikte kurdukları merkez anlatılmış ayrıca Moskova'da stratejik bir çalışma alanları var.

'Yevgeni' olarak tanıtılan bir Rus Albay ile terör örgütü YPG üyeleriyle yapılan görüşmelerde, iki tarafın kısa süre önce bölgede bir araya gelerek bir merkez oluşturdukları aktarılıyor. Wagner bu konuda aktif olarak görev almaktadır.

RUSYA'NIN ORTAĞI YPG

Bölgede ki geçmiş hamleleri hatırlayalım; 

Barış Pınarı Harekatı'nın aktif bir pozisyonda başlamasıyla , ABD harekat üslerini boşaltırken, bunların bir kısmına Rusya ve özel Rus paraları askerleri yerleşmişti.ABD'nin  alandan çekilerek , YPG/PKK'nın işgalinde bulunan Tişrin Barajı, Sırrin, Sebit, Ayn İsa ve Münbiç'teki Saidiye üssünde, Rus güçleri stratejik bir üs kurmuştu.Rusya, 20 Aralık'ta Barış Pınarı Harekatı bölgesinin güneydoğusunda, M4 karayolunun üzerinde yer alan Tel Temr beldesinde bir noktaya konuşlanarak gözlem noktası kurmuştu.

 Rus güçleri halihazırda Münbiç, Aynularab, Rakka ve Haseke'de en az 10 üs ve askeri noktada varlık göstermektedir. ABD bölgede kumar oynamak istemiş fakat Türkiye faktörünü unutmuştu. ABD ve Rusya’nın bazı farklılıklar dışında birbirine yakın  ve aynı stratejik bir pozisyona sahip oldukları görülmektedir. 

Türkiye, Suriye’de PKK terör örgütünün Suriye kolu PYD-YPG, DAEŞ ve el-Kaide bağlantılı grupları terör örgütü olarak net kabul etmekte ve bu aktörlerin siyasi çözümün parçası olmasına kesinlikle karşı çıkmaktadır. PKK ile PYD/YPG arasındaki organik bağ, örgütü destekleyen ve PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden devletler tarafından da bilinmektedir.

Putin'in paralı askerlerini duymayan yoktur. Wagner grubu bölgede hem lojistik hem istihbarat bakımından etkili bir rol oynamaya başlamıştır.PYD-YPG Sözcüsü Redor Halil’in, tüm uluslararası ajanslar tarafından haberleştirilen açıklamasına dönüp bakalım anlaşmaya Suriye’deki Rus askeri komutanlığı ile YPG arasında varıldı. Halil açıklamada, Rusya, Terörle mücadele anlaşması çerçevesinde üs kuracak dedi. Rusya’nın kuracağı üste, YPG-PYD güçlerini modern savaş yöntemleri konusunda eğiteceği de bilinmektedir. İşte Wagner tam burada devreye girip stratejik hamleler yapmıştı.

RUS RULETİ

Rusya her ne kadar ABD ve Batı ile Suriye’de rakip olsa da Suriye’nin federal bir yapıya sahip olması, PYD/YPG’nin siyasi çözüm masasında olması konusunda benzer bir pozisyona sahiptir. Rusya tarafından hazırlanan ve bir Astana Zirvesi’nde dağıtılan Suriye Anayasa taslağında Suriyeli Kürtlere kültürel özerklik verilmesi, özerk teşkilatların kurulması ve Suriye ordusuna bağlı özerk silahlı yapıların olması gibi kısımlar bulunmaktadır. Rusya açısından PYD/YPG’ye ilişkin sıkıntı örgütün aşırı şekilde ABD nüfuzu altına girmiş olmasıdır.

Rusya’nın PYD/YPG’yi ABD etkisinden kurtarıp kendi nüfuz alanına çekebildiği oranda örgütün arkasında durma ihtimali söz konusudur. Rusya  süreç içinde PYD/YPG’nin Suriye’de hedeflerine ulaşabilmesi için adresin ABD değil kendisi olduğunu net olarak göstermeye çalışmıştır. Rusya bu bağlamda Suriye rejimi ve PYD/YPG arasında bir dizi görüşme ve pazarlığa ara buluculuk yapmıştır. Ancak bu pazarlıklar, ABD’nin PYD/YPG’yi görüşmelerden çekilmeye zorlaması, rejim ve PYD/YPG’nin beklentileri arasındaki makasın çok açık olması gibi nedenlerle başarısızlığa uğrasa da sonuç olarak Rusya’nın da Suriye’de PYD/YPG’nin rolü konusunda ABD’den kalır tarafı yoktur.

PYD,YPG,SDG’nin siyasi kanadı olarak faaliyet gösteren Suriye Demokratik Meclisi Rusya’nın daveti üzerine 29 Ağustos 2020 tarihinde Moskova’da ağırlanmıştır. Taraflar arasında daha öncesinde de görüşmelerin yürütüldüğü ve karşılıklı ziyaretlerin gerçekleştiği bilinmektedir. Fakat bu seferki girişimde Moskova hükûmetinin ilk kez resmî bir davette bulunması Rusya'nın bölgede Rus Ruleti oynadığının göstergesidir. Net olarak anlaşılmalıdır ki Rusya’nın attığı bu adımın, Suriye’nin geleceği için ortaklaşa inşa edilen sürece zarar vermesi muhtemel olarak gözlenmektedir.