Çağımızın en yaygın hastalığı olan serviks – rahim ağzı kanserine her yıl 500 kadın yakalanıyor. Birçok ülke, Dünya Sağlık Örgütü’nün desteğiyle tarama ve aşılama kampanyalarıyla, 2030 yılında rahim ağzı kanserinin önüne geçilmesini hedefleniyor.
ÖLÜM ORANLARI GİDEREK AZALIYOR
Prof. Dr. Hüseyin Hüsnü Gökaslan, rahim ağzı kanseri hakkında bilgilendirmede bulundu. Rahim ağzı kanserinin varlığını saptamak için kullanılan smear testinin aynı meme kanserinde tarama amaçlı kullanılan mamografi gibi kanserden ölüm oranlarını azalttığını dile getiren Prof. Dr. Gökaslan, şöyle devam etti:
‘Günümüzde rahim ağzı kanserinin teşhisi amacıyla iki toplum tarama testi kullanılıyor. Smear ve HPV testleri ayrı ayrı ya da beraber kullanılabiliyor. Beraber kullandığımız zaman tarama sıklığını 3 yıldan 5 yıla çıkarabiliyoruz. Smear testi periyodik olarak belirli aralıklarla yapıldığında riskli yapıları yakalama şansınız yüzde 95'lere çıkıyor. Tek bir kez HPV testi yaptığımızda da saptama şansımız yüzde 94. dolayısıyla ikisi beraber kullanıldığında oldukça etkin bir tarama yöntemi oluyor. Ancak HPV testini 30 yaşın altında kullanmıyoruz, sadece smear testini kullanıyoruz.’
ERKEN YAŞTA BAŞLAYAN CİNSEL HAYAT RİSKİ ARTIRIYOR
Rahim ağzı kanserinin cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak kabul edilebileceğini söyleyen Prof. Dr. Gökaslan, ‘HPV enfeksiyonlarını önlediğimiz zaman, yol açtığı hücresel bozuklukları erken dönemde saptadığımız takdirde gerçekten bu kanseri önleme şansına sahibiz’ dedi.
Prof. Dr. Gökaslan risk faktörlerini, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, çok eşlilik, partnerin çok cinsel eşi olması, kondomsuz cinsel ilişki, sigara içmek, bağışıklık sistemindeki bozukluklar, çok sayıda doğum yapmış olmak, uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıkların varlığı olarak sıraladı.
Pandemi nedeniyle tarama amaçlı birçok tetkikin, hastaneden kovit enfeksiyonu kapma endişesiyle yapılamadığını belirten Prof. Dr. Gökaslan, ‘Ancak en kısa zamanda hastaların taramalarına devam etmeleri çok önemli’ diyerek uyarılarda bulundu:
‘Rahim ağzı kanserinin en sık görülen belirtisi, adet dönemi dışındaki kanamalardır. bu kanama hafif olabilir, iltihabi - kanlı olabilir. Özellikle cinsel aktif yaşamı olanlarda cinsel ilişki sonrası görülen kanama çok önemli. Bu kanama araştırılması gereken bir kanamadır. Menopoza girdikten sonra herhangi bir kanama da yine alarm niteliğinde kabul edilmelidir. Genelde kanamalar bir tümör oluştuktan sonra gerçekleşiyor ve cinsel ilişki gibi bir nedenle tetikleniyor. Adet kanaması dışında hiçbir kanama normal değildir, mutlaka doktora başvuruyu gerektirir.’
Sigaranın rahim ağzı kanseri riskini tetiklediğine dikkat çeken Prof. Dr. Gökaslan, ‘Sigara akciğer kanserinden sonra en çok rahim ağzı kanserine yol açıyor. Bu nedenle sigarayı bırakmak çok önemli’ diyerek devam etti:
‘Pap testine en son konsensusa göre 21 yaşında başlanması gerekiyor. Bundan sonra her 3 yılda bir 24 - 27 - 30 yaşlarında yapılması ve smear testiyle takip edilmesi öneriliyor. 5 yılda bir yapılan HPV testi ile eğer yüksek riskli olan virüs tiplerinden saptanırsa o zaman smear testinin de yapılması gerekiyor. Smear testi aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz yapılabiliyor.’