Psikoterapi, bir kişinin duygusal ve davranışsal temelli problemlerini eğitimini tamamlamış ve deneyim kazanmış bir uzmanın yardımıyla çözme ve ruhsal iyiliğini arttırma amaçlı gerçekleştirdiği psikolojik destek aşamasıdır. Kişi psikoterapi sürecinde hem kendisini daha iyi anlamakta hem de mevcuttaki sıkıntılarının kaynağına dair bir öz farkındalık geliştirmektedir. Psikoterapide yeni davranış ve düşünce kalıpları oturtmak suretiyle becerilerini geliştirir.
Öte yandan psikoterapi için mutlak surette bir sorun olması gerekmez. Kişi potansiyellerini açığa çıkarmak, beceri ve yeteneklerini bir uzman görüşle birlikte keşfetmek için de psikoterapiye ihtiyaç duyabilir.
Zaman zaman, kişi öylesine sıkışmış bir durumda ve boşlukta gibi hisseder ki sorunlarla tek başına mücadele edemez. Bu sorunlara karşı bir çıkış yolu göremez. Pesimist bir bakış açısıyla olayları ve durumları değerlendirir. İşte psikoterapi, böyle zamanlarda ortaya çıkmaktadır.
PSİKOTERAPİ NE İŞE YARAR?
- Psikoterapide kişi, ruhsal durumu ile alakalı eksik ve fazla yanlarını keşfetme fırsatı bulur. Bunun yanında olumlu yanlarını da ön plana çıkarmayı öğrenir.
- Diğer yandan, yaşamını nasıl kontrol altına alabileceği, değişen ve gelişen koşullara karşı nasıl sağlıklı kararlar alabileceğini fark etme fırsatı yakalar.
- Psikoterapide terapist, kişilerin hayatı noktasında yönlendirici, yadırgayıcı ve yargılayıcı olmaz. Sizi ve anlattıklarınızı olduğu gibi kabul eder ve hayatınıza dair sorular sorarak, davranışlarınızın kökenlerine inmeye çalışır.
- Kişi psikoterapide hayatından ya da anlattıklarından dolayı utanç duymaz. Kendisini rahat hisseder ve bu şekilde sorunun kaynağını görmeye çalışır.
PSİKOTERAPİ HANGİ DURUMLARDA ÖNERİLİR?
Aşağıda sıraladığımız ruhsal durumların karşısında gönül rahatlığıyla uzman bir hekimden psikoterapi talebinde bulunabilirsiniz;
- Depresyon
- Kaygı bozuklukları
- Ailevi sorunlar
- İkili ilişkilerde meydana gelen sorunlar
- Ayrılık ve boşanma durumları
- Yakın bir insanın kaybı
- Öfke kontrolünde zorlanmalar
- Kendini ifade etme güçlüğü
- Özgüven problemleri
- Cinsel istismar ve cinsel sorunlar
- Doğum sonrası ağır depresyon
- İşten kaynaklı sorunlar
- Kronik hastalıklar ve bedensel engeller
Bazı hastalıklarda psikoterapi tek başına yeterli gelemeyebilir. Bu gibi durumlarda doktorunuzun da tavsiyesiyle ilaç tedavisi almanız gerekebilir. Psikolog sizi uzman psikiyatra yönlendirir ve sağlık sorununuza ve şikayetlerinize göre uygun dozda ilaç tedavisi başlar.
PSİKOTERAPİDE GİZLİLİK İLKESİ NE ANLAMA GELİR?
Klinik psikolojide ve dolayısıyla psikoterapide doktor-danışan ilişkisi gizlilik temelli ilerler. Konuşulan her şey konuşulan kişi ve konuşulan yer ile sınırlı kalır. O odadan dışarıya hiçbir şekilde çıkmaz. Tersi durumlarda psikoloğun lisansı iptal edilir ve meslekten ihraç edilme riskiyle karşı karşıya kalır.
PSİKOTERAPİYE NE KADAR SÜRE GİDİLMELİ?
Psikoterapi çoğu zaman 45 dakikalık seanslar halinde devam eder. Ruhsal sorununuz için kaç seansa ihtiyaç duyulacağı psikoloğun yapacağı değerlendirmeler ölçüsünde netleşir. Yaşadığınız sorunların süresi ve şiddeti, psikoterapinin süresini belirleyen ana etkenlerdendir.
PSİKOTERAPİ YÖNTEMLERİ
Psikoterapist Mustafa Gödeş, dünyada 400'ün üzerinde psikoterapi yaklaşımı olduğunu dile getirerek en çok kullanılan 10 psikoterapi yöntemini açıkladı.
Psikoanalitik Terapi: Psikoanalitik yaklaşım, danışanların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. Seans süresinde herhangi bir sınırlandırma ve sansür olmadan danışanın “serbest çağrışım” şeklinde anlatması beklenir.
Adlerian Terapi: Adler, kişinin yaşadığı sorunların kendisi ve yaşam hakkındaki yanlış inançlarından kaynaklandığını savunarak bu sorunlar düzeltildiğinde bireyin ruh sağlığının da düzeleceğini savunmuştur.
Varoluşçu Terapi: Varoluşçu terapi kişi kendi kaderini yazar felsefesi ile hareket eder. Varoluşcu terapide terapistin görevi birey kendi özgün kararlarını alma aşamasında rehberlik etmektir.
Davranışçı Terapi: Davranışçı terapide terapist sorunun kaynağının öğrenme, modelleme sonucunda ortaya çıktığını ve kullanılan çeşitli teknikler ile (sistematik duyarsızlaştırma, ödüllendirme, yoksun bırakma vb.) bu problemin değiştirileceğini savunur.
Rogeryan Terapi: Rogeryan terapi danışan merkezli bir terapi yöntemidir.
Gestalt Terapi: Fritz Pels tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Dayandığı kuramsal temelin özü şudur: Bütün parçalardan oluşur, ancak parçalar tek tek bütünü yansıtmazlar, belirlemezler.
Kognitif Terapi: Sorunun kaynağının yanlış düşünce ve inançlardan kaynaklandığını ve bu yanlış düşünce ve inançların değiştirilmesi ile duygu ve davranışların da değişeceği tezinden hareket eden bir terapi yöntemidir.
Aile Terapisi: Terapi sürecine anne, baba, çocuk, eş gibi aile fertlerinin de dahil olduğu bir terapi sürecidir.
Art Terapi: Yazı, müzik, resim, drama kullanarak danışanın duygu ve düşüncelerini açığa çıkarmayı ve yine bu tekniklerden faydalanarak sağaltımı amaçlayan bir terapi yöntemidir.
Emdr Terapisi: Göz hareketleriyla bilginin yeniden işlenmesi ve travmanın duyarsızlaştırılması teorisinden hareket eden ve daha çok travma sonrası stres bozukluklarında kullanılan etkili bir terapi yöntemidir.
Hipnoterapi: Hipnoterapi hipnoz ve hipnotik tekniklerin kullanıldığı bir terapi yöntemidir. Hipnozun genellikle ruhsal hastalıklrda uygulanmasıyla gerçekleşmektedir.